AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yapılan kabine toplantısı sona erdi. 

Erdoğan, toplantının ardından yaptığı açıklamada dış politika yoğunluklu bir konuşma yaptı. 

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in ABD Senatosu'nda yaptığı açıklamaları hatırlatan Erdoğan, ''Artık benim için Miçotakis diye biri yok. Bundan sonrasını kendisi düşünsün. Biz birbirimize yeteriz. ABD, Miçotakis'e bakarak kararını vermeyecektir'' ifadelerini kullandı. 

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

''Rize-Artvin Havalimanı'nın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Gençlik şölenimizin ardından yaşanan trafik kazası ve can kaybından büyük üzüntü duydum.

Sayıları 550 bini bulan yoklama kaçağı, bakaya gençlerimize bedelli askerlikten faydalanabilme yolunu açıyoruz.

Açık cezaevlerindeki hükümlülüler için uygulanan kovid-19 izinleri ile ilgili yeni bir değerlendirme yaptık. Kovid-19 izinlerini 31 Temmuz 2023'e kadar uzatıyoruz.

Geçtiğimiz 20 yıl eser ve hizmet siyaseti tarihteki yerini almıştır. 

Cumhurbaşkanlığı olarak İletişim Başkanlığımızın koordinasyonları ile kapsamlı bir 100. yıl programı hazırlıyoruz.

MUHALEFETE YÜKLENDİ
Muhalefet, 1908'in bir adım ötesine geçememiştir. Bizim ülkemizde gerçekleştirdiğimiz büyük demokrasi devriminin eksikleri hatta yanlışları da olabilir. Ama bu eksikleri kapatacak bir muhalefet ile konuşmaya hazırız.

Karşımızda sadece Türk milletinin bu topraklarda yaşadığı en büyük kötülükleri sahiplenen arkaik bir muhalefet var. Gerçekleştirilen her projeye karşı çıkan ancak karşısına program koyamayan sığ bir muhalefet ile karşı karşıyayız.

Bizim referansımız hizmetlerimizdir. Muhalefetin referansı ise koskoca bir imparatorluğu yıkama götüren olaylardır.

Siyaset sahnesinde varlık gösterme niyeti ile ortaya çıkanlardan feraset beklemenin bir vatandaş sıfatıyla hakkımız olduğunu düşünüyoruz. 'Düşün arkama' deyip, milleti uçuruma sürükleyen siyaset tarzının devri kapanalı çok oldu. Muhalefete bu cesareti dünya ve bölgemizde yaşanan krizlerin, sıkıntıların, çatışmaların verdiği anlaşılıyor

Türkiye böyle bir gerici, habis bir muhalefeti hak etmiyor. Ülkemizin her meselesini nasıl biz çözdüysek mevcut sıkıntıların üzerinden de biz geleceğiz.

Kendini yenilemek başkalaşmak demek değildir. Değerlerimizi koruyarak kendimizi yenilediğimzi sürece hiç bir farklılık bizi tehdit etmez.

85 milyon vatandaşımız için konjoktürün getirdiği sıkıntıları azaltmak için tedbir almayı da unutmuyoruz. Dar gelirli vatandaşlarımızı koruyacak mekanizmaları kuruyor ve işletiyoruz. Asgari ücret artışı, memur maaşlarına yapılan yüksek zamlar bu yaklaşımlarımızın göstergesidir.

Her alanda ülkemizin ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşıladığımız için bundan sonra vatandaşlarımızın refahını arttıracak adımlar atacağız.

FİNLANDİYA VE İSVEÇ'İN NATO'YA BAŞVURUSU
Bizim NATO'nun genişlemesi konusundaki fikrimiz, bağnazlıktan değil terörle mücadele konusundaki ilkeli duruşumuzdan kaynaklanıyor.

Görüştüğüm kişilere her şeyden önce terör örgütlerinin NATO'da yer almasını kabullenemeyeceğimizi söyledim.

Yunanistan'da 10'a yakın üs var. Bu üslerle kimi tehdit ediyor. Bu üsler Yunanistan'da niye kuruluyor? AB ülkelerine 400 milyar euro borcu olan bir ülke. Kendisi ile görüştük. Görüşmede aramıza üçüncü ülkeleri sokmayalım diyerek mutabık kaldık. Ama şurada bir ABD seyahati oldu. Senato'da Türkiye'nin aleyhine konuşmalar yaptı.

Biz bu yıl stratejik konsey toplantısı yapacaktık. Artık benim için Miçotakis diye biri yok. Bundan sonrasını kendisi düşünsün. Biz birbirimize yeteriz. ABD, Miçotakis'e bakarak kararını vermeyecektir. Özellikle İsveç, Finlandiya meselesi. Bu iki ülkedeki Türkiye karşıtı hareketleri kabul edemeyeceğimizi söyledik. 

Stockholm'de terör örgütü destekçileri eylem yaptı, polis korudu. Almanya'da da aynısı oldu. Ama tepki gösterenlere polis çok sert müdahale etti, 15-16 yaşındaki çocuklara.

Terör örgütlerine destek verenler bize sergiledikleri hukuksuz, kibirli tavırlardan vazgeçmelidir. Somut olarak bu değişimleri gördüğümüzde üzerimize düşeni yapacağımızdan kimse şüphe duymasın.'

UZAY PROGRAMI
Artık dünyada siyasi bağımsızlığın teknolojik bağımsızlıktan geçtiğini biliyoruz. Teknolij bağımsızlık için çalışıyoruz. Dünya düzenini belirleyicisi konumundaki teknolojinin her alanında proaktif bir Türkiye inşa ediyoruz. Bu nedenle uzay yarışında yer almak bir mecburiyettir.

Türkiye'de bir nesil ülkelerin uzay yarışını televizyonda izlediler. Gençler, bu yarışın parçası olsun istiyoruz.

Milli Uzay Programı çerçevesinde bir Türk vatandaşının uzaya gönderilmesi sürecini resmen başlatıyoruz. İki aday gerekli tüm eğitimleri alacaklar. Eğitimlerin ardından iki kişiden biri 2023'te Uluslararası Uzay İstasyonu'na gidecek. ''