İktidara yakın ORC Araştırma Başkanı Mehmet Pösteki, Nevşin Mengü'nün youtube yayınına konu olarak Haziran ayındaki ankete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Z kuşağının muhalefet için de çantada keklik olmadığını" söyleyen Pösteki, "Z kuşağının yarısının muhalafeti desteklediği doğru ama diğer yarısı da apolitik bir seçmen. Bu grup, hiçbir siyasi partiye kendini yakın hissetmiyor ve bütün siyasilere tepkili" dedi. 

Pösteki, iktidar yandaşlarının da artık gerçeği gizleyemediğini gösteren yorumlar yaptı. Erdoğan'a asla oy vermem diyenlerin yüzde 44 olduğunu belirten Pösteki, oy veririm diyenlerin oranının ise yüzde 42'de kaldığını ifade etti. Pösteki, "AKP'nin en büyük düşmanı yine AKP" dedi. 

Toplumun siyasetle ilgilenme oranının bundan birkaç sene evvel yüzde 60'larda olduğunu söyleyen Pösteki, şu anda ise toplumun yüzde 90 oranda siyasetle ilgilendiğini, kadınların ev sohbetlerinde, gençlerin futbol maçında bile siyaset konuşulduğunu ifade etti.

Pösteki, AKP'lilerin önceden AKP'li olduğunu söylemekten asla çekinmediğini ve cesurca savunup her türlü tartışmaya girdiklerini söylerken durumun artık farklılık gösterdiğini ve AKP'liler AKP'li olduğunu söylemekten ve tartışmaya girmekten çekindiği söyledi.

Değerlendirmelerini özetle "Erdoğan iyi, çevresi kötü" çerçevesinde yapan Pösteki, Erdoğan'ın gerçeklerden yeterince haberdar olmadığını, manipüle edildiğini ve yanıltıldığını düşündüğünü söyledi. Herkes ekonomi nedeniyle iktidara çok tepkili diyen Pösteki, vatandaşın erken seçim istediğini söyledi.

AKP'li esnafın bile kısa sürede lüks araçlara biner hale geldiğini söyleyen Pösteki, "il yöneticileri bile hiçbir ille uyum içinde değil. Herkes birbiriyle kavgalı. Herkes koltuk derdinde. Bu genel merkezde de böyle" dedi.

Pösteki'nin değerlendirmeleri şöyle:

"Z KUŞAĞININ OY TERCİHİ"

Muhalefetin Z kuşağı konusunda bir iddiası var. Z kuşağı bize oy verecek diyor. Evet yarısı muhalafete yakın ama yarısı apolitik. Herhangi bir partiye oy vermeyeceklerini söylüyorlar. Bu da 3-4 milyonluk bir oy demek. Benim muhalefete önerim, o kadar rahat olmasınlar Z kuşağı konusunda.

"Z KUŞAĞININ YARISI SANDIĞA GİTMEYECEK"

Tabi şu an böyle söylüyorlar ama seçim geldiğinde mahalle baskısı ve projeler bu durumu değiştirebilir. AKP'nin yüzde 13 oranında Z kuşağından desteği var. Muhalefetin bu seçmenleri sandığa götürebilmesi gerek. Genelde muhalefete yakın seçmen sandığa gitmez. çünkü hiçbir şekilde umut olmadığını, AKP'nin ve Erdoğan'ın yeniden iktidara geleceğini düşünerek gitmediler. Bu zamana kadar öyle oldu.

ERKEN SEÇİM

Erken seçime gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ankette erken seçim isteyenlerde de ekonomiden dolayı net olarak bir isyan var. Zaten ekonomik kriz yaşıyoruz, artık gitsinler diyorlar. Muhalefetin de yapacağız edeceğiz demesinden çok somut bir göstermesini istiyorlar.

"AKP KENDİNİ İFADE EDEMİYOR"

AKP'nin sorunu bir süredir kendini ifade edememesi. Örneğin Kanal İstanbul projesi... İnsanlara doğru düzgün anlatmazsanız, insanlar da muhalefetin söylediklerine inanırlar.

Nevşin Mengü: Daha iktidar kendini nasıl anlatamıyor Mehmet Bey? Bu kadar kanal, bu kadar medya, sosyal medyada da çok aktifler. İktidar daha nasıl anlatamıyor kendini?

