Adil Öksüz’ün peşine düşen savcının başına gelmeyen kalmadı. Savcı Ergün, sürüldü, emekliliğini istedi, noter oldu, soruşturma açıldı...

15 Temmuz'da Gülen Cemaati yapılanmasının başlattığı darbe girişiminin ardından Adil Öksüz’ü iki kez tutuklamaya sevk eden ancak başarılı olamayan, sürgün edilince de emekliliğini isteyen savcı Cihan Ergün, Erzurum’un bir ilçesinde noterlik yapmaya başladı. Ergün'e “görevi ihmal“den soruşturma açıldı.

15 Temmuz darbe girişiminin “yakalanamayan” ismi Adil Öksüz hakkında tutuklama kararı veren savcı Cihan Ergün'ün, gördüğü baskılar nedeniyle önce sürüldüğü, ardından emekliliğini istediği, avukatlık hakkı da verilmeyenice Erzurum’un Uzundere ilçesinde noterlik yaptığı ortaya çıktı. Savcı Cihan Ergür’ün burada da rahat bırakılmadığı 5 bin liralık “noterlik” işi nedeniyle hakkında “görevi kötüye kullanmaktan” dava açıldığı kaydedildi.

Cumhuriyet gazetesinden Barış Terkoğlu, 15 Temmuz’un yıldönümünde Adil Öksüz’ün peşine düştükten sonra başına gelmeyen savcı Cihan Ergür’ün hikayesini yazdı.

ÖKSÜZ’ÜN PEŞİNE DÜŞEN BİR KİŞİ VARDI

Öksüz’ün adının darbeden önce iddianamelere girdiğini, Hava Kuvvetleri logolu saatinin tutanaklardan kaçırıldığını, Ankara Emniyeti’ne götürülen şüphelilerin arasından son dakikada çekilip çıkarılarak, “arsa bakıyordu” masalına “inanılarak” serbest bırakıldığını kaydeden Terkoğlu, şöyle yazdı:

“Öksüz’ün peşine düşen bir kişi, savcı Cihan Ergün vardı. Savcı Ergün, darbeden üç gün sonra, 18 Temmuz 2016 günü, Öksüz’ü tutuklanması için mahkemeye sevk etmişti. Ancak Hâkim Köksal Çelik, Öksüz’ü serbest bıraktı. Ergün, itiraz edip yeniden tutuklama talep etti. Bu kez Hâkim Çetin Sönmez, tutuklama talebini reddetti. Savcı Cihan Ergün peşini bırakmadı, yakalama kararı çıkarıp Öksüz’ün Sakarya’daki adresini bastırdı ama kuş çoktan uçmuştu. Adil Öksüz’ü serbest bırakanlar, Öksüz’ün kayınpederini, baldızlarını, hatta kayınpederinin de baldızını yakaladı. ‘Bu büyük operasyon başarısı’ günlerce medyanın sayfalarını süsledi. Zaman geçtikçe bunlar da unutuldu. Anlatılan davaların, yakalanan kişilerin, kısacası sayıların içinde bunlar da vardı.”

AVUKATLIK HAKKI VERİLMEDİ, NOTERLİK YAPMAYA BAŞLADI

“Acaba o gün Adil Öksüz’ün peşine düşen savcı şimdi nerede?” diye soran Terkoğlu şöyle devam etti:

“Daha önce Sincan Batı Adliyesi Savcılığı’ndan Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığı’na sürüldüğünü yazmıştım. 25 Ekim 2018’de tepki olarak emeklilik dilekçesi verdiğini de. ‘Dün FETÖ’cü olanların, kendilerine karşı olanları FETÖ’cülükle suçladıklarını’ söylemiş, ‘Ülkeyi yönetenler gaflet ve dalalet içinde olmasınlar’ diye tamamlamıştı. Bir zamanlar hükümet medyasında çıkıp konuşabilen Ergün’ün söyledikleri hoşa gitmeyince, söz söyleyecek yeri de kalmadı. Cihan Ergün’ün emeklilik dilekçesi kabul edildi, emekli oldu. Konuştuğumuza göre avukatlık yapma hakkını da kullanmadı. Erzurum’a yerleşti. Uzundere ilçesinde noterlik yapmaya başladı” 

‘GÖREVİ İHMAL’ SUÇLAMASI

Terkoğlu, yazısının devamında şunları yazdı:

“Gelgelelim hayat onun için yine de sakin ilerlemedi. Kendisine mahkeme kararıyla vâsi atanmış bir vatandaşın, hurdaya ayrılmış aracının 5 bin liraya satışındaki usul tartışması nedeniyle, hakkında soruşturma açılması istendi. Ergün’e yapılan suçlama ‘görevini ihmal’ idi. Aslında noterlik yapan Ergün’ü avukatlık yapıyor sanan, önündeki dosyayı da okumadığı anlaşılan mahkeme, ‘Avukatlık kanunu’ gereği Adalet Bakanlığı’na soruşturma izni için yazı yazınca işler daha da karıştı. Dosyaların oradan oraya gönderildiği, mahkeme kararı ‘sehven’ diye düzeltilse de Ergün’ün de ‘lekelenmeme hakkı’ için hâkimlerden şikâyetçi olduğu dosyanın hikâyesi büyüdü. Ergün de Adalet Bakanı’na 5 sayfalık bir mektup yazarak başından geçenleri anlattı. Eski bir savcı olduğu için de yargının yeni üyelerinin nerelerde hata yaptıklarını söyledi. Mektup şöyle bitiyordu: ‘İnsanın incinmesi, yargıyı ve adalet idesini incitir.’”

“Kısacası 15 Temmuz’da Adil Öksüz için iki kez tutuklama isteyen, geri çevrilse de peşini bırakmayan, Öksüz’ü koruyan eli bükemeyince “görevlerini yapmıyorlar” diyerek isyan edip istifa eden savcıydı. Darbeden 5 yıl sonra, 5 bin liralık bir satışta, ‘noterlik görevini ihmal’ suçlamasıyla hâkimlerle başı belaya girdi. Üç yıl önce konuştuğumuzda ‘Beni sürgün eden zihniyet hâlâ işin başında’ demişti. ‘Galiba haklı’ dedim.”