Gerici yazarların ve siyasilerin diline dolayarak başlattığı yoksulluk nafakası tartışmaları 'boşanmış mağdur babalar’ın birden ortaya çıkmasıyla gündem haline geldi. Kadınların nafaka hakkını hedef alan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, "1 yıl 2 yıl evli kalıp ömür boyu nafaka verme zorunluğunda olunması ayrı bir mağduriyet oluşturmakta" dedi

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül CNN Türk’te Hakan Çelik’in sunduğu Hafta Sonu programına konuk oldu.

Nafaka tartışmalarına değinen Gül, "1 yıl 2 yıl evli kalıp ömür boyu nafaka verme zorunluğunda olunması ayrı bir mağduriyet oluşturmakta. Bunların hepsinin dikkate alınarak ama bir süreye tabi tutulmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Nafakanın da belli bir süreye bağlanması gerektiği kanaatindeyiz" diye konuştu.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül daha önce de süresiz nafakanın yürürlükten kaldırılacağını ima eden ve bu uygulama için “Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Sürdürülebilir bir konu değil” demişti.

MADDE 176 NE DİYOR?
Türk Medeni Kanunu’nun 176’ncı maddesinde nafakanın kaldırılmasına ilişkin şartlar yer alıyor. Nafakayı veremeyecek duruma gelen kişinin daha sonra dava ile bu yükümlülükten kurtulabileceği, evlilik ve ölüm durumunda otomatik olarak nafakanın yükümlülüğünün kalktığı, nafaka alanın yoksulluktan kurtulması ve şartlarının iyileşmesi halinde dava ile bu yükümlülüğün ortadan kalktığı açık:

Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.