Toplumsal Haber Merkezi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun Karadeniz turuna Habertürk yazarı Nagehan Alçı‘nın da katılması tartışma konusu haline geldi. Yıllarca iktidarın politikalarını destekleyen ve özellikle Balyoz, Ergenekon tertiplerinin medyadaki önde gelen savunucuları arasında yer alan Alçı'yı İmamoğlu’nun otobüsünde görenler sosyal medya platformlarında eleştirilerde bulundu.

Metin Uca, Nagehan Alçı’nın İBB otobüsünde, İmamoğlu ve ona eşlik eden diğer gazetecilerle olan fotoğrafını paylaşarak “Bu fotoğrafta olması gerektiği gibi, farklı dünya görüşlerinden gazeteciler yer alıyor. Ancak, Kabataş yalancısı ve tetikçi sayın Nagehan Alçı’nın gazeteciler arasında yeralmasını sayın @ekrem_imamoglunun unutkanlığına mı sayın Alçı’nın utanmazlığına mı bağlamalıyız kararsızım” dedi.

Gazeteci Mehmet Ali Güller ise İmamoğlu’nu ve CHP yönetimini eleştirerek “Nagehan Alçı'ya neden kızıyorsunuz ki? Alçı bildiğiniz Alçı; uçağa da, gemiye de, otobüse de biner... O nedenle Nagehan Alçı'ya değil, Kılıçdaroğlu'ndan İmamoğlu'na, Alçı'yı baştacı edenlere kızın... Alçı'nın kendilerini hedef alan operasyonlardaki rolünü unutanlara kızın...” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Erk Acarer, AKP iktidarının sona ermesinin ardından Nagehan Alçı gibi isimlerin yerini koruyabileceğine vurgu yaptı. İktidar değişse de ‘devir değişmeyecek’ diyen Acarer, şunları söyledi: “Devir değişse de Nagehan ve türevleri 180 derece dönüp aynı yeri bulacak. Galiba devir de değişmeyecek. Kendi ekseni etrafında dönecek!”

‘ELEŞTİRDİĞİNİZ İKTİDARDAN NE FARKINIZ KALDI’
Konuyla ilgili yapılan haberler ve eleştiriler üzerine Nagehan Alçı'dan yanıt geldi. Alçı, İmamoğlu'nun Karadeniz turuna dair gözlemlerini kaleme aldığı bugünkü köşe yazısında "Bir gazeteci olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın seyahatine davet edildiğimde elbette kabul ederim. Bu gazeteciliğin bir gereğidir. Bu davete icabet ettiğim için bana ya da bu daveti yaptığı için Sayın Ekrem İmamoğlu’na hakaret edenler Ortadoğulu kabileci kafa yapısına sahip olduklarını kanıtladılar" diye yazdı.

Alçı, eleştirilere yanıtında şöyle devam etti:

Sabahtan akşama uygar ve Batılı olduğunu söyleyenlerin nasıl Ortadoğulu feodal kabileci kodları içselleştirdiğini gördük bu olayda. Sadece CHP’nin angaje muhabirleri İmamoğlu tarafından davet edilsin istiyorlar. E o zaman eleştirdiğiniz iktidardan ne farkınız kaldı? Hadi kamyon arkalarında yazan maganda erkek laflarını ekrandan söylemeyi marifet sayan spiker gibileri anlıyorum da Gönenç Gürkaynak gibi kıymetli bulduğum bir hukukçunun bile sosyal medya gazıyla nasıl Şarklı popülist haline geldiğini görünce üzüldüm. Sakin kafayla, gaza gelip attığı tweetlere yeniden bakarsa bence Gürkaynak da üzülecek ve kendine kızacak. En azından büyük haksızlığa uğradığını çok iyi bildiği ve medyada açık ara en çok benim yazdığım Osman Kavala’dan utanacaktır bu tweetleri attığı için.

