Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes Kara’nın aile baskısıyla "yurt" olarak kaldığı cemaat evinde gördüğü baskıları anlattığı bir video çektikten sonra yaşamına son vermesi Türkiye'nin gündemine oturdu. Kara'nın yaşamına son vermesinin ardından ülke genelinde tarikat ve cemaatlere tepki gösterildi.

AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan da, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Enes Kara hakkında açıklamada bulundu. Özkan, Kara'nın hiçbir zaman KYK yurdunda kalmak için başvurmadığını söyledi. 

Özkan, "Enes Kara kardeşimiz yaşadığı bunalımlar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Üzüntülüyüz. Hiç kimse ailesinden daha büyük acı hissettiğini elbette düşünemez. Ailesinin de vermiş olduğu bilgiye göre Enes Kara hiçbir zaman KYK yurtlarında kalmak için başvurmadığını ailesi teyit etmiş ve devletin resmi makamları nezdinde de böyle bir başvurunun olmadığı alınan bilgiler çerçevesinde görülmüştür" dedi. 

Özkan bu tarz olaylar üzerinden siyasi çıkar elde etmenin doğru olmadığını söyledi, bugüne kadar çok değişik sosyal çevrelerin içerisinde de intiharlar olduğunu savundu. 

'ÖĞRENCİLERİN HÜR İRADESİYLE KURULMUŞ BİR EV'
Özkan, Enes Kara'nın kaldığı tarikat evinin bir yurt olmadığını savunarak, "Ev statüsünde öğrencilerin bir araya gelerek oluşturduğu yere müdahil olmuştur. Gençlik Spor Bakanlığı'na bir yurt dediğimiz zaman bakanlık yurt standartı taşıyıp taşımadığını inceliyor. Burada olayın gerçekleştiği yer yurt değil. Bakanlığın izinliğiyle açılmış bir yer değil, gençlerin hür iradeyle bir araya gelip açmış olduklarını görüyoruz. Elbette bununla ilgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapacaklar" diye konuştu. 

CAHİT ÖZKAN'IN CEMAAT SEVGİSİNİN GEÇMİŞİ
Cahit Özkan, geçmişte Fethullahçılarla olan yakın ilişkileriyle biliniyor. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın, 27. Dönem için Meclis’te hazırlanan albümde, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan derneklerden İstanbul Genç Girişimciler Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu özgeçmişi bölümüne eklediği ortaya çıkmıştı.

Cahit Özkan’ın geçmişi İstanbul Genç Girişimciler Derneği ile sınırlı değil. Özkan, Fethullahçıların kumpas davaları sürecinde yaptığı savunmalarıyla da tanınan biri.

KANAL KANAL DOLAŞIP KUMPAS DAVALARI SAVUNDU
Bir dönem Hukukçular Derneği Genel Başkanlığı yapan Cahit Özkan, kanal kanal dolaşarak  Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını savunmuştu. Özkan, Balyoz davasında Özgür-Der (Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği) adına davaya müdahil olmuştu.

ORDUEVİNİN ÖNÜNDE YATIP KALKMIŞTI
Yine aynı Cahit Özkan, 2010 yılında Fenerbahçe Orduevi önünde Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukatla toplanarak, Balyoz davasında haklarında tutuklama kararı çıkan askerlerin ordu evinde saklandıklarını iddia etmişti. Bu durumu protesto eden Özkan, ‘askerlerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından himaye edildiğini’ öne sürmüştü.

- AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, 2010 yılında Hukukçular Derneği Başkanı olarak bir grup avukatla beraber Fenerbahçe Orduevi önünde Genelkurmay Başkanlığını protesto etmişti.

Ergenekon davasına Danıştay ve Dink cinayetlerinin dahil edilmesini de savunan Özkan, o dönemde basında çıkan açıklamalarında “Ergenekon sadece darbeye teşebbüs davası değildir. Darbe girişimi davaları olan Balyoz ile Ergenekon’u birbirinden ayıran en önemli fark da Ergenekon’un aynı zamanda bir cinayet davası da olmasıdır. Dink cinayetine giden yoldur” iddiasında bulunmuştu.

FETHULLAHÇI HAKİMLERE SAHİP ÇIKMIŞTI
Özkan, Ergenekon davasından yargılanan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle hakkında tazminat davası açılan hakimlere ilişkin kararın Yargıtay tarafından onanmasını da tepkiyle karşılamıştı.

Fethullahçı çetenin İlhan Cihaner’e yönelik kumpasını da canhıraş savunan Özkan, dönemin Erzincan Başsavcısı Cihaner’in tahliyesinden sonra göreve dönmesine de tepki göstermişti. Cihaner’in, hakkındaki delilleri karartabileceği iddiasında bulunan Özkan, “Başsavcıya derhal görevden el çektirilmeli” çağrısını yapmıştı.

'CEMAAT TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL'MİŞ
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan 2011 yılında katıldığı TV programında MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Cemaat faaliyetlerini askıya alsın" çağrısını "Cemaatin faaliyetleri cemaat hukuki ve siyasi bir çalışma içerisindedir. Burada bir terör örgütü mantığıyla yaklaşması öncelikle o cemaate yapılan bir yanlıştır. Bir siyasetçiye asla yakışmayan bir tavırdır" şeklinde değerlendiriyor.