Pestisit zehirliliği, gıdalarla soframıza yerleşen zehirdir. Zirai ilaçlamalar nedeniyle 1970’lerden beri soframızdaki oranı giderek artmaktadır.

Yeşil Barış Çevre (Greenpeace) Örgütü, Gıda Mühendisi Bülent Şık’a hazırlattığı raporla yeniden dikkatleri çekti. Ne var ki hem yurttaşlar olarak bizler ve hem de memleketi yönetenler işin önemini bir türlü kabullenmiyor.

Yurttaşlar bilinçli veya bilinçsiz olsalar da bu tehlikeden kaçınamaz ve korunamazlar. Ama devleti yönetenlerin gözlerini ve kulaklarını kapatarak vicdanlarını sağırlaştırmaları kabul edilemez. Çünkü söz konusu tarımsalzirai ilaçların kullanılmasını engellememeleri, büyük bir sorumsuzluktur.

Greenppeace raporuna göre incelenen 90 gıdada 620 ayrı prestisit tespit edilmiştir. Domates, yeşil biber ve salatalık örneklerin %15.6’sında, toplam örneklerin 56’sında bu zehir tespit edilmiştir. Yaz aylarından uzaklaştıkça, kalıntı zehir oranı 2-3 katına çıkmaktadır.

İncelenen 90 ürünün 52’sinin petisit kalıntı nedeniyle hormonal sistemi kötü etkilediği; 42’sindeki oranın da uzun süreli toksit etkili olduğu anlaşılmıştır. Kasım ayında ise, incelenen ürünlerde 14 farklı pestisit saptanmıştır .

Pestisitin toksik etkisi, diğerleriyle bir araya geldiğinde de kokteyl etkiye dönüşür.

Bu durumun insan organizmasına olan etkisi ve kötü hastalıklara nedenselliği yüksektir.

Kimi zirai ilaçların yasaklanmasına ve kimilerinin toplatılmasına rağmen, halen yoğun şekilde bu zehir kullanılmaktadır. Gerekçesi de randıman yükseltmektir.

İthal ürünlerde durum, daha vahimdir.

Ülkemizde tarım ve hayvancılık devlet tercih ve tutumu nedeniyle yok edilmiştir. Var olan da sağlıksız ve denetimsiz zirai ilaçlarla insanlara gıda yerine zehir haline gelmiştir.

GELECEK PARTİSİ GENEL BAŞKANI HİDAYETE ERDİ
AKP Genel Başkanının danışmanı, Dışişleri Bakanı ve AKP Genel Başkanlığını yapan Prof. Ahmet Davutoğlu; dışlandıktan sonra yeni arayışlara girdi. Sonunda da, kendisi gibi Recep T. Erdoğan’ın has adamıyken dışlanan Ali Babacan’dan önce partisini kurdu: Gelecek Partisi.

Pazar günü parti organı niteliğindeki Karar Gazetesi’nde bir söyleşisi yayınlandı: “Şahıs partisi şahısla gider. Tek adamın yönettiği bir partinin nasıl tükendiğini bizzat yaşayarak gördüm. Bunu hem cumhurbaşkanına, hem de partide birçok kez söyledim…” diyor.

AKP ve Cumhurbaşkanı Genel Başkan Recep T. Erdoğan’ın delalete düşmesinde büyük payı olan Davutoğlu; hidayete (gerçeğe) ermiş görülüyor. Çünkü AKP yöneticisiyken görmek istemediği gerçeklerin altını çiziyor.

Örneğin; “AKP’nin bozulmasında 4K’nın keşfedilmesi çok önemli. 3Y (yolsuzluk-yoksulluk-yasaklar) mücadele terk edildi ve yerine 4K keşfedildi. Birincisi, kanun hükmünde kararnamelerdir. İkincisi, kayyumlar. Üçüncüsü, kamu bankaları. Dördüncüsü, kamu maliyesi. Böylece Türkiye’de meşruiyet çizgisinin dışına çıkan alanlar ortaya çıktı. Biz şimdi bu 3Y’yi yeniden ihya edip 4K’daki yanlışları ortadan kaldıracağız” diyor.

AKP’nin doğasının da bozulduğu belirterek bunu MHP ile ortaklık kurmasından kaynaklandığını savunuyor.

Aslın Adıyaman’da anayasaya aykırı olarak yapılan yapılanmayı teşvik etmenin de AKP’nin doğasını bozduğunu vurgulamalıdır. Çünkü orada “şeyh” diye belirtilen kişinin adli görev ifa etmiş; haksızlığa uğradığına inanan diğer mürit tarafından öldürülmesiyle bir vehamet manşetlere yansıdı. AKP’ni İçişleri Bakanı da cinayetten söz etmeden taziye mesajı yayınladı. Bundan cüret almış olmalı ki; Adıyaman protokolü cümbür cemaat cenaze töreninde yer aldı. Ki bu apaçık anayasanın laiklik ilkesini tağyir ve tebdil etmek eylemidir!

Ne var ki hidayete ermiş görünen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, temelde aynı yolun sevdalısı olduğu için, bu gibi garabetlere değinmiyor veya değinemiyor…