Kayıplarını ve faili meçhul cinayetlerin faillerini arayan Cumartesi Anneleri, 2018 yılında 700. hafta buluşmasından dolayı yargılanıyor. Gazeteci ve kayıp yakını Faruk Eren, "Galatarasay Meydanı’nda ne soruyorsak, mahkemede de aynısını soracağız" dedi.

Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları anma nedeniyle “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri’’ kanuna muhalefet ettikleri gerekçesiyle Cumartesi Anneleri’nden 46 kişi bugün hakim karşısına çıkacak. Gazeteci ve kayıp yakını Faruk Eren ile faili meçhul cinayete kurban giden Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe, ilk duruşma öncesi yargılamaya giden süreci ve iktidarın tutumunu değerlendirdi.

'ÖNCE ABİMİ VERİN, SONRA YARGILAYIN'
Gazete Davul'da yer alan habere göre; Mahkemede hakimlere “Önce abimi verin, sonra yargılayın’’ diyeceğini söyleyen Faruk Eren, 12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen ilk isimlerden biri olan abisinin (Hayrettin Eren) akıbetini mahkemede de sormaya devam edeceğini söyledi.

Yapılan yargılamanın bir itiraf niteliğinde olduğunu ifade eden Faruk Eren, ‘’Devlet aslında bize, Galatasaray’da İnsan Hakları Derneği’nin önünde saldırarak biz bu kayıpların failiyiz dedi. Bu yargılama ve bize yönelik saldırılar bunun itirafı. Ama hesap etmedikleri bir şey var. Kayıp yakınları bu mücadeleyi başlattıklarından beri defalarca gözaltına alınıp işkence gördüler ama vazgeçmediler. ‘Çocuğumun kemiklerini verin’ diyen anneler var. Bu insanları neyle sindirebilirsiniz?’’ şeklinde konuştu. Eren, ‘’Galatarasay Meydanı’nda ne soruyorsak, mahkemede de aynısını soracağız’’ dedi.

MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Faruk Eren kayıp yakınlarından özür dilenmesi gerekirken 2 yıl sonra dava açıldığını ve 3 yıl hapis istemiyle yargılandıklarını belirtti.

İddianamede ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganının dahi suç olarak gösterildiğini belirten Eren, iktidarın 700. haftada toplanacak olan kalabalıktan ürktüğünü belirterek o gün yaşananları şöyle anlattı:

700. hafta çok kalabalık olacaktı. Biz de erken gittik. Henüz saat 10.00’du. Gider gitmez her hafta etrafımızda olan, tanıdığımız polisler eyleme izin verilmediğini söyledi. Biz de ‘nasıl olur her hafta yapıyoruz’ derken saldırıya başladılar. Ve orada Emine Ocak’ı gözaltına aldılar. Sonra vazgeçtiler ama darp edildi insanlar, plastik mermeriler, gaz bombası atıldı. İnsanlar yaralandı, dövüldü ve sonuçta 50 kişiye yakın insan gözaltına alındı. Ve bir daha bizim Galatasaray Meydanı’nda toplanmamıza izin verilmedi. En son salgının başlamasıyla kendi irademizde ve hem de kayıp yakınlarının yaşlarının ileri olması nedeniyle sosyal medyadan eylemlerimizi sürdürüyor ve her hafta Galatasaray meydanı talebimizi dile getiriyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz.

'SÖZ VERDİĞİNİZ İNSANLARI GÖZALTINA ALIYORSUNUZ’
27 yıl önce gözaltına alındıktan sonda cesedi bulunan Özgür Gündem Gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe ise Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin dünyanın en saygın eylemlerin arasında bulunduğunu belirterek bu eylemlerde kayıpların akıbetini sormak dışında herhangi bir şey yapılmadığını ve atılan sloganların da bu yönde olduğunu söyledi.

700. haftada yaşananları değerlendiren Tepe, o hafta büyük bir kalabalığın toplanacağını ve Galatasaray Meydanı’nda her hafta yapılan anmanın, büyük kalabalığın toplanmasını engellemek için yasaklandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde oğlunun kemiklerini arayan Berfu Ana’ya söz verdiğini hatırlatan Tepe, ‘’Bir Başbakan olarak söz veriyorsunuz ama bırakın bu sözü yerine getirmeyi tam tersine Galatasaray Meyanı’nda, söz verdiğiniz insanları gözaltına alıyorsunuz’’ ifadelerini kullandı.