Davutoğlu'ndan Babacan'a tepki: 21'de 21 reddedilen metin ilk kez ortaya çıktı   

HABER MERKEZİ

26.07.2022

Küskün AKP'li Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Saadet Partisi tarafından kabul edilen, Deva Partisi tarafından ise parti yönetiminin oybirliğiyle reddedilen deklarasyon önerisi iki parti arasında sosyal medya üzerinden kavga başlattı.

Halktv'den İsmail Saymaz, söz konusu deklarasyona ve Davutoğlu'nun Babacan'a yanıtına bugünkü köşesine yer verdi.

O yazıdan bir bölüm:

Davutoğlu, “21’de 21 reddedilen” deklarasyonu ilk olarak bugün halktv.com.tr aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmaya karar verdi.

Davutoğlu’nun kaleme aldığı deklarasyon şöyle:

“Biz DEVA, Gelecek ve Saadet partileri olarak ülkemizin geldiği kritik eşikte nesiller boyu savunageldiğimiz değerlerin ve kazanımların korunması için:

1- 28 Şubat benzeri doğrudan veya dolaylı vesayet rejimleri üzerinden din ve vicdan özgürlüğüne karşı oluşabilecek her eylem ve politika karşısında demokratik hak ve özgürlükleri ve büyük fedakarlıklarla elde edilmiş kazanımları korumak,

2- Geniş kitlelerin fedakarca mücadeleleri sonucu elde edilen kazanımları üzerinde yükselen iktidarlarını milletin temel değerlerinden koparak yolsuzluklar, yasaklar ve yoksulluktan oluşan şer üçgeniyle sürdüren ve bu nedenle başta gençlerimiz olmak üzere halkımızın bu değerlere karşı yabancılaşmasına yol açan güç yozlaşmasına karşı mücadele etmek amacıyla her siyasi konjonktürde mutlak işbirliği yapmak kararını almış bulunuyoruz.

Uzun mücadeleler sonucu elde edilen kazanımlarımızın korunması yozlaşmış bir iktidar gücüyle değil, böylesi kararlı bir duruşla mümkün olabilir. Bu bir seçim ittifakı değil, geniş kitlelere kazanımlarımızı kaybederiz korkusu yayarak, yolsuzluklarını meşrulaştırma ve iktidarlarını sürdürme çabası için olanlara karşı ilkesel bir işbirliğidir. Bu iş birliğine katılmak isteyen diğer partilere de kapımız açıktır.”

Davutoğlu, 5 Ağustos 2021’de bu deklarasyonu Karamollaoğlu’na sunduğunu, SP liderinin “Ali Bey de olsun” demesi üzerine 23 Ağustos’ta Babacan ile görüşerek, metni teslim ettiğini belirtiyor. Babacan’ın ortak hareket etmeye isteksiz davrandığını, geri dönmediğini, deklarasyonunun reddedildiğini basından öğrendiklerini kaydediyor.

Davutoğlu, Babacan ve DEVA’yı sertçe eleştirerek, şöyle diyor:

“DEVA’da ‘hayır’ diyen 21 arkadaşıma soruyorum: İki paragraflık metinde sizi ne rahatsız etti kimlik olarak? ’28 Şubat’ı yapmak isterlerse onlara karşı mücadele edeceğiz’ dememiz mi, rahatsız etti? ’28 Şubat’ı örtü gibi istismar ederek yolsuzluk yapanlara karşı mücadele edeceğiz’ dememiz mi? Bizlerle beraber olmak rahatsız ettiyse altılı masada da beraberiz. Atomize olan siyaseti toparlamamız lazım. ‘Ben’ dememek, ego yapmamak lazım.”

Altılı masada birden çok ittifak olabileceğini, DEVA, Gelecek ve Saadet’in ikinci bir ittifak daha kurabileceğini savunuyorsunuz. Yanlış mı biliyorum?

Çünkü yeni seçim yasası çıktığı için milletvekili seçimlerinde atılı ittifakın toplu girmesinin kazanımı yok. Aksine birbirine yakın partiler seçim ittifakı kurarlarsa büyük şansları var. Endişeli muhafazakarlar siyasetinin geleceğini belirleyecek, bunu görelim. Onları tatmin etmedikçe AK Parti ve MHP’nin dini ve milli değerleri istismarına dayalı otoriter yapısını değiştirmek neredeyse imkansız.

Teklifiniz hala geçerli mi?

Hiçbir zaman kapıları kapatmam.

Babacan’ın sözlerinden sonra…

O tercihte bulundu. Bundan sonra tekrar tekrar vurgulamam saygısızlık olur. Bir karar vermişler, hayırlı olsun. Ama bu kararın kimlikle ilişkilendirilmesini özellikle o kimliğin doğrudan muhatabı olan kitlelere bırakıyorum.

Kırgın gibisiniz.

Geçmişte öyle çok şey gördüm ki artık kırılmayı unuttum. (Gülüyor) Küsmeyi, kırılmayı unuttum. Benim için şu an tek şey var: Türkiye’de gerilimleri azaltacak ulusal bir uzlaşı ortamı sağlamak. Altılı masa bunu sağlıyor. Kalıcı siyasi dönüşüm için içinden çıktığım ve kimliğiyle onur duyduğum, yanlış temsil edildiğine inandığım toplumsal kesimlerin korkularını gidermek ve onlara yeni bir ufuk çizmek. O ufku çizmek için bu metni bir zemin gibi teklif etmiştim. Şöyle denebilirdi: “Bu metnin şuralarını değiştirelim. Değiştirirdik.

Ne oldu sonra?

Saadet Partisi ile süreç yürüyor. Saadet de ben de arzu ediyorduk ki DEVA içinde olsun, daha güçlü olsun.

Kılıçdaroğlu ve Akşener nasıl bakıyor?

Bu süreci altılı masa kurulurken Meral hanımla da Kemal beyle de paylaştım. Bu altılı masaya alternatif ya da onu engellemek için çıkmış değil. İttifak içinde ittifakın olabilmesi gerektiğini söyledim. Siyasi olgunlukla karşıladılar. Siyasette inandırıcılık çok önemli. Sahicilik önemli. Eğer tartışma açılmasaydı bu konuları konuşmazdım. 21’de 21 reddedilen bir metinle ilgili öyle bir heyula dolaştı ki… Çok negatif bir şey olması lazım diye düşünüldüğü için ben de soruya muhatap oldum: “Hocam nedir bu metin?” Altılı masanın zeminin kuvvetlendiren bir şeydir. Orayı zillet diyerek, milli manevi değerlere düşman, bizi de oraya takılan kulüp gibi gösterenlere karşı cevaptır.

Ben şimdi DEVA’da “hayır” diyen 21 arkadaşıma soruyorum: İki paragraflık bu metinde sizi ne rahatsız etti kimlik olarak? “28 Şubat’ı yapmak isterlerse onlara karşı mücadele edeceğiz” dememiz mi rahatsız etti? “28 Şubat’ı bir örtü gibi istismar ederek yolsuzluk yapanlara karşı mücadele edeceğiz” dememiz mi? Bizlerle beraber olmak rahatsız ettiyse altılı masada da beraberiz. Atomize olan siyaseti toparlamamız lazım. Burada “ben” dememek, ego yapmamak lazım.