Toplumsal Haber Merkezi

CHP PM Üyesi ve İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek; TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu, İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu Başkanlığı Üst Komisyon Denetim Toplantısı’nda Türkiye’nin olimpiyat sürecinden bahis şirketlerine, amatör branşlardan futbol federasyonuna kadar birçok konuda mevcut iktidarı topa tuttu.

“Mevcut siyasi iktidarın 3 büyük kulübümüzle derdi var” diyen Zeybek sözlerini şöyle sürdürdü:

AKP’nin ısrarla savunduğu bir şey var; profesyonel faaliyetlerden elde edilen, yapılan faaliyetlerden oluşan vergilerin amatör branşlar için yapılan harcamalara mahsup edilmesiyle ilgili savundukları bir şey var. Buna ilişkin bir düzenleme geldi ve sonradan kaldırıldı. Tekrar getirilmesi gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde bankalar ve belediyeler üzerinden olimpik spor gelişmez. Olimpik sporlar, spor kulüpleri üzerinden gelişir. O nedenle, uzun, verimli bir yol haritası çizeceksek spor kulüplerini güçlendirmeliyiz, bunun yanında spor kulüplerinin bağımsızlığını ve özerk yapılanmalarını destekleyen, saygı duyan bir anlayışı benimsemeliyiz. Mevcut siyasi iktidar, bütün federasyonlara, bütün spor kulüplerine talimatla başkan getirme, kulüplere başkan gönderme huyunu terk etmesi gerekir. Yapılması gereken, spor kulüplerinin mali ve ekonomik açıdan güçlenmesi için düzenlemelerin acilen gündeme alınmasıdır. Bugün, futbol dâhil altyapıda yetişen sporcuların, Türkiye ligindeki sporcuların büyük bir çoğunluğu 3 büyük kulübümüz Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor, Bursaspor, Altınordu gibi kulüplerde eğitim görmektedir ve buralardan yetişmektedir. O nedenle, bu 3 büyük kulübün, Trabzonspor'un diğer kulüplerin profesyonel faaliyetlerinden elde ettiği harcamalara ilişkin oluşan vergilerin amatör branşlarda mutlaka mahsup edilmesinin sağlanması gerekmektedir.

'TÜRKİYE BUGÜN ARTIK KIRKINCI SIRADA'

Futbolda, 1957-1958 yıllarında İstanbul kümesi millî lige dönüştü. Niye dönüştü? Çünkü futbol giderek geniş kitlelere ulaşmada bir öncü hâline geldi, Anadolu'ya yaygınlaşması lazımdı ve o zamanki Spor Bakanlığı eliyle sporun Anadolu'ya yaygınlaştırılmasıyla ilgili bir karar alındı. İzmir takımları, Ankara takımları, Adana takımları, başka illerin takımları millî kümeye alındı ve günümüze kadar eşit şartlarda mücadele ettiler. Ancak günümüzde işler değişti. Bu nedenle bir uyarı yapmak istiyorum; İstanbul'daki belediyeler tarafından, İddaa ve bahis şirketleri tarafından kontrol edilen spor kulüpleriyle, Adana'nın, Mersin'in, Gaziantep'in, Diyarbakır'ın, Van'ın baş etmesi mümkün değildir. Bu durum yanlış yerlere doğru gidiyor. Bu düzeltilemezse önümüzdeki yıl İstanbul'dan 2 takım daha Süper Lig'e çıkacaktır. Engelleyemezsiniz. 15 milyon TL’ye daire satılan bir yerde belediyenin desteğini alan bir spor kulübüyle Anadolu'da bilet satarak ayakta durmaya çalışan bir takımın rekabet edebilmesi mümkün değildir. Nasıl amatörlerde, BAL liginde belli kıstaslar bulunuyorsa Süper Lig için de bu kıstasların gelmesi gerekmektedir. Anadolu, kendisinin yarışta olmadığı bir ligi neden izlesin? Kendi takımının hiç bir biçimiyle yarışın içine dâhil olmadığı bir lig için neden para versin ve yayıncı kuruluşlardan "decoder" alsın? Bu sürdürülemez.

Yasa dışı bahis ve iddia şirketleri eliyle futbol yönetilmeye devam edilirse bu gerçekten ciddi sıkıntılara yol açacaktır, Türk futbolunu geriye götürecektir. 2000'li yıllarda dünyada FIFA sıralamasında 7'nciliğe kadar yükselen Türkiye, bugün maalesef 40. sıradadır. Bu yerleri de arar hâle geliriz endişesindeyim. Mevcut iktidar bu sorunları ortadan kaldıracaksa bunu, Futbol Federasyonunun Başkanlığına talimatla birini getirmek yerine futbolu ayağa kaldıracak net çözümleri ortaya koyarak gerçekleştirmesi gerekirdi.

'AMATÖR KULÜPLERDEN LİSANS ÜCRETİ ALMAYIN'

Türkiye bir ekonomik krizde. Türkiye Futbol Federasyonun bütçesi içinde bütün amatör kulüplerden gelen paylar Güney Kore'ye giden bir uçağın maliyeti kadar. Bunun için değmez. Bu sene için özellikle Futbol Federasyonuna önerim; Amatör kulüplerinin özellikle de "mahalle takımı" dediğimiz, şirket takımı olmayan mahalle takımlarının lisans ücretlerinin alınmamasıdır.

