T24 yazarı Mehmet Tezkan, yeni parti kurması beklenen ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de desteklediği eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Babacan'ın partide lider olmayacağına yönelik sözlerini değerlendiren Tezkan, Türkiye'de vatandaşların lidere oy verdiğini söyledi.

"Belki de Babacan haklıdır; gençler her gün nutuk atan, kendilerine her gün öğüt veren, her şeyi bilen, toplumun babasıymış gibi davranan lider modelinden sıkılmıştır" diye ekleyen Tezkan, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun kuracağı yeni partilerin İYİ Parti ve CHP'nin oluşturduğu Millet İttifakı'na katılıp katılmayacağına yönelik de dikkat çeken bir yorumda bulundu.

Tezkan'ın bugünkü köşe yazısından öne çıkan kısımlar şöyle:

"Bu rejimin olmazsa olmazı ittifak. Yani ön koalisyon. "Koalisyonlar Türkiye'ye çok çektirdi" diye yola çıkanlar Anayasa değişikliğiyle zorunlu hale getirdi.

AKP-MHP koalisyonu kurulmasaydı Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilebilir miydi?

MHP koalisyondan seçilip muhalefete geçip erken seçim istese, Erdoğan ittifaksız (koalisyonsuz) yeniden seçilebilir mi? Yüzde 50+1 oyu alabilir mi?

Hayır diyorsanız, Türkiye ittifaklara/koalisyonlara mahkum edildi derim.

O halde, her partinin başında karizmatik bir lider olması gerekmiyor. Çünkü ittifak kuran partiler yürütmenin yegane temsilcisini belirleyecekler.

Yani tek kişi!



O belirledikleri kişi meydanlara çıkıp oy isteyecek. Seçmen o kişiyi tartarak oy verecek.

Demem şu; parti genel başkanlarından çok, artık o genel başkanların üzerinde uzlaşacakları aday önemli.

Örnek, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi.

Örnek, İmamoğlu."

'MİLLET İTTİFAKI'NA KATILACAKLAR GİBİ DURUYOR'

"İlk seçimde olacaklar belli. Cumhur İttifakı Erdoğan'ı aday gösterecek.

Millet ittifakı da (Babacan ve Davutoğlu'nun partisi de katılır mı; bilemem. Ama ittifaka gireceklermiş gibi duruş sergiliyorlar) bir aday çıkaracak. O aday belki de bir partinin genel başkanı olmayacak.

İki aday yarışacak. Hadi üç diyelim.

Genel başkanlar aday olmayacaksa genel başkanlar aday belirleyen siyasi aktörlere dönüşecek. Bu da giderek (tabii bu rejim kaldığı sürece) partileri lider partisi olmaktan çıkarıp kadro partisi yapacak."