İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın 17-25 Aralık süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarına ilişkin Yüce Divan çağrısında bulunarak "Eğer bu arkadaşlar (Egemen Bağış, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Zafer Çağlayan) suçsuz ise aklanıp geri dönerler. O zaman yargıda FETÖ adamları var diye sorunları varsa bugün öyle bir sorunları yok" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu oldu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İYİ Parti için "FETÖ'nün kurdurttuğu partidir" diyen Cahit Özkan’a ilişkin de konuşan Akşener, “Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Ben bu işi kazacağım altından kim çıkacak göreceğiz. Yarın bu arkadaşı da Bayraktar gibi itirafçı olarak görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

YÜCE DİVAN'A GÖNDEREBİLİRSEK EĞER...

Önce Erdoğan Bayraktar Bey ilk tapeler gündeme geldiğinde de NTV’ye bağlanıp açıklama yapmıştı. Eğer bir şey varsa Sayın Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yaptığını ve istifa gerekiyorsa Erdoğan’ın istifa etmesi gerektiğini söylemişti.

Bayraktar’ın bu açıklamaya kadar AKP’yi gagalayan sözleri vardı. Bir vicdan isyanı olabilir. Dönemin “Hırsız” dediği görevliler ile adının bir anılmasını istemiyor ve görevi kötüye kullanmaktan değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Cemil Çiçek’in de Bayraktar’ın da önemli sözleri.

Biz Meclis’te bir soruşturma komisyonu tutup, hemen yüce divana gönderilmesini sağlayabilirsek eğer, Türkiye bir türlü unutamadığı bu travmadan kurtulur. Eğer bu arkadaşlar suçsuz ise aklanıp geri dönerler. O zaman yargıda FETÖ adamları var diye sorunları varsa bugün öyle bir sorunları yok. Bu 4 kişinin yüce divana gönderilmesinde fayda. O dönem ortaya çıkan paralar, tapeler, o günkü gündem için söylüyorum. Bunlar unutulmaz. Bunun üzerine 5-10 maaşlı danışmanlar ortaya çıktığında Sayın Erdoğan’a faydası olur.

YOKSULLUK, YOLSUZLUK, YASAKLAR

3Y ile mücadele ile geldiler. Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar. Hey Allah’ım… En azından yolsuzluk için ortaya bir şeyler koysunlar ki vatandaşın yüreği soğusun. AKP iktidara geldiği zaman dedi ki hakkında iddia isnat olan herkesi yargılayacağım dedi. Bizim vekilimiz eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın dahi Yüce Divan’da yargılandı ve beraat ettiler. Başka bakanlar da yargılandı orada.

Yolsuzluk iddiaları ki bunlar iftira da olabilir. Kimse o dönem bunlara itiraz etmedi. Kimse onlara itiraz etmedi. Yüce Divan’a gönderilen bütün insanlar yargılandılar, beraat ettiler. O dönem bu 4 bakana ne dendi istifa ettiler. Siyasi partilerde bu olur… O dönem Meclis Başkan Vekiliydim, Sayın Davutoğlu’nun Yüce Divan’ı istediğini çok iyi biliyorum. Bütün bunların neticesinde bu 4 arkadaşın Yüce Divan’a gitmesinin önünün açılması gerektiğini düşünüyorum.

Yolsuzluk olduğu iddialarıyla görevden alıyorlar bu arkadaşları aklanmış oluyorlar. En son ticaret Bakanı Pekcan. Görevden alındı, kenara kondu iş bitti. Bunun bir de mahkeme tarafı var. Vatandaş bundan rahatsız oluyor.

AKP getirsin biz onay vereceğiz Meclis’te. Sayın Bahçeli’nin yolsuzluk haftası teklifini de getirsinler biz desteklemeye hazırız. Bir yolsuzlukla mücadele olsun. Yasaklar desek olanları görüyorsunuz. Sosyal medyaya kadar en son yasak geliyor. Yoksulluk desen; ben ilçe ilçe geziyorum vatandaşın halini görüyorum.

