Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugün kaleme aldığı yazısında "Bataklık Operasyonu" hakkında çarpıcı bilgiler verdi. 

Pehlivan'ın bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:

"SOYLU'NUN OĞLUNUN RÜŞVET İSTEDİĞİ İSİM"
“Son sayfaya bak” dedi. Dava açılmayanların listesi vardı orada. “Evet, Sedat Peker’in işaret ettiği Nevzat Kaya da var” dedim. 

Hani, operasyondan kurtarmak için Süleyman Soylu’nun oğlunun rüşvet istediği iddia edilen isim... Hani, cezaevinden hızlıca çıkarılan kişi...

Yok, meğer başkasıymış kastettiği.

Bataklık iddianamesinden bahsediyorum. Bakan Soylu’nun “Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonu” olarak duyurduğu soruşturmadan.

Savcı iddianamesinde uyuşturucu parasının nasıl aklandığını yüzlerce sayfada anlatıyor. Rapor üstüne rapor 73 sanığın suçuna kanıt olarak sunuluyor.

"UYUŞTURUCU ONUN ŞİRKETİ ÜZERİNDEN LEGALLEŞTİRİLİYOR"
“Ama işte” diyor bir bilen... Bir isim 74. sanık olmaktan nasıl kurtuldu, aklı almıyormuş.

İddianamede de yazıyor; denizcilik şirketi sahibi bir armatör Uğur Şener. Hakkında gözaltı kararı var. Öyle ya, uyuşturucudan elde edilen gelir onun şirketi üzerinden legalleştiriliyormuş. Ben demiyorum; bakın Ankara Cumhuriyet Savcısı Alper Türközmen, onu tutuklamaya sevk ederken ne yazıyor:

“Şüpheli Uğur Şener, örgüt lideri Nejat Daş ile irtibatlı. Gümrük müfettişleri ve MASAK Başkanlığı raporlarında belirtildiği üzere, şüpheli Uğur Şener’in şirketi aracılığı ile şüpheli gemi alım satım işlemleri bulunuyor. Off shore hesaplar kullanarak şüpheli işlemlerle sattığı gemide 23.09.2016 tarihinde İspanya’da 20 ton Fas haşhaşı ele geçirildi. Yakalanan gemi serbest bırakıldı ve Türkiye’ye döner dönmez ismi Sibel D olarak değiştirildi. Ve Nejat Daş isimli şahsın şirketi olan CHS Group şirketine devredildi.”

Özetle, armatör Şener’in örgüt lideri Daş ile ilişkisi resmi raporlara dayandırılıyordu. Ancak tutuklama konusunda elini hiç de korkak alıştırmayan hâkimler, bu kadar ağır ithamların yapıldığı Uğur Şener’i serbest bıraktı.

Yetmedi. Bataklık iddianamesinde de hakkında aynı suçlamalar yapılmasına rağmen Uğur Şener’e dava açılmadı.

"KURTARAN GİZLİ AVUKATLAR MI VAR?"
Hakkında bu kadar tespit, rapor ve delil olmayan kişilerin bile karapara aklamaktan cezalandırılması istenirken, Uğur Şener sanki kayırılıyordu.

Sahi nedendi?

Acaba, diyorum...

Uğur Şener’i davadan kurtaran gizli avukatlar mı vardı?

O perde arkasındaki avukatların babaları kimlerdi?

Soru yanıttı.

"OPERASYONU NEDEN ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI GERÇEKLEŞTİRDİ?"
Bataklık operasyonunda uzun süredir yanıt bekleyen bir soru vardı. Uyuşturucu baronları İstanbul’da yaşıyordu, el konulan mallar İstanbul’daydı, suç da İstanbul’da işleniyordu. Peki, operasyonu neden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gerçekleştirdi?

Bu konuya dair iddialar şöyle sıralanıyor:

1- Örgüt liderleri Nejat Daş ile Çetin Gören’in İstanbul Emniyeti’nde görevli birçok isimle arası çok iyiydi. Zaten İlçe Emniyet Müdürü Necmettin Yüksek makam aracını bile onlara tahsis etmişti.

Hatta bir rivayet var... Nejat Daş, kendisini İstanbul’da gözaltına alan Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı personeline Ankara yolunda şunu soruyordu: “Bu operasyondan İstanbul Emniyeti’nin haberi var mı?”

2- Soruşturma başlangıcında İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’dı. İddia o ki Bakan Soylu kavgalı olduğu Çalışkan ile bu operasyonu yürütmek istemiyordu. Bu nedenle, soruşturmanın Ankara merkezli yapılması için de ciddi baskı yaptı ve başardı.