Mehmet Pösteki: AKP'li birçok insanın akşam haberlerinde iktidara yakın kanalları izlemediğini ben çok iyi biliyorum. Algı yaptıklarını düşünüp kanal değiştiriyorlar artık. Örneğin 128 milyar dolar konusu. Aklı başında birisi çıkıp 128 milyar doları anlatamadığı için bugün Siirt'e, Edirne'ye, Aydın'a... nereye giderseniz gidin, kahvehanede, kadınların günlerinde bile bu 128 milyar dolar konusu konuşuluyor hala. Artık bu zihinlere bu şekilde yazıldı: "Bu para kayboldu". İkna edici bir açıklama yapamadılar ya da etmek istemiyorlar.

"AK PARTİ'NİN DÜŞMANI YİNE AK PARTİDİR"

AK Parti'nin düşmanı yine Ak Parti'dir. AKP'nin içindeki kavgalar, bakanların kimseyi takmaması.. Toplumun söylediği şeylerden bahsediyorum. Bugün herhangi bir yerde il, ilçe başkanları, belediye başkanları... AKP'nin birlikte hareket ettiği bir tane il gösteremezsin. Hepsi birbiriyle kavgalı, hepsi koltuk mücadelesinde. Bu genel merkezde de böyle, bakanlarda da böyle. Ben Erdoğan'ın kesinlikle yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum, düşünüyordum daha doğrusu. Bugüne kadar düşünüyordum. Yanındaki, etrafındaki danışmanları yanlış bilgi götürüyor olabilirler, yanlış aktarıyor olabilirler. Çünkü Erdoğan sokakta gezen biri değil. Önüne ne götürülüyorsa onu görüyor. Olaylara vakıf olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Erdoğan kadar tecrübeli bir siyasetçinin bu şekilde sessiz kalacağını ve hiçbir hamle yapmayacağını düşünmüyorum.

İlk defa burda açıklayım bunu. Biz yerel seçimlerde Ankara'da firma olarak 60 bin tane Ankara'da kamuoyu araştırması yaptık. Ve bunların hiçbirinde Mehmet Özhaseki ismi çıkmadı. Başka araştırma şirketlerinde de çıkmadı ama ne hikmetse Erdoğan'ın önüne Mehmet Özhaseki ismi gitti ve o aday oldu. Anketler özellikle seçim dönemlerinde algıya bir araçtır siyasetçiler için.

N. Mengü: Mehmet Bey, bizim kanalda şunu yazan çok: "Reis iyi, çevresi kötü. Yine aynı yere geldik." diyorlar. Yani Erdoğan hep doğru karar veriyor da yanıltılınca mı yanlış karar veriyor.

M. Pösteki: Şöyle söyleyim. Erdoğan AKP, AKP Erdoğan demek. Bugün herhangi bir AKP'ye oy veren birinden bunun dışında bir şey duyamazsınız. Ancak üst üste çok fazla seçim yapıldığından artık hatır olayı da yavaş yavaş bitmeye başladı. "Bu pazar seçim olsa Erdoğan'a oy verir misiniz" sorusu benim araştırmalarımda ilk defa "vermem" diyenlerden düşük çıktı. "Oy vermem" oranı 44.2 iken, "veririm" oranı 42.8 bandında.

Bunun ilk sebebi ekonomi. Ayrıca teşkilatlar, belediyer, yöneticiler tarafından kibirli bir şekilde davranışları gördükleri anda oylara yansıyor.

İnsanlar siyasetle ilgili. İllerde ilçelerde bugün esnaf olan birisinin AKP'de il, ilçe başkanı oldu diye bir sene içerisinde jeeplere bindiği, villalarda oturduğu bir dönem yaşıyoruz. Ve siyasete olan ilgi bugün yüzde 90'larda. Beş sene önce yüzde 60'lardaydı. Kadınlar günlerinde, gençler halı saha maçlarında her yerde siyaset konuşuluyor.

Çok ilginç bir şey söyleyim size, AKP'li birisi eskiden övüne övüne söyler, cesaretle tartışmalara girerdi. Ben artık övünüldüğü, tartışmaya girildiği bir dönem göremiyorum. Çünkü heyecanını kaybetti.

Tekrar söylüyorum, AKP'nin düşmanı yone AKP'dir.

ERDOĞAN'IN KARŞINA KİM ADAY OLMALI?

Ben Ankara ve İstanbul gibi iki önemli merkezi yöneten kişilerin buraları bırakıp aday olacağını düşünmüyorum ama çok fazla insan var konuşulan. Muhtemelen farklı kombinasyonlar olacak. Muhalefet açısından en önemli seçeneğin HDP ve CHP'nin yakın bulabileceği Kılıçdaroğlu adaylığı ve sağ bolğun birleştiği bir adaylık olarak Meral Akşener adaylığı. İkinci tur stratejisi götürülmeli.