Ben her bakana şunu söylemişimdir; öncelikle gayri kanuni iş yapmayacaksınız, bürokrasiyi buna zorlamayacaksınız yaptığınız zaman günü gelir size döner. Çok hareketli bir dönemde İçişleri Bakanlığı yaptım. ANAVATAN ile DYP’nin çatıştığı bir dönemdi. Hakkında fezlekesi olmayan bir içişleri bakanı görevi yaptım.

ALTINDAN KİMİN ÇIKTIĞINI GÖRECEĞİZ

Kumpas iddialarının ilk gündeme geldiği dönemde bunu savunan avukatların başındaydı bu arkadaş. O avukatlar STK’sı Fethullah Gülen’in sevenlerinin kurduğu bir STK’ydı. Dinime söven bari Müslüman olsa. AKP’nin yandaşları kendi pisliklerini örtmek üzere, genellikle onlara bunu yansıtmak gibi bir yöntem gerekir. Bu ayna yöntemini yapmak için akıl gerekir. Bunlarda böyle işte ortaya çıkıyorlar. Bunu Erdoğan’ın dikkate almasını tavsiye ediyorum. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Ben bu işi kazacağım altından kim çıkacak göreceğiz. Yarın bu arkadaşı da Bayraktar gibi itirafçı olarak görebilirsiniz.

İYİ Parti’nin FETÖ ile iltisakı olsa bizim kalmamız mümkün mü? Benim hakkımda 5 yıldır bir dava var, bir şey olsa beni çağırmazlar mı? Ben şimdi bununla uğraşacağım kimin işine yaradı bu?

Bir hakaretlerin ardı arkası olmuyor. Sonra bu iki genel başkana bir şeyler oluyor. Çağırıyorlar bizi. Olumlu cevap gelmeyince bir gün sonra yine aynı sert tutum. Sayın Erdoğan’da hakaret görmedim ama kurmayları olmadık şeyler söylüyor. Sonra yine bir bakıyorsun bir yerde yan yana geldiğimizde bir kibarlık. Şizofrenik bir tavır bu; şurada iyisin burada kötüsün. Şimdi ben kazma küreği aldım elime bakalım ne olacak. Aptalca bir şey.

‘DOLAR ARTTIKÇA FATURA ARTIYOR’

Bu şikayet esnafta hep vardı. Pandemiyle birlikte arttı. Dükkan kapalı esnaf geliyor; Elektrik faturası geliyor diye. Urfa’da sulamayla ilgili. Emekli faturasını alıp bana geliyor. Herkes şikayetçi. Bakın faturada neler var; 8 ayrı kalem. Enerji maliyeti, perakende dağıtım, kayıp kaçak, TRT payı var, hava gazı vergisi var, KDV var… Bin liralık faturanın yarısı üretim maliyeti. Dolar farkı var. Fahiş fiyata elektrik alıyoruz hep birlikte. Dolar arttıkça fatura artıyor.

ARTAGAN diye bir proje yapmıştık. Verginin dijitalleşmesi diye. 100 TL bir faturada 90 lira para ödüyorsa ARTAGAN’da birçok vergiyi kaldıracağız. Vergide kayıp kaçak azalacak böylece indirim de olacak.

Dolarla alım garantisi verilen teşvik verilen her şey düzenlenecek. TRT payı kaldırılacak. Hava gazı elektrik vergisi ortadan kalkacak. Yaptığımız işlerle 400 TL fatura 200’e düşecek. ARTAGAN’la vatandaş 100 TL fatura ödeyecek.

Her gittiğim yerde insanlar bana fatura gösteriyor. Her şey çok ucuz dendi Türkiye’de. Buğday üretmek pahalı almak ucuz. Gibi önce biz tarımda üretimi, hayvancılığı bitirdik. 500 milyar dolarlık bir paranın bu şekilde gelip gittiğine dair bilgi var. Üretime, sanayiye, betonu da reddetmiyorum tabii inşaat da olmalı. Ama tek tercihiniz beton, sanayi yok. Birilerine kaynak aktarırsınız, ucuz diye alırsınız. Pandemi gelir. Ukrayna der ki size, buğdayı şu kadara satıyorum. O zaman ortada kalırsınız.”