Erdoğan başkanlığında video konferans yoluyla yapılan AKP MYK toplantısının ardından açıklama yapan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Bilim Kurulu ile siyaset ilişkisi arasında "müphem bir alan varmış gibi" siyasi parti temsilcilerinin spekülasyon yaptıklarını ileri sürdü.

Koronavirüs salgınına dair sürecin "şeffaf ve hesap verilebilir" bir şekilde yürütüldüğünü savunan Çelik, salgına müdahale etmek için yürürlüğe konulmayan tedbirin olmadığını iddia etti ve "Şu ana kadar ortaya koyduğumuz tedbirler hiçbir şekilde felaketin arkasından koşma gibi duruma düşürmedi. Tam tersine hayatın akışını kötürüm hale getirmeden bu tedbirlerin alındığını söyleyebiliriz" dedi.

Erdoğan'ın başlattığı yardım kampanyasına getirilen eleştirilerle ilgili ise Çelik bu kampanyanın "devlette zaaf anlamına gelmeyeceğini" söyledi. Oysa bu açıklamaları yapabilen Çelik'in devlette bir görevi yok...

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

- Bir yandan koruyucu sağlık hizmetleri artıyor, tıp ilerliyor, diğer taraftan ormanların yok edilmesine bağlı olarak yeni hastalıklarla karşı karşıya kalınıyor.

- Ülkemiz afet karşısında bütün tedbirleri yürürlüğe koyuyor. Ülkemizin sağlık alanında gerçekleştirdiği tedbirler diğer ülkelere nazaran virüsle mücadelede daha hazırlıklı hale getirmiştir. 

- Bugün şehir hastanelerimizin varlığı, ihtiyaç duyulan yatak kapasitesi bakımından büyük bir güvencedir. Tek odalı yatağın çeşitli hastanelerde hayata geçirilmiş olması, bugün bunların karantina merkezi olarak gerçekleşmesi olarak bir altyapı ile hizmete sunulmaktadır.

- Virüs Çin'in Vuhan kentinde görüldüğünde kimse bu kadar yaygınlaşacağını tahmin etmedi.

- Bilim Kurulu siyaset ilişkisinde müphem bir alan varmış gibi koca koca siyasi partilerin temsilcileri spekülasyon yaymaya çalışıyor. Halbuki tüm süreç şeffaf ve hesap verilebilir anlayışıyla yürütülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığı ile yapılan toplantı önlemler paketi bir üste çıkarılmış oldu.

- Pandemi kurumları merkezi kurumların aldığı tedbirler kadar kendi yerel uygulamalarını da yapacaktır.

- Krize müdahale etmek için belli bir takibin çerçevesinde yürürlüğe koyulmayan bir tedbir yoktur.

- Yıkım siyasetinin zamanı değil, pozitif eleştirileri, iyi niyetli yaklaşımları dikkate alıyoruz. Önemli olan vatandaşımızın hayatının korunmasıdır. Kimin dediğinden ziyade kimin ne dediği önemlidir.

- Şu ana kadar ortaya koyduğumuz tedbirler hiçbir şekilde felaketin arkasından koşma gibi duruma düşürmedi. Tam tersine hayatın akışını kötürüm hale getirmeden bu tedbirlerin alındığını söyleyebiliriz. Bütün bu yasakların getirilmesinin ekonomik hayatını olumsuz etkilememesi için pek çok tedbir alındı. Virüse dönük alınan tedbirler vatandaşlarımızın hayatını koruması içindir. 1-2-3 hafta sonra daha kaotik durumla karşılaşılmaması için alınan tedbirlerdir. Bir köye karantina uygulanması gerekiyorsa uygulanıyor. Ama hiçbir şekilde de oradaki insanların hayatın akışından koparılmayacak şekilde belli bir dengede götürülmesi gerekiyor. Bu salgının etkilerinin azaltılması için ortaya konan 100 milyarlık kaynak seti son derece önemli olmuştur. Kobi, bireysel kesimin, kredi borçlandırmalarıyla ilgili taksitlendirme, ötelendirme gibi acil kararlar verilmiştir. Bir sektörde muhtasar, KDV, SGK primleri 6 ay ertelenmiştir. Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini söyleyen vatandaşımızın olması normaldir.

- Bilim Kurulu'nun kurulmasıyla bilim adamlarımızın tavsiyesi ile siyaset ve bilim kurulu arasında doğru bir mücadele yürütüyoruz. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile bu sıkıntıları atlatacağımıza dair hiçbir şüphemiz yoktur.

- Cumhurbaşkanımızın başlattığı kampanyada Allah'a şükürler olsun milletimizin ürettiği güç ve istikrarla her bir vatandaşımıza dünyanın neresinde olursa olsun sahip çıkacak güce devletimiz sahiptir. Bu tip konularda zaaf söz konusu değildir. Vatandaşlarımızın birbiriyle dayanışması devlet hayatında zaaf olduğu anlamına gelmez.

- Ne yazık ki İtalya ve İspanya'ya yaptığımız yardımlar eleştiri konusu olmuştur. Biz vatandaşımızın ihtiyacı olan bir şeyi vatandaşımızdan esirgeyerek yurt dışına göndermiyoruz. Bu krizlerin doğası ulusal mücadele kadar diğer ülkelere de yardım etmenizdir.

- Vücut bağışıklığımız kadar akıl, ruh ve moral bağışıklığı önemlidir. Vatandaşımızı depresyona sokacak üsluplardan sakınmak gerekir.