Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) mücadelesinin haklılığı bir kez daha yargı kararlarıyla tescillendi. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, ilk olarak Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından, konut ticarete yapılma istenen Çukurambar’daki AOÇ arazilerine ilişkin, Çankaya İlçesi, Karakusunlar Mah. 29101 ada, 27 ve 28 nolu parseller ile 29102 ada, 6,7 ve 8 nolu parsellere ilişkin olarak hazırlanan 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin yürütmesinin durdurulduğunu bildirdi.
 

MAHKEMELER VE BİLİM İNSANLARI: AOÇ ALANLARINDA ÖZEL ÜNİVERSİTE, KONUT VE TİCARET YAPAMAZSINIZ

Candan, “Burası Çukurambar’daki TOKİ’nin açık artırmayla ihale ile satışa çıkarttığı ve sonrasında da demokratik kitle örgütleri Başkent Dayanışması olarak alana gidip ihalenin iptalini istediğimiz alandır. Daha önce AOÇ arazisiyken Gazi Üniversitesi’ne Tıp Fakültesi yapılması için devredilen daha sonra da tıp fakültesi yapılmayıp TOKİ’ye oradan da ticaret ve konuta açılan bölgedir. Bu alana ilişkin, 5 Eylül’de ihalenin iptal edildiği gün yeni bir plan değişikliği yaptılar. Zemin artı 11 kat olan konut ve ticaret yerleşkesini, zemin artı 10 kata çektiler. Böylece buranın AOÇ arazisi olduğu burada herhangi bir şekilde konut ve ticaret yapılamayacağını ifade ve iptal eden yargı kararını, plan değişikliği ile arkadan dolandılar. 11 katı 10 kata düşürdüler. Bununla ilgili hemen yürütmeyi durdurma davası açtık ve çok hızlıca sonuçlandı. Mahkeme konuya hakim bir şekilde ‘Ben buna zaten iptal vermiştim. Siz mahkemenin gereğini yerine getirmiyorsunuz 11 katı 10 kata çekiyorsunuz’ dedi. Burasının ticaret ve konuta açılamayacağı çok açık bir şekilde mahkeme tarafından ifade edildi ve telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği için bu alanda yürütmeyi durdurma kararı verildi. Kaynağı AOÇ olan arazilerin amacı dışında kullanılması sürecinde, AOÇ’ye devredilmesi ve amacına uygun kullanılması açısından önemli bir karar. Muhtemelen dava süreci içinde bir iptal kararı gelecektir diye bekliyoruz. TOKi’nin kapısının önünde ihanetin ihalesi olmaz AOÇ alanları satılamaz demiştik. Mahkeme AOÇ alanına konut ve ticarette yapamazsınız diyerek bizi destekliyor.”

AOÇ DAVASINDA MEDİPOL'E BİLİRKİŞİ DARBESİ

Candan, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) kapsamındaki hazine arazisinden 550 bin metrekarelik alanın Medipol’e verilmesine ilişkin imar planı değişikliğine karşı açtıkları davada ise gelen bilirkişi raporunun sevindirici olduğunu da bildirdi.

Candan, “Bilim insanları 7. İdare Mahkemesi Başkanlığı’na sundukları raporda ‘Bu alan birinci derece doğal ve SİT alanı özel üniversite, kongre merkezi, lojman ve ticaret yapamazsınız’ dedi. Daha önce AOÇ arazisiyken birçok kez el değiştirerek hazineye verilmiş. Hazineden de birinci derece doğal tarihi SİT alanı olan alan, ağaçlandırılacak olan ölçeğinde işaretlenmiş. Bunu hatırlarsınız ‘AOÇ arazilerinde 550 bin metrekarelik alan Medipol’e verildi’ diyerek kamuoyunun gündemine taşımıştık. Bu süreci de yargıya götürdük. Burada özel üniversite ve özel sağlık yerleşkesi yapmak üzere plan değişikliği yaptılar. Mahkeme bilirkişi incelemesi yaptı. Rapor kamu yararı adına sevindirici oldu. Yakında buradan da bir iptal kararı bekliyoruz. AOÇ arazilerinin talanına yönelik yürütülen süreçte bilirkişinin bu uyarıları büyük önem taşıyor. Mahkemenin bu konuda iptal kararı vereceği çok açık” dedi.

