Gazeteci Can Ataklı, Erdoğan sonrası sürece yönelik konuşulan senaryoları değerlendirdi. Ataklı, Abdullah Gül'ün aday olması ile Türkiye'nin başına gelecek tehlikeye dikkat çekti.  

Can Ataklı, Youtube kanalındaki yorum programında Sedat Peker videolarının başka bir şeye evrilmeye başladığına dikkat çekti. Peker'in ifşalarının çok önemli olduğunu tekrarlayan Ataklı, FETÖ'cü gazetecilerin Sedat Peker'e açıktan cephe almaya başladığına dikkat çekti. Ataklı, cemaatin, Peker'in bir tezgahın içinde olduğunu göstermeye çalıştığını ifade etti.

Ataklı, "iç içe geçmiş komploların tercümesini yapmaya çalışacağım" dediği programda yeni çıkan alternatiflere dikkat çekti. Ataklı, "yeni senaryoların ortaya çıkmaya başladığını" belirterek Ankara'da Erdoğan'ın gideceğine dair bir inancın geliştiğini ve o giderse yerine oturur muyuz hesaplarının yapıldığını ifade etti..

4 farklı senaryonun olduğunu söyleyen Ataklı, bunları şöyle sıraladı:

'ABİLERİN' LİDERLİĞİNDE 'GEÇİŞ HÜKÜMETİ'

Ataklı, "Erdoğan sağlık problemlerini öne sürerek koltuktan çekilebilir ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Binali Yıldırım ikilisi 'abiler' olarak geçiş hükümeti kurabilirler" diyerek bu senaryonun bu olabileceğine dikat çekti. Ataklı, Sedat Peker'in Binali Yıldırım ile ilgili sözlerinin bu ihtimalin önünü kesmiş olabileceğini söyledi.

'TEHLİKELİ ADAM' SOYLU

İkinci ihtimalin Süleyman Soylu olduğunu söyleyen Ataklı, Soylu'nun içerde ve dışarda (emniyet, jandarma, sahil güvenlik filan ona bağlı)  silahlı bir güç oluşturduğunu hatırlatarak "belki Erdoğan'ı ciddi şekilde sıkıntıya sokan bu" dedi. Soylu ile ilgili "tehlikeli bir adam" nitelemesinde bulunan Ataklı, "zaten karakteri de böyle; vur, kır, öldür, yok et filan, tamamen duygulardan arınmış. Gece gündüz, cumhurbaşkanlığı için (çalışıyor)..." dedi.

ADALET BAKANININ 'ŞERİATÇI' GRUBU

Üçüncü grubu "çok sürpriz bir grup" olarak değerlendiren Ataklı, Adalet Bakanı ve Meclis Başkanının içinde yer aldığı bu grubun 'tam şeriat kafasına' sahip olduğunu belirtti. Ataklı, "Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle ilgili mütaalada bulunan Adalet Bakanı'nın tamamen hukukun dışına çıkarak 'biz Müslümanız, Müslümanlara göre bu haramdır, o halde bu çocuklar tutuklanır' gibi bir mütaala verdiğini" hatırlattı. Ataklı, buna verilen yetersiz tepkiyi eleştirerek Adalet Bakanı'nın bu çıkışının da onun gelme ihtimalini zayıflattığını öne sürdü.

EN ÖNEMLİ İKİLİ: İSTİHBARAT VE SİLAH GÜCÜ

Ataklı, 'en önemli ikili' dediği  "Eski Genelkurmay Başkanı ve şimdiki Savunma Bakanı Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan"ın bulunduğu dördüncü gruba dair şunları söyledi:

"Bu ikisi de Amerikancı ve Amerika'nın sözünün dışına çıkmazlar. Ve en önemlisi bu tür durumlarda en önemli iki şey bunların elinde: 1-İstihbarat 2- Silah gücü. Milli Savunma Bakanlıpının elinde muazzam bir ordu var." 

"BU 4 SENARYODA İÇERDEN BİR DARBE OLUYOR"

"Şimdi bu 4 formül de bir çeşit saray darbesini andırıyor. İçerde bir numara oluyor, Tayyip Erdoğan kayıp gidiyor. Devletin yeniden yapılandırılması için bu 4 formül konuşuluyor. Ama şimdi bir 'beşinci formül' var. 

