Libya'da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze töreni haberiyle "İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan haklarında dava açılan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Yeniçağ yazarı Murat Ağırel'in de aralarında bulunduğu altısı tutuklu, biri yurt dışında olmak üzere toplam 8 kişinin yargılandığı davada karar verildi. Sadece tutuklu gazeteciler Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser tahliye edildi.

Tahliye edilmeyen gazetecilerden Murat Ağırel'in avukatı Mehmet Ruşen Gültekin kararı DW Türkçe'ye değerlendirdi. 

Gültekin'in açıklamaları şöyle:

Cumhuriyet Savcısı hepsinin tutukluluğunun devamını talep etti. Tabii bu kadar kötü hazırlanmış kötü bir iddianameden sonra, bu şekilde bir şeyin olması bizi şaşırtmadı. Biz iddianameyi savunmamızla çürüttük. Çünkü iddianame olmayan şeyleri bir yalanı ifade ediyordu. Bunu duruşmada vurguladık. İddianamede nerelerde yalan var bunları vurguladık. Aynı zamanda AYM'den alınan kopyala yapıştırları koyduk. Dedik ki: Bir iddianamede bunların olmaması lazım. Bunları anlattık ve iddianamedeki iddiaları çökerttik.

Dolayısıyla bu bir ilk duruşmaydı ve ilk duruşmanın sonucunda üç sanık dahliye oldu. Bunun sayısının hangi noktada olduğunun hiçbir önemi yok. Aslında basının yargılandığı, haber verme, ifade özgürlüğünün yargılandığı bir dosyadayız. Bu noktada hiçbirisinin tutuklu kalmasına gerek yoktu. Dolayısıyla üç kişi hakkında tutukluluğun devamı kararı vermelerinin de hiçbir anlamı yok.

Çünkü tutukluluk bir tedbir olması hasebiyle zaten hiçbirisinin tutuklu olmaması gerekirdi. Ama maalesef günümüzde yargılamalarda bunu görüyoruz. Az evvel de konuştuğumuz gibi yargı bağımsızlığının daha fazla olduğu zamanlarda böyle şeylerle olmadı. Yargı bağımsızlığının bugün gibi iyice ortadan kalktığı yerlerde bu tür yargılamaların çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Yargının bağımsız hukukun üstün olduğu bu ülkede Türk toplumu yaşamayı hak ediyor.