YARGIDAN AOÇ'DAKİ 50 METRELİK YOLLARA KISMİ İPTAL GELDİ 

Candan, kamu yararı adına sevindirici diğer önemli yargı kararını ise şöyle açıkladı:

“AOÇ arazilerinin 50 metrelik yollarla parça parça bölünerek imara açılması ve AOÇ arazilerinin toprak bütünlüğünün parçalayan bir süreç planlanmıştı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bu süreci de çok yakından takip ettik. Bununla ilgili açtığımız davada kısmi iptaller geldi. Ankara 4. İdare Mahkemesi,  19.06.2017 tarih ve 6656 sayılı Oluru ile onaylanmış olan Ankara ili, Yenimahalle, Etimesgut ve Çankaya ilçeleri, Atatürk Orman Çiftliği 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı içerisinde düzenlenen yol güzergahlarına ilişkin 1/10000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının; Sabancı Bulvarı ve Eskişehir Yolu arası bağlantının 50 metreye çıkarılmasına ve Ankara Bulvarı ile Sabancı Bulvarı arası bağlantı yolu yapılmasına, Etimesgut Etiler Caddesi-Ayaş Yolu-İstanbul yolu (Hipodrom) bağlantı yolu (Kısmen AOÇ alanlarında kalan kısımlar) ile istasyon caddesi girişi yol genişletme çalışmalarına, Ankara Bulvarı ve Sabancı Bulvarı arasında kuzey-güney yönünde iki karayolu bağlantısı düzenlenmesine ilişkin kısımlar yönünden iptal etti. Bazı yolar iptal edildi, bazı yollar ise mahkeme tarafından uygun görülmüş. Uygun gördüğü yolları istinafa taşıyoruz. 50 metrelik yollarla AOÇ alanlarındaki tarım arazileri ve birinci derece doğal tarih sit alanları kesilerek toprak bütünlüğü bozulmak isteniyor. Bu yollar AOÇ alanlarını yapılaşma baskısıyla karşı karşıya bırakıyordu. Bunları da yargıya taşıdık yargı bunları da iptal etti. Sabancı Bulvarı arasındaki Ankara Bulvarı bağlantı yolunu, yine Sabancı ve Ankara Bulvarı bağlantı yollarını iptal etti. Burada 50’şer metrelik yollara ihtiyaç yok. AOÇ alanının planında böyle bir şey yok. Bu iki yolu iptal etti.  Burada devam eden yol inşaatları ve yol yapımları var. Milli botanik bahçesine bağlanan bir yol aksı vardı. Eskişehir yoluna bunu da 50 metre yapmışlardı bunu da ancak 25 metre uygun olur diye karar vermiş.  Mahkeme, AOÇ arazilerinin birinci derece doğal sit alanı ve şartlı bağışa uygun bir biçimde kullanılması için yollarla kesilmesinin gerektiğini altını çizmiş”

Candan, Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulunarak, AOÇ koruma amaçlı imar planı yapması gerektiğini söyledi ve AOÇ arazilerini parçalayacak yolların yapımını acilen durdurulması gerektiğini belirtti.

'KAÇAK SARAY YERLEŞKESİNDEKİ KÜTÜPHANE HUKUKSUZLUĞUN SİMGESİDİR'

Kaçak Saray yerleşkesinde açılan Millet Kütüphanesi’ne değinen Candan, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yanlış yerde doğru mekan olmaz.  AOÇ, bu ülkenin kurucusunun halkına emanet ettiği ve ne yapılması gerektiği şartlı bağışla belirlenmiş bir alandır.  Bu kütüphane, mahkeme kararlarıyla kaçak olduğu tescillenen bir alanda açılan kütüphanedir. Kaçak Saray yerleşkesindeki her şey hukuka ve vicdana aykırıdır. Bu ülkenin kurucusuna karşı yapılmış vefasızlık ve vicdansızlık örneğidir. Oradaki kütüphanenin hukuksuzluğun simgesi olması dışında bizim nezlimizde herhangi bir değeri yoktur. Bugün iktidarın 18 yıldır yönettiği bu ülkede 200’e yakın kütüphane kapatılmıştır. Milli kütüphane devreden çıkarılmıştır. Eserlerimizin büyük bir kısmı alınıp sarayın kütüphanesine götürülmüştür. Bunların hepsi bir imaj yaratmaktan öte değildir. Zaten Kaçak Saray yerleşkesinde bir imaj yaratamazsınız ancak onun hukuksuzluğun simgesini altını çizersiniz. Kubbesinde ayet yazılı olan bir mekan bilimsel araştırma merkezi olamaz. Telefonlarınızın çekmediği insanların yaklaşamadığı, karşı tepelerinde füze rampalarının kurulduğu bir yerde bilim ve araştırmanın yapılamayacağı çok açık. Bilimsel araştırmanın mekanı olan kütüphanenin bu kadar yüksek güvenlikli korunaklı ve bir kaçak yapılaşma sürecinin aracı haline gelmiş yerleşkeyi meşrulaştırma aracı olarak kullanılmasını doğru bulmuyoruz.”

Toplumsal.com.tr