CEMAATİN FORMÜLÜ: ABDULLAH GÜL 

"Bunu Erdoğan da istiyor. En barışçıl en sakin geçiş bu. Erdoğan, 'Abdullah Gül benim kardeşim' diyecek. AKP onun öncülüğünde gidecek seçimlere. Davutoğlu ve otomatikman Babacan buraya geçecek ve bir güç oluşturacaklar. Zaten İngiliz-Amarikan sisteminin Türkiye'de görmek istediği de bu: 'Babacan yönetiminde bir ekonomi, AKP'nin önde gelen 'abilerinin' hakimiyetinde, muhalefetin eline geçmemiş bir iktidar biçimi'... Şimdi cemaat en çok bu formüle yakın.

CEVHERİ GÜVEN NE DİYOR?

Ataklı, Cevheri Güven'in iktidarın zorla el değiştirmesine karşı çıktığını bunun seçimle olması gerektiğini savunduğunu ifade ederek 'tehlikeye' dikkat çekti.

Ataklı, özetle şöyle devam etti.

"Şimdi Cevheri Güven birden bire Sedat Peker'e döndü, 'Peker, Hulusi Akar ve Hakan Fidan'ın kontrolünde' diyor. Peker, buna 'tanımam' filan diye tepki gösterince Cevheri Güven orada Peker'in daha önce Soylu'yu da tanımam dediğini yakalıyor. Peker, 1 sene önce Soylu'yu tanımam demişti ama sonradan 'Süleyman Soylu'yu siyasete ben soktum. DYP'nin başkanlığını ele geçirmesi için adamlarımla birlikte onun yanında gittim' filan dedi.  Yani Akar'ı ve Fidan'ı tanımıyorum demesi doğru da çıkmayabilir. Cevheri Güven de 'zaten ben onları sıkı fıkı tanıyor anlamında değil, 'bu bir Tayyip Erdoğan'ı tasfiye etme yapısı fakat Erdoğan'ı tasfiye ederken sulh yoluyla değil maraza çıkararak yapmak zorundalar ki güç kullanarak ülkenin yönetimini ele geçirsinler. İşte Sedat Peker de onlara bu yolu açıyor. Bu ille darbe şeklinde değil, saray darbesi şeklinde de olabilir' diye anlatıyor."

Ataklı, Cevheri Güven'in iktidarın marazalı bir şekilde gitmesi durumunda bu gruplara bir şey olmayacağını öne sürdüğünü ve Sedat Peker'i bu konuda suçladığını ifade etti. Ataklı, "Peker'in böyle bir tezgah içinde yer aldığına inanmıyorum ama Peker'in anlattıkları böyle bir şeye yol da açabilir" dedi. 

SULH YOLUYLA 'GÜL FORMÜLÜ'

Ataklı, Abdullah Gül formülünün cemaatin en çok işine gelen formül olduğunu söyleyerek Erdoğan'ın kendisine dokunulmaması kaydıyla çekilebileceğini ve Gül'ün daha önce 'Herkesin ortak kararıyla aday olurum, başa gelirsem Erdoğan ve ailesine dokunmamı kimse beklemesin' sözleriyle bunu deklare ettiğini söyledi.

Ataklı, Erdoğan'ın en çok Gül'e güvendiğini belirtti.

GÜL FORMÜLÜ TUTARSA CEMAAT TÜRKİYE'NİN BAŞINA GÜM DİYE OTURMUŞ DEMEKTİR

Ataklı, Gül'ün iktidara gelmesi durumunu "Bu cemaatin gelip Türkiye'nin başına güm diye oturmasıdır" diye değerlendirdi.

Ataklı, öte yandan CHP ve İYİ Parti içinde cemaate yakın olanlar isimler varsa bile bu iki partinin iktidara gelmesi durumunda cemaatin biteceğini ifade etti.

Ataklı, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına seçilmesi durumunda Davutoğlu ve Babacan'ın iktidara taşınacağını ve en kısa sürede her şeyin eski haline ama bu defa 'legal' olarak döneceğini belirtti.