'KİMSE MASADAN YÖNETİLEN BİR SPORU İZLEMEZ'

Yasa dışı bahis ve yasa dışı İddaa faaliyetleri korkarım, gerekli tedbirler alınamazsa futbol endüstrisinin giderek küçülmesine yol açacak ve masa başında yönetilen bir spora da insanlar ilgi duymayacaktır. 100 milyonlarca TL harcanarak Anadolu'nun muhtelif şehirlerine stadyumlar yapıldı, devasa tesisler yapıldı, 20 bin, 30 bin kişilik seyirci kapasiteli tesisler yapıldı. Bazı illerimizde o şehrin takımı amatör kümeye düştü. Bakın, 30 bin, 25 bin kişilik stadyumlara sahip o şehirlerde profesyonel futbol kalmadı, amatöre düştü. Bu tehlikeye dikkatinizi çekiyorum.

'AKP ZİHNİYETİNİN OLİMPİYAT YAPMA İDDİASINDAN VAZGEÇTİĞİNİ GÖSTERİYOR'

2013 yılındaki oylamada Tokyo'ya kaybeden İstanbul şehri o tarihten sonra tümüyle bu süreçten çekildi. Bütün dünyada olimpiyatları o şehrin belediyesi yapar ve devletin desteğiyle yapar. Olimpiyatlar için tahsis edilmiş olan arazilerin toplu konut yapılması için 2016 yılında Başakşehir Belediyesi’ne aktarılması ve sonrasında da Başakşehir Belediyesinin 2017-2018-2019-2020 Faaliyet Raporları'nda arazi satışlarından elde edilen gelirlerinin bütçesinde görünüyor olması siyasi iktidarın olimpiyat yapma iddiasından vazgeçtiğini, Başakşehir ilçesindeki toplu konut ya da konut geliştirmeye önem verdiğinin temel bir göstergesidir.

'PİSTLERİ SÖKÜLDÜĞÜ İÇİN ATLETİZM YAPILAMAYAN BİR OLİMPİYAT STADI'

Olimpiyat Stadı. Stadın projesiyle ilgili yanlışlar olduğu hep iddia edildi ama bu noktada başka bir husus var; Olimpiyat yapma iddiasındaki bir şehir, bir ülke, Olimpiyat Stadı’nı Millî Olimpiyat Komitesine mi? Hazırlık Komitesine mi? yoksa Futbol Federasyonuna mı devredecek?

Çünkü Türkiye Futbol Süper Ligi artık yarı İstanbul Ligi’ne dönüştü, Millî Lig oldu İstanbul Ligi. Seneye 8 İstanbul takımı mücadele edecek ve bununla birlikte Olimpiyat Stadı da birden çok İstanbul takımına ev sahipliği yapacak. İstanbul, olimpiyat yapma iddiasında bir şehir. Olimpiyat dediğiniz şey başlı başına atletizmdir, Olimpiyat Stadı’nda da yapılan sporun adı atletizmdir. Atletizm yapılamayan bir Olimpiyat Stadı'mız var artık! Atletizm pistinin söküldüğü, futbol müsabakası yapılsın diye düzenlenmiş bir stadyumdan bahsediyoruz. Eğer olimpiyatlara talip olacaksak; Başakşehir Belediyesine verilmiş olan yerlerle ilgili protokollerin yeniden gözden geçirilmesi, buralarda satışı yapılmayan yerlerin yeniden Olimpiyat Hazırlık Komitesine devredilmesi ve geniş çaplı bir planlanmanın şart olduğunu düşünüyorum.

'OLİMPİYAT KÜLTÜRÜNÜ YERLEŞTİRMEDEN OLİMPİYATLARA TALİP OLAMAZSINIZ'

Bir ülkede olimpiyat yapmak istiyorsanız olimpiyata uygun bir seyirci kitlesi ve olimpiyata uygun bir sporcu altyapısını oluşturmanız gerekir. Biz, binicilikte hâlâ 1970'lerden kalma Maslak'taki Atlı Spor Tesislerini ya da Kemer Country'deki binicilik tesislerini kullanıyoruz. Bir şehrin olimpiyata hazır olabilmesi için olimpik branşların tümünde buna ilişkin olarak altyapısını büyük oranda tamamlaması, bununla birlikte bu tesislerde sporcu yetiştirmeye yoğunlaşması gerekir. Ben Atina Olimpiyatları'nın yapıldığı alanı gittim inceledim, Londra Olimpiyatları'na gittim, Los Angeles'a gittim, 3 olimpiyatın yapıldığı bölgeyi gezdim. Olimpiyat sadece olimpiyatın yapıldığı 1 aylık zaman dilimi içinde değil, öncesinde ve sonrasında da iyi fizibilite edilmesi gereken bir yatırım harcamasıdır. Atina'da yapılmış olan tesislerin çok büyük bir çoğunluğu Atina Hükûmeti ve belediyesi tarafından ekonomik olmadığı gerekçesiyle söküldü ve atıldı. Eğer siz bir olimpiyat yapacaksanız o kent ölçeğinde, sportif faaliyetlerin tümünün yapılabilirliği noktasında, ulaştırmadan insana, sporcu ve seyirciye kadar bunun yaygınlaştırmanız gerekir. O nedenle, ben, İstanbul Milletvekili olarak ve 15 yıl Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’nda görev yapan birisi olarak temel eleştirimi şu noktada yapıyorum; Sporcu yetiştirmek, spor kültürünü yerleştirmek önce o tribünleri dolduracak seyirciyi kitlesini oluşturmaktan geçer ve bu şekilde olimpiyata talip olunabilir. Bakın ülkemizde bir tenis turnuvasını ortalama 20 kişi, 50 kişi izliyor. Ağırlıklı olarak kadın voleybolu, erkek basketbolu ve dövüş sporlarının dışında Türkiye'de amatör sporun seyircisi maalesef yok. O nedenle, bu kültürü yerleştirmeye ilişkin çalışmaların yapılması olimpiyata aday olmanın 1 numaralı gereksinimidir.