Toplumsal Haber Merkezi

AKP'ye iktidar yolunu açan, aradan 24 yıl geçmesine rağmen AKP'nin her fırsatta kullandığı ve üzerinden 'mağduriyet' devşirdiği 28 Şubat süreci, yine AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın gündemiydi. Erdoğan "28 Şubat, tıpkı 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül şeklinde ulusal iradeyi, milletin değerlerini hedef alan bir darbe girişimidir" demişti.

Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlarla, Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin kurduğu koalisyon hükümeti dağılmıştı. Ardından Refah Partisi kapatılmış, Türkiye gericiliğinin kurucu isimlerinden Necmettin Erbakan’a siyaset yasağı konulmuştu.

Hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 28 Şubat kararları ile ilgili değerlendirmede bulundu. Eminağaoğlu açıklamasında “AKP, her konuda olduğu gibi, darbe tanımını bile işine geldiği gibi değiştirmekte mahir!..” ifadelerini kullandı.

Eminağaoğlu'nun değerlendirmesi şöyle:

Parti kapatma davaları, son aşamada ve zorunlu sosyal gereksinim durumunda.

MGK, sivil ve askerlerden oluşan anayasal bir kurum.

MGK, işte bu son aşama öncesi RP’nin bulunduğu iktidara, irtica konusunda yaşananlarla ilgili olarak 28 Şubat 1997’de aldığı tavsiye kararlarını bildirdi.

Hele de bugün geriye doğru bakılırsa, kim veya MGK üyesi olan her kim o kararlara imza atmam diyebilir.

Anayasal kurum olan, hala da anayasal kurum niteliği süren MGK’nın “tavsiye kararları” iktidarı mı devirdi…

Daha sonra son aşamada 21 Mayıs 1997’de kapatma davası açıldı ve RP kapatıldı.

İHAM da bu davayı haklı gördü!

Sonrası mı!..

O siyasi mirası devralan AKP, iktidara geldi.

2008’de açılan kapatma davasından, FETÖ’nün durumdan vazife çıkarmasıyla kurtuldu!

Kendi eylemleri hakkında tavsiye kararı alabilecek fiilen bir MGK kalmadı!

2010’da, kendisi hakkında kapatma kararı alamayacak bir AYM yarattı!

Anayasa kağıt üzerinde kaldı!

AKP, her konuda olduğu gibi, darbe tanımını bile işine geldiği gibi değiştirmekte mahir!