Alçı, kendisine yönelen tepkilere karşı savunma yaptığı yazısında ‘eleştirdiğiniz iktidardan ne farkınız kaldı’ diye sorarken farkında olarak ya da olmayarak iktidarın farklı ve muhalif sesleri susturmaya çalıştığı baskı politikasına değinmiş oldu. Ancak Alçı’nın yıllarca AKP iktidarının her biçimde savunduğu göz önüne alınırsa bu baskı politikasının bir aracı olarak baskıya karşı çıkması ironik duruyor. Alçı, otobüsteki diğer gazetecilerden bazılarının çalıştığı medya kuruluşlarının iktidara yakınlığına da işaret ettiği kendisinin tek örnek olmadığının da altını çizdi. Ancak Alçı’nın şahsına yönelik zannettiği tepkiler, diğer yandaş isimleri de kapsıyor zaten. Alçı yazısının bu kısmında şu ifadeleri kullandı:

Ekrem İmamoğlu’nun bu gezisinde iktidarı destekleyen gazete Hürriyet’ten Fatma Aksu, yine hükümet taraftarı gazete Milliyet’ten Selay Saykal, 20 senedir hep AK Parti’yi desteklemiş Türkiye gazetesi-TGRT’den de Ziya Osman Açıkel vardı. Akif Beki de çok uzun seneler Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanıydı. Bu gazetecileri de çağırmayıp dışlasa mıydı Ekrem İmamoğlu? Bu gazeteci meslektaşlarımız da bu geziye katılınca Ekrem İmamoğlucu mu oldular? Ben öyle mi oldum? Ekrem Bey ile Habertürk TV’de yaptığımız sert tartışmayı Youtube’da 3.6 milyon kişi seyretti. Oradaki görüşlerim de değişmedi. Ama ben gazeteciyim.

Bu nasıl bir saçmalıktır? Anlamak mümkün değil. Gerçekten Türkiye bir açık hava tımarhanesine döndü…

Türkiye’yi bir ‘açık hava tımarhanesi’ olarak tanımlayan eleştirdiği toplumsal dönüşüme kimin neden olduğu konusunda bir fikri yok gibi görünüyor. Alçı’ya ülkeyi yirmi senedir AKP’nin yönettiğini ve kendisinin de bu yönetimin kalemi olduğu gerçeğini hatırlatmak gerekiyor. Yani Türkiye bir açık hava tımarhanesine dönüştüyse siyasetten ekonomiye, hukuktan güvenliğe bir çok başlıkta bu tımarhane iklimini yaratanların başında da Alçı’nın geldiğini belirtmek gerekiyor.

NE OLMUŞTU?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Doğu Karadeniz’de bayram ziyareti gerçekleştirmişti. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Rize’den başlayan ziyaretler geniş kitleler tarafından ilgi gördü. İmamoğlu, AKP’nin kalesi olan İyidere ilçesinde dahi yoğun ilgiyle karşılanması toplumun AKP iktidarına yönelik tepkisini de ortaya koyan örneklerden oldu.

İmamoğlu’nun Doğu Karadeniz ziyaretini izleyen gazeteciler içerisinde yer alan Nagehan Alçı’nın varlığı ise iktidara muhalif gazeteci ve yazarların tepkisini çekmişti.

İmamoğlu’nun toplumun geniş kesimleriyle birleşmeye çalışırken, ekonomik krizden gericiliğe kadar çeşitli başlıklarda AKP iktidarına öfke duyan yurttaşların iktidarın destekçisi olan ‘gazeteci’lere yönelik tepkisini dikkate almaması da üzerinde durulmaya değer. Toplumun Nagehan Alçı’ya verdiği tepki, esas olarak AKP iktidarının halk düşmanı politikalarına yöneliktir. Çünkü Alçı gibi isimler bu politikaları kalemiyle savunan hatta bunun için kamuoyunda Kabataş yalanı olarak bilinen skandallara dahi imza atmaktan da hiç çekinmeyen ‘gazeteci-yazar’lardır. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun toplumun bu hassasiyetlerine bakmadan hareket etmesi ise tepki görmesine neden oldu, bu hareket hattını sürdürürse tepkiye neden olmaya da devam edecektir.