Kayyum Melih Bulu’nun AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla rektörlüğe atanmasını protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için 11 Ocak’ta Ege Üniversitesi önünde ve 12 Ocak’ta Dokuz Eylül Üniversitesi’nin karşısındaki Hasanağa Bahçesi’nde eylem yapan öğrencilere soruşturma açıldı.

Eylemlerin üniversite dışında gerçekleştirilmesine rağmen rektörlüğün 35 öğrenci hakkında soruşturma başlatması ise dikkati çekti. Soruşturma açılan öğrenciler üyesi olmadıkları yapılarla ilişkiliymiş gibi gösterilerek fişlendi.

Haklarını kullanmalarına rağmen soruşturma açıldığını söyleyen bir öğrenci, tamamen barışçıl bir eylemin ardından kendisine ve birçok kişiye soruşturma açıldığını söyledi, “Eylemlerde attığımız ‘Kayyum rektör gidecek üniversiteler özgürleşecek’ sloganının suç sayıldığını gördük” dedi.

Soruşturmayı yürüten akademisyenlerin bile öğrencilere hangi sebepten soruşturma açıldığını anlamadıklarını söyleyen Avukat Semih Taşcan ise “Emniyetin yaklaşık 35 öğrencinin görüntülerini Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne teslim ettiğini ve bunun sonucunda öğrencilere soruşturma açıldığını öğrendik. Öğrencilere giden soruşturma yazılarında, YÖK Disiplin Yönetmeliği’nin hangi maddesi uyarınca savunma istendiği veya öğrencilerin hangi hareketlerinden dolayı savunma istendiği yazmıyor. Çok muğlak bir ifade var, her bir öğrenciye atfedilen hareketin ne olduğu açıkça yazılmalı. Bu şekilde savunma hakkı da ihlal ediliyor. YÖK disiplin kurulu yönetmeliğine baktığımızda kınama, uyarı ve uzaklaştırma cezalarının hangi durumlarda verilebileceği net şekilde ifade ediliyor. Bunlar çoğunlukla üniversite içerisindeki faaliyetler. Ancak üniversite dışındaki böyle bir faaliyetin cezası yönetmelikte yok” diye konuştu.