"Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk`ü, Kurtuluş Savaşının tüm kahramanlarını saygıyla anıyor, tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyoruz" ifadeleriyle başlayan bildiride Türkiye'nin içinde bulunduğu zor süreçten bahsedildi.

Sıkıntıların sebebini bilimsellikten uzaklaşmaya bağlayan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, hıfzısıhha müesseselerine ve Atatürk'ün bu kurumlara verdiği öneme dikkat çekti.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun yaptığı kutlama mesajında şu ifadeler kullanıldı:

Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk`ü, Kurtuluş Savaşının tüm kahramanlarını saygıyla anıyor, tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti, Ulusal Egemenliğinin 100.yılını kutlarken ülkemiz ve dünyamız Koronavirüsü nedeniyle zor günler yaşamaktadır. Milletimizin ve insanlığın yaşadığı sıkıntıların nedeni; yurttaşlarını öncelemeyen bir anlayış, kamucu politikaların terk edilmesi ve bilimden uzaklaşılmasıdır.

Bu vesileyle Atatürk’ün salgın ve bulaşıcı hastalıklarla ilgili mücadelesini, alınan önlemleri ve toplum sağlığına verdiği önemi bir kez daha hatırlatıyoruz. Atatürk, 1 Mart 1923’te yaptığı TBMM 1. Devre 4. Toplanma Yılının Açılış Konuşması’nda, “Hıfzıssıhha müesseselerinin başarıyla çalışmaları devam etmektedir. Bulaşıcı hastalıklara karşı aşılar artık tamamıyla memleketimizde üretilmektedir. 1922’de Sivas’ta beş milyon kişilik çiçek aşısı ile 537 kilogram kolera ve 477 kilogram tifo aşıları üretilmektedir. Memleketin malaryalı1 muhitlerinde kâfi miktarda kinin dağıtıldı. Frengi afetinin yok edilmesi için de mümkün olan meblağ sarf edildi. İstanbul ve Sivas’ın ardından üçüncü Hıfzıssıhha müessesesinin Diyarbakır’da açılmasına ve bu sayede uzak mesafeler kat edilmesinden doğan sakıncaların hafifletilmesine karar verilmiştir. Sıtma, frengi ve verem hakkında da tedbirler alınmasından geri durulmuyor” ifadelerine yer vermektedir.

Aydınlanmanın, bilimin, laikliğin ve Atatürk İlkeleri’nin toplumsal hastalıklar ile mücadelede daha verimle ve kapsamlı çalışmalar yapacağı bilinmelidir. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin önemi bu süreçte daha iyi anlaşılmıştır.

Modern ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti Atatürk önderliğinde 19 Mayıs 1919’da milli egemenlik yoluna, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışına, 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyeti ilan etmeye karar vermiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, bugün yerel kongrelerden, bölgesele, bölgeselden ulusal kongrelere giden sürecin sonunda ve büyük zorlukların yaşandığı bir dönemde teslim olmayı reddetmiş, emperyalizme boyun eğmemiştir.

Mustafa Kemal'in önderliğinde toplanan Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, emperyalizmin kovulması ve tam bağımsızlık için saltanata karşı demokrasi ve halk egemenliğini benimsemiştir. Egemenliğin saraydan halka geçişini sağlayan bu adımla laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli atılmış oldu.

23 Nisan 1920 tarihi kader birliği yapmış milletin dönüm noktası olduğu gibi ülkenin geleceğinin aydınlatan anlamlı ve önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Atatürk; özgürlük ve bağımsızlığı 23 Nisan 1920’de Anadolu’nun ortasında küçük bir kasaba olan Ankara’dan tüm dünyaya “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur” seslenişiyle ilan etmiştir.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızı yöneten Gazi Meclisimiz, Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile birlikte Anadolu halkının yurttaş konumuna yükselmesini, demokratik hak ve özgürlüklere kavuşmasını sağlamış, ulusal bütünlüğe dayanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa etmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı bu günü Mustafa Kemal Atatürk’ün, bayram olarak tüm çocuklara armağan etmesi, gelecek nesillere verdiği değerin ve onlara duyduğu güvenin en büyük göstergesidir.

Ulusal egemenliğimizin ilanının 100. yılını kutlarken; millet iradesinin tecelli ettiği TBMM daha da büyük öneme sahip hale gelmesi gerekirken ne yazık ki tarihi çizgisinden uzaklaştırılmıştır.

TBMM, ülkemizin değişim ve dönüşümde en önemli kurum olmak zorundadır. Ancak 16 Nisan 2017 tarihindeki referandum kararı ile Türkiye Parlamenter Sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. Bu sistem 24 Haziran 2018 milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile uygulamaya girerek “ulusal egemenlik” tasfiye edilmiştir.

Çağdaş demokrasilerde rejimin temelini oluşturan yasama-yürütme-yargıdan oluşan kuvvetler ayrılığı ilkesi, AKP döneminde yok edilmiş, parlamenter sistem ve demokrasi neredeyse rafa kaldırılmıştır. Meclis iradesi tek adam rejimine bağlanmıştır. Bugün, TBMM işlevsizleştirilmiştir. Denetim başta olmak üzere birçok yetkisi elinden alınmıştır. Gelinen noktada saltanat ve ulusal egemenlik çatışması yaşanmış Ulusal Egemenlik Başkanlık Sistemi’ne dönüşmüştür.

Tam Bağımsız ve Ulus Egemenliğe dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Meclisi 23 Nisan 1920 tarihidir. TBMM’nin açılışı ile Ulusal Egemenliğin vazgeçilmez olduğu yazılmıştır.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak; inanıyoruz ki, yarınların Türkiye’si çocuklarımızla aydınlık, mutlu, daha gelişmiş ve kalkınmış olacaktır. Bu duygular ve düşüncelerle aydınlık geleceğimizin gençleri ve çocuklarımız başta olmak üzere, tüm ulusumuzun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.