İstanbul’daki Esenyurt Polis Merkezi’nde 5 Haziran’ı 6 Haziran’a bağlayan gece hayatını kaybeden 42 yaşındaki Birol Yıldırım’ın faili polisler yarın hakim karşısına çıkacak. Biri tutuklu olmak üzere 12 polisin yargılandığı dava kapsamında sanıklar için 9 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

BİLGİ ALMAK İSTEYİNCE GÖZALTINA ALINDI
Özel güvenlik şirketinde amir olarak çalışan Birol Yıldırım, 5 Haziran 2021 saat 22:30 civarında gözaltına alınan mesai arkadaşı B.U. ve oğlu A.U. için Esenyurt Polis Merkezi’ne gitti. Yıldırım, bilgi almak isteyince rütbeli bir memurun talimatıyla 23:30 civarında gözaltına alındı. Yönetmeliğe aykırı olarak doktor kontrolüne götürülmedi ve nezarethane yerine ters kelepçe takılarak güvenlik kamerasının bulunmadığı mutfakta tutuldu. 

OLAY GECESİ YAŞANANLAR
Yıldırım’ın gözaltına alındığını duyan iki mesai arkadaşı karakola giderek bilgi almak istedi, ancak polisler soruları yanıtsız bıraktı. Bu kişilerin anlattığına göre saat 01:00 sıralarında sivil kıyafetli bir kadın, "Nabzı yok" diye bağırdı. 15 dakika sonra karakola ambulans geldi. Ambulans 45 dakika kadar karakolda kaldı. Sağlık görevlilerinden birinin, "Ex olmuş" dediği duyuldu. Bir polis memuru karakoldan dışarı çıkarak, "Birol Yıldırım’ı tanıyan var mı? Kendisi polise şiddet uyguladı" diye bağırdı. Ancak mesai arkadaşlarının Yıldırım’ı görmesine izin verilmedi. Saat 03:00 civarında karakola nöbetçi savcı gitti ve yakınlarına Yıldırım’ın hayatını kaybettiği bilgisi verildi. 

İstanbul Valiliği tarafından aynı gün yapılan açıklamada ise Yıldırım’ın fenalaşarak hayatını kaybettiği öne sürüldü.

POLİSLER GÖREVİNE DEVAM ETTİ
Ailesi ve ailenin avukatı Birol Yıldırım’ın karakolda darp edildiğini söylüyordu, çünkü Yıldırım’ın burnu göçmüş ve kan içindeydi. Kulakların ve gözünden de kan geliyordu. Üstelik Yıldırım’dan önce gözaltına alınan mesai arkadaşı ve oğlu da Yıldırım’ın polisler tarafından öldüresiye dövüldüğünü anlatıyordu. 

Yıldırım’ın yakınları savcılıktan karakolda neler yaşandığının anlaşılması için bazı taleplerde bulundu, ancak savcılık uzun süre polislerle ilgili herhangi bir adım atmadı. Polisler görev yapmaya devam etti, ifadeleri de aynı karakolda ve tanık sıfatıyla alındı. 

DARP GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Yıldırım’ın ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında karakolun güvenlik kamerası görüntüleri savcılık dosyasına girdi. Diken’in yayımladığı görüntülerde Yıldırım’ın yaklaşık 10 polis tarafından karakolun girişinde köşeye sıkıştırıldığı, tartaklandığı ve tekmelelendiği ortaya çıktı. Kamera kayıtlarında saat 01:00 civarında bir polisin Yıldırım’ın öldürülüğü mutfağa baktıktan sonra kameranın görmediği bir yerde telefonuyla birini aradığı dikkat çekiyordu. 

DELİL KARARTMA
Savcının Yıldırım’ın öldürüldüğü mutfakla ilgili tuttuğu olay yeri tutanağında yerde koridora taşacak kadar su olduğu, Yıldırım’ın kıyafetlerinin de ıslak olduğu belirtilmişti. Ailenin avukatına göre savcının karakola gittiği 03:00’e kadar polisler Yıldırım’ın üstünü ve mutfağın zeminini temizledi. Yıldırım’ın ölümünde sorumluluğu bulunan polislerle ilgili ilk ciddi adım 19 Ağustos’ta atıldı. Soruşturma kapsamında komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman tutuklandı, Muhammet Cihan Karakuş adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bir gün sonra da soruşturma tamamlandı ve iddianame hazırlandı. 

Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre Savcı Necip Sarı’nın hazırladığı iddianamede toplamda 12 polis şüpheli olarak yer alıyor. Aralarında Salman’ın da bulunduğu yedi polisin, Yıldırım’ın 'bilinçli taksirle ölümüne neden olma' suçlamasıyla üç yıldan dokuz yıla kadar, Yıldırım’ın iş arkadaşı ve iş arkadaşının oğlunu darp ettikleri için 'basit yaralama’ suçlamasıyla 16 aydan dört yıla kadar hapisleri talep edildi. Diğer beş polisin ise sadece 'basit yaralama' suçlamasıyla 16 aydan dört yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, diğer şüphelilerin adli sicil kayıtlarının olmadığı için gözaltına alınmadıkları ya da tutuklanmadıkları savunuldu. 

Duruşmayı takip eden Canan Coşkun'a polisler tarafından "İnşallah sizin de başınıza gelir" denildi.

Coşkun, “Koridorda salondan çıkarılan polisler tweetlerimi birbirlerine gösteriyordu. Polislerden biri ‘İnşallah sizin de başınıza gelir’ diyerek tehdit etti. Hakime tehdit edildiğimizi söylediğimde ‘Savcılığa bildirin’ dedi” şeklinde yaşadıklarını anlattı.