CHP’li Sibel Özdemir, kamu tüzel kişiliği unvanı verilen vakıf yükseköğretim kurumlarının Anayasa ve kanunlara göre kesinlikle kazanç amacı güdemeyeceklerini belirterek, “Bir siyasi ya da iktisadi gruba bağlı olmakla birlikte adeta vergi vermeden para kazanan bir şirket haline dönüşen vakıf üniversiteleri bulunmaktadır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) yaptığı basın toplantısında üniversitelerde liyakate dayalı olmayan atamaları, usulsüz ve 'adrese teslim' akademik kadro ilanlarını ve son dönemde vakıf yükseköğretim kurumlarında akademisyenlerin yaşadığı sorunları gündeme getirdi.

"Siyasi saiklerle doğrudan partili Cumhurbaşkanı tarafından Boğaziçi Üniversitesine atanan hatta yerleştirilen mevcut yönetimin çok hızlı bir şekilde kadrolaştığını" ifade eden Özdemir, "Bölümlerin talebi olmadan veya görüşü dahi alınmadan doğrudan rektörün tasarrufuyla atamalar yapılmaktadır. İlgili bölümlerin dahil edilmediği ve hatta bilgilendirilmediği, sadece rektörün şahsi istekleri ve kendisine gelen taleplere göre belirlenen bir istihdam süreci nitelikli eğitime ve bilimsel üretime vurulmuş ağır bir darbedir" ifadelerini kullandı.

‘SAYILARI ARTIYOR KALİTELERİ DÜŞÜYOR’
Son dönemde özellikle bazı vakıf yükseköğretim kurumları ve bu kurumlarla ilgili kamuoyuna yansıyan sorunları da değerlendiren Özdemir, "YÖK istatistiklerine göre 78 vakıf yükseköğretim kurumu bulunmakta. Öğrenci sayısı toplam 502 bin, öğretim elemanı sayısı 29 bin. Sayıları hızla artarken kalite ve nitelik maalesef aynı şekilde artmamıştır. Çok az sayıdaki vakıf üniversitesi kurumsallaşmasını tamamlayarak, nitelikli eğitim vererek, bilim ve teknolojiye katkı sunmaktadır" dedi.

‘ÇOĞU VAKIF ÜNİVERSİTESİ ANAYASA’NIN DIŞINA ÇIKIYOR’
Kamu tüzel kişiliği unvanı verilen vakıf yükseköğretim kurumlarının Anayasa’ya (130. Madde) ve kanunlara göre kesinlikle kazanç amacı güdemeyeceklerini kaydeden Özdemir, "Vakıf üniversitelerinin çoğunun kanunlara uymadığı son dönemde vakıf üniversitesi öğretim elemanlarının açıklamalarıyla kamuoyu gündemine geldi. Bir siyasi ya da iktisadi gruba bağlı olmakla birlikte adeta vergi vermeden para kazanan bir şirket haline dönüşen vakıf üniversiteleri bulunmaktadır. Bu kurumlar Meclisin çıkardığı yasalara da uymayarak öğretim elemanlarının yasal hakkı olan ücret ve özlük haklarını vermedikleri gibi ağır çalışma koşulları altında mobbing uyguladıkları da kamuoyuna yansımaktadır" şeklinde konuştu.

‘YÖK VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİ DENETLEMELİ’
Son dönemde özellikle Ayvansaray, Nişantaşı, Bilgi ve Maltepe üniversitelerinde yaşanan süreçlerin de dikkate alınması gerektiğini ifade eden Özdemir, "YÖK'ün ve Meclis'in vakıf üniversitelerinin oluşumu, sermaye yapıları, sermaye grupları ile ilişkileri, mali yapılarının şeffaflığı, lobileri, statüleri ve en önemlisi eğitimdeki nitelikleri, akademisyenlerin ücret ve özlük hakları gibi çok temel sorunları denetlemesi ve gereğini yapması gerekmektedir. Maltepe üniversitesi ile ilgili denetim yaptığını duyuran YÖK'ün Nişantaşı ve Bilgi de başta olmak üzere tüm vakıf üniversiteleri denetlemesi ve gerekli yasal girişimleri sonuna kadar yapmalıdır.

Özdemir, "Hangi kurumların gerçek anlamda bir üniversite olduğu, eğitim verdiği, bilimsel araştırmaları ve projeleri destekleyip desteklemediğinin ortaya konulması için bizler, Meclis olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu, alarm veren vakıf üniversitelerinin ve öğretim elamanlarının içinde bulunduğu çalışma koşullarının araştırılması için çağrıda bulunuyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.