Tele1 yazarı, gazeteci Yılmaz Polat, bugünkü yazısında Büyük Ortadoğu Projesi’nin devamı Türkiye Demokrasi Projesi’nden bahsetti.

“AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı BOP Eş Başkanı yapanların, 20 yılda Türkiye’yi avuç açacak hale getirenlerin kim olduğunu, neler yaptığını, kurulan kumpasları biliyoruz” diyen Polat, yazısında “Eski fareler AKP gemisini terk etti. Bir dönem ‘Süpürmeyin, kullanın’ diyenler artık ortada görünmüyor” ifadelerini kullandı.

Polat yazısının devamında şunlardan bahsetti:

Veciz sözü Türk siyasi tarihine geçiren Erdoğan’ın danışmanı olarak ABD ile AKP arasında siyasi sorunları çözme görevi üstlenen Cüneyd Zapsu’nun bile sesi çıkmıyor. Kara para aklayıcısı Rıza Sarraf, kartel patronları ve oligarkların gözde sahil kenti Miami’de oturuyor.

'MURAT MERCAN BİR TÜRLÜ KREDİYE ULAŞIP MÜJDE VEREMİYOR'
Yazısında “Büyükelçi Murat Mercan Washington’a atandığından beri ABD’yi dolaşıyor. Etkili Musevi kuruluşlarının kapısını çalıyor, ‘Hannukkah’ gecelerine katılıp, hemen her hafta bir sinagogu ziyaret ediyor” ifadesini kullanan Polat, “‘Hakikati arıyorum’ rumuzlu Twitter hesabında Kongre’de yaptığı sınırlı ziyaretleri yazıyor ama bir türlü ‘kredi ve ABD desteğine’ ulaşıp müjde veremiyor” dedi.

“Kısaca dilleri varmıyor. Hakikati biz söyleyelim. ‘AKP artık ABD’nin hasta adamı’” ifadelerinin kullanıldığı yazıda Polat, “‘Türk Demokrasi Proje’ yapımcıların ‘Ilımlı İslam Projesi’nde olduğu gibi ‘Eş Başkan’ olarak kimi münasip gördükleri henüz bilinmiyor” yorumunda bulundu.

"FANATİK' ARAP ÜLKELERİNİN DESTEKLEDİĞİ BİR İSİM OLACAKTIR"
Polat yazısınının devamında şunları kaydetti:

Örgütün finans desteği aldığı bölgeye bakılırsa muhtemelen ‘fanatik’ Arap ülkelerinin desteklediği bir isim olacaktır. Yine ‘siyasal İslamcı biri.’

Bazı isimlere bakıldığında örgütün bir dönem AKP’yle birlikte yürüyen kumpasçı FETÖ’cü isimlerle bağlantılı olduğu anlaşılıyor.
Açıklamaları hedeflerinde daha önce olduğu gibi Atatürk’ün partisi CHP ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin olmaya devam edeceğini gösteriyor.

ABD yapımı ‘Türk Demokrasi Projesi’ raporlarında CHP ve kurumlarına açıkça ‘iftira ve saldırı’ var.

Washington’da hiç bir şey tesadüf değildir.

Karaköy Lokantasında Henri Barkey yemeği kiminle yedi?

Uzun yıllar AKP ve Fethullahçılara verdiği destekle bilinen ‘Ilımlı İslam’ savunucusu eski CIA danışmanı Henri Barkey’in Osman Kavala hakkında casusluk suçlamasına delil olan Karaköy Lokantası’ndaki yemekte ‘O masada Kavala’yla birlikte değildik’ açıklaması ortalığı karıştırdı.

Barkey’ın ‘o gece tanınmış bir Türk gazeteciyle yemekteydim’ demesi dikkatleri gazetecilere çevirdi.

Henri Barkey’i uzun yıllardır yakından izledim. AKP ve Fethullah Cemaatine verdiği destek, FETÖ’cü, ılımlı İslamcı, liberal, ‘yetmez ama evetçi’ gazetecilerle olan yakın ilişkisi bilinir. Bir ara CNN Türk’ün uzman yorumcusu vs.

‘Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’ya suikast’ gibi karanlık senaryoların tanığı, Balyoz, Ergenekon kumpasların destekçisi Barkey’in yemekte beraber olduğu gazeteci merak konusu oldu.

Barkey’in o akşam iddianamede iddia edildiği gibi Kavala’yla yemek yemediği ortaya çıktı.

'AYDINTAŞBAŞ YEMEK YEDİYSE YEDİM DEMELİ'

Şimdiye kadar ne Barkey’den ne de Aydıntaşbaş’tan bir yalanlama gelmedi.

Bekaa Vadisi’nde PKK kamplarında Öcalan’la kebap yerken resim çektiren, Kandil’de Karayılan’la muz yiyen gazeteci resimleri gördük.

Aslı Aydıntaşbaş Henri Barkey’le yemek yediyse ‘yedim’ demeli. Çözümü başka yerlerde aramamalı. Çözüm ‘şikayet etmek’ değil, gerçekleri söylemektir. Gazeteciye yakışan budur.
Aksi halde Barkey yada o akşam Karaköy Lokantası’nda bulunan Kavala’yla aynı masada oturan bir başkası ‘çok tanınmış gazetecinin’ ismini verecektir.
Bu arada Aydıntaşbaş Washington yolcusu.

Eylül ayından itibaren Brookings Institude adlı düşünce kuruluşunda izleyeceğiz. Kuruluşun Avrupa bölümünde Türkiye ile ilgili programlar yapacağı söyleniyor.