15 Temmuz döneminde AKP İstanbul İl Başkanı olan Selim Temurci, "Cumhurbaşkanımın çıkıp, 'Benim ve ailemin yurtdışında 1 doları yoktur' demesi borcu vardır. Aynı şekilde Binali Yıldırım'ın. İçişleri Bakanı'nın haline bakın. Nasıl insan içine çıkıyorlar anlayamıyorum" dedi.

Eski AKP İstanbul İl Başkanı Selim Temurci, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında dağıtıldığı iddia edilen silahlara ilişkin, "Böyle bir şey varsa birileri beni kandırmış" dedi. Temurci, İstanbul'da Berat Albayrak ağırlığı olduğunu savunarak Cumhurbaşkanımızın ve Albayrak'ın bilgisi olmadan silah dağıtılmasının mümkün olmadığını söyledi.

Temurci, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Eskİ Başbakan Binali Yıldırım'ın milletle helalleşmesi gerektiğini belirterek  "Cumhurbaşkanımın çıkıp, 'Benim ve ailemin yurtdışında 1 doları yoktur' demesi borcu vardır. Aynı şekilde Binali Yıldırım'ın. İçişleri Bakanı'nın haline bakın. Nasıl insan içine çıkıyorlar anlayamıyorum" dedi.

Eski AKP İstanbul İl Başkanı ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, İpek Özbey ile Gündem Özel'de 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında dağıtıldığı iddia edilen silahlara ilişkin bilgi verdi.

Temurci, "İşin en tepesinde, o ilin İl Başkanı, İl Gençlik Kolları Başkanı bu işin içindeyse şayet siz kendinizi kandırılmış hissetmez misiniz?" diye konuştu.

Temurci konuya ilişkin şunları söyledi:

"Peker'in açıklamaları ile ilgili şunu ifade ettim. O haberden neredeyse 36 saat geçti ben bir mesaj hazırladım. "Benim İl Başkanlığım döneminde böyle bir şey gerçekleştirilemez" yazıyordu. Siyasi olarak farklı yerlerde bulunabiliriz ama benim buradaki kızgınlığım şuna orada 2016 Ağustos yazıyor. 15 Temmuz'dan sonra demokrasiye sahip çıkan milletin ve siyasi liderlerin, 15 Temmuz eğer FETÖ açısından başarısız olduysa en temelindeki faktörlerden birisi iktidarı ile muhalefeti ile herkes karşısında durmasıdır.

Biz buna hazırlanırken, birileri yasadışı yollarla benim gençlik kolları başkanıma, "Al bu silahları dağıtın insanlara" denmişse, gençler silahlandırılmaya çalışılmışsa bu 15 Temmuz'un ruhuna aykırı bir şeydir. O gece İstanbul'da ve Türkiye'de sokağa indirdiğimiz millet karakollarımızı korudular. Polisimizle birlikte darbecilere karşı durdular. Oralarda silahlar birilerinde olmuş olabilir ona bir şey diyemem ama  bu iş bittiğinde devlete ait birinde bir silah varsa o teslim alınır. 

Tek bir şüphem var. Bir mafya lideri ülkenin içişleri bakanından sözü daha muteber bir adam haline geldi. Ne diyorsa bir gün içerisinde bir video ile onaylanıyor ya da biri çıkıp biz bunu yaptık diyor. Silah teslimatı meselesi benim dönemimde olan bir şey olduğu için ben kendimden eminim. Benim ne böyle bir talimatım ne de böyle bir bilgim var. Demek ki birileri beni bypass etmiş. Savcılarımızın, 15 Temmuz şehitlerimizin hürmetine bir soruşturma başlatmalarını istiyorum. 

Ben o gece ile ilgili bir şey söyleyeyim. O gece tüm vatandaşı sokağa davet eden biri olarak ben sokağa çıktığımda, o gecenin en ateşli saatlerinde yürürken belimde silahım yoktu. Bu millet belinde silah olduğu için darbeyi engellemedi.  Gazimiz Ahmet Onay çıkıp bu konuyla ilgili olarak, "Ben oradaydım. Araçlar da doğrudur, o insanlarda oradaydı" demeseydi biz bunu konuşmuyorduk."

'Erdoğan ve Yıldırım'ın milletle helalleşmesi lazım'

AK Parti'nin İl Başkanı o dönem benim, benim genel başkanım Binali bey. Aslında Binali beyin de çıkıp, "Hayır AK Parti'nin gençlik kolları böyle bir şey yapamaz" demesi lazımdı. 

Ben hep söylüyorum şu anda ülkede iki kişinin milletle helalleşmesi lazım. Bu ülkenin Cumhurbaşkanının şu an Sezgin Baran Korkmaz davasında ismi geçiyor. Bir yüzükle yola çıkan insanların bugün mal varlıkları ABD'de benim cumhurbaşkanımın üzerinde dolaştırılıyorsa, benim cumhurbaşkanımın çıkıp, "Benim ve ailemin yurtdışında 1 doları yoktur" demesi borcu vardır. Aynı şekilde Binali Yıldırım'ın. İçişleri Bakanı'nın haline bakın nasıl insan içine çıkıyorlar anlayamıyorum. 

'Eski Erdoğan bugünkü Erdoğan'ı AK Parti'den ihraç eder'

Benim 20, 30 yıl önce tanıdığım Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü Recep Tayyip Erdoğan'ı partiden ihraç eder. Binali Yıldırım gibileri zaten partiden ihraç eder. 

"Cumhurbaşkanımızın talimatı, Berat beyin bilgisi olmadan bu olamaz"

Benim bir ilin il başkanı olarak silahlardan haberim yok. İstanbul özelinde benim il başkanı olarak bildiğim, Binali bey, özellikle Pelikan bildirisi ile sayın Ahmet Davutoğlu'nun uzaklaştırılmasından sonra ben Cumhurbaşkanımızdan müsaade istemiştim.

Binali Yıldırım, benim yönetim kurulu üyelerimden birkaç tanesini örgütleyerek bize kumpas kurdu. O kişilere, İl Başkanlığı sözü verip bize kumpas kurdu. 

İstanbul üzerinde çok büyük bir hesaplaşma vardı. Binali bey, Berat bey ve Soylu vardı. Berat bey de teşkilata nüfus etme adına kadın kolları ve gençlik kolları üzerinden İstanbul örgütlerinde söz sahibi olmak istedi. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi olmadan Süleyman Soylu böyle bir şey yapmış olabilir mi? Bu işte Cumhurbaşkanımızın talimatı, Berat beyin bilgisi olmadan bu olamaz. 

"15 Temmuz'u 28 Şubat'ın devamı görüp, Perinçek'le yol yürüyen AKP'yi vicdanlara bırakıyorum"

Ben 15 Temmuz'u 28 Şubat'ın devamı olarak gören Doğu Perinçek ile yol yürüyen bugünkü AK Parti'yi milletimizin vicdanına havale ediyorum. Ben 20 sene önce durduğum yerdeyim.

Harama, zulme bulaşmayan bütün AK Partililer benim kardeşimdir. Biz siyasi partilere düşman değiliz ki. Siyasi parti araçtır, amaç değildir.