AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada “Mesleki Eğitim Merkezlerinin cazibesi daha da artacak” diyerek organize sanayi bölgelerinin tamamında mesleki eğitim merkezi kurma sözü verdi.

Sol'da yer alan habere göre; Mesleki eğitim bünyesindeki son sınıf öğrencilerin üç gününü staj yaparak tamamladığı şu anki sistem iş dünyasına yetmemiş olacak ki Meclis’te kabul edilen yasayla Mesleki Eğitim Merkezlerinin yaygınlaşacağı ve organize sanayi bölgelerinin tamamında kurulacağının açıklandı. 

Son düzenleme ile bu okullarda okuyan öğrenciler 9,10 ve 11. sınıfta ayda en az 1275 TL, 12. sınıfta da 2125 TL maaş alacaklar. İşyerlerinin öğrencilere verdiği maaşın tamamı devlet tarafından karşılanacak..

MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ NEDİR?
Meslek liselerindekinden farklı olarak bu okullarda okul eğitimi haftada bir gün. Diğer günlerde işletmelerde mesleki eğitim yapılıyor. Üçüncü yılın sonunda öğrenciler kalfalık sınavına, dördüncü yılın sonunda ise ustalık sınavına alınıyorlar. 

Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarına bakıldığında “Mesleği sahada öğrenirsiniz. Mesleği öğrenirken de ücret almaya başlarsınız. (Net asgari ücretin en az yüzde 30'u)” deniliyor. Öğrencilerin staj yaptıkları işletmeye devlet katkısı ödeniyor, bu katkı 20 kişinin altında çalışanı olan işletmelere asgari ücretin 1/3'ünün 2/3'ü şeklinde, 20'nin üstünde çalışanı olan işletmelerde ise asgari ücretin 1/3'ünün 1/3'ü şeklinde ödeniyor.

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ YASALLAŞIYOR
2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre çırak işçi sayısı 245 bin iken, şu an bu sayı 1 milyonu aşmış durumda. 600 bin civarında da kayıt dışı çalışan çocuk işçi bulunduğu tahmin ediliyor.

MESEM’lerin yaygınlaşmasıyla birlikte Türkiye’de “çırak” ve “stajyer” adı altında milyonlarca çocuğun ciddi bir emek sömürüsüne maruz kalacağı anlaşılıyor. Türkiye genelinde çocukların maruz kaldığı her türlü sosyal ve psikolojik baskıya alan açacak olan bu dönüşüm, 18 yaş altı çocukların çalıştırılmasının da yasal zemini haline gelecek gibi görünüyor.

Meslek liselerinin müfredatlarına baktığımızda mesleki formasyona yönelik ve pratik ağırlıklı dersler görünüyor. Bir meslek liselinin öğrenmediği ders ve konulardan sorumlu tutularak üniversite sınavına girmesiyse daha baştan öğrenciye dezavantaj sağlıyor.

Daha önce 12. sınıfta başlayan ve adı “işletmede beceri eğitimi” olarak verilen dersler MESEM ile birlikte 9. sınıflara kadar inmiş, çocuklar doğrudan sermayenin az maaşı elemanı haline gelmiş olacak.

MESEM konusunda yapılan açıklamalar, eğitime piyasacı bakış açısının bugün çok daha sınıfsal bir kimlik kazandığını gösteriyor. Görülen o ki, patronlara asgari ücretin üçte biri oranında çalıştıracağı, hakkını aramak konusunda bir yetişkin gibi davranması beklenemeyecek yeni bir işçi ordusu hazırlanıyor.