Karamollaoğlu’nun gündeminin ilk sırasında yargı reformu vardı.

Reformlarla ilgili bazı hususlara dikkati çekmek istediğini söyleyen Karamollaoğlu, şunları söyledi:

''18 yıldır tek partinin yönettiği bir ülkede eğer ciddi manada bir reform süreci başlatılacaksa bu önce ciddi bir özeleştiri ardından toplumsal mutabakat ile sağlanabilir. Açıkça söylemeliyim ki; bu özeleştiri yapılmadan muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının bir dikkat çektiğimiz hususlar ele alınmadan bir reform süreci eksik ve anlamsız olacaktır. Reform dediğiniz mefhum sabah kalktığınızda hadi yapalım diyebileceğiniz bir şey değildir.

Sayın Adalet Bakanı ne dedi; adalet gerçekleşsin de arkasından ne olursa olsun. El hak doğru söyledi buna kendisi inanıyor ama ne yazık ki bu gerçekle bağdaşmıyor.

Siz anayasa herkesi bağlar diyeceksiniz ondan sonra AYM’nin verdiği bir kararı ben uygulamam diyen bir mahkeme reisini terfi ettireceksiniz. Hakikaten havsalam almıyor benim.

Karamollaoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan üzerinden yeniden gündeme gelen Kalan İstanbul projesi tartışmasını “Kanal İstanbul’u bugün birileri özellikle de belediye tenkit ettiği zaman balyoz gibi tepesine iniyor. Halbuki aynı şeyi zamanında kendileri de yaptılar. Bu sebeple içinde muhalefetin dahil edilmediği bir süreç işletilirse hele de muhalefet suçlanarak netice almak istenirse şimdiden uyaralım müspet bir sonuca ulaşılamaz” diye değerlendirdi.  

İç hesaplaşmayı hedefleyen iddialar...

İYİ Parti’den ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın ‘CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin yeni bir anayasa yapmak için gizli toplantı yaptığı iddiasına şu sözlerle yanıt verdi:

Efendim neymiş gizli saklı anayasa görüşmeleri yapmışız.  Bu kadar saçmalığa kim itibar ediyor anlamıyorum.2.5-3 yıl evvel seçimlere giderken millet ittifakını oluşturan ilkeler kamuoyuna açık toplantıda ele alındı ve deklere edildi. Bu anayasa yapmak için falan değildi. Bu tip açıklamalar ülkeye zarar veren dedikodulara sebep olan özellikle de iç hesaplaşmayı hedef alan iddialar olduğu için üzerinde durmuyorum.                                                    

Şirazi'nin sözüyle seslendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide de seferberlik başlattığını hatırlatan Karamollaoğlu, “Eğer Türkiye’de ekonomi için bir seferberlik başlatılacaksa bu seferberlik önce saraydan başlatılmalıdır. Devlet kurumlarından, belediyelerden başlatılmalıdır. Eğer siz sarayda bir günde 10 milyon lira harcarsanız nüfusu kırk bin civarı olan ilçe belediye başkanı 3-4 milyonluk makam aracına biner. Sadi Şirazi’nin dediği gibi; Halkın bahçesinden padişah bir elma yerse adamları ağacı kökünden sökerler” dedi

Koronavirüs salgınında ölü ve hasta sayılardaki artışa dikkat çeken Saadet Partisi lideri şunları söyledi:

Son zamanlarda koronavirüs rakamlarının gizlendiği kanaati yaygın. Rakamları söylemekten milletin morali bozulmaz, biraz daha tedbirli olunur. Ama siz bunun kabahati sırtınıza yüklenir diye rakamları gizlerseniz, bu sefer de başka bir manzara ortaya çıkıyor, tamamen güvensizlik doğuyor. Güven telkin etmek istiyorsanız gerçekleri olduğu gibi ortaya koyacaksınız.

Madencilik yasasına dikkati çekti

Madencilik kanununda birtakım değişiklikler yapılmak istendiğini ve bu gelişmenin kendilerini endişelendirdiğini aktaran Karamollaoğlu, “Bu değişikliklere göre; maden şirketleri, ormanı ve tarım arazisini tahrip edebilir. Tarım arazilerinin, ormanların tehdit altında olduğu bir süreç var. Siz bunları ciddi bir şekilde kontrol etmezseniz kendi menfaatini gözetenler etrafı darma duman eder. Madenciliğin gelişmesi Türkiye’nin kalkınmasında temel konudur ama tarım ve ormanı tahrip ederseniz bunu düzeltmek ileride mümkün olmayabilir” diye konuştu.