UMUT TAŞTAN

Maden işletmesinin tarım alanlarının, hayvancılık imkânlarının ellerinden aldığını ve ilçede yapabilecek başka iş olanağının olmadığını belirten köylüler maden sahiplerinin kendilerini işe almayarak başka illerden işçi getirdiklerini vurguladı.

Oturma eylemi yapan gençlerden biri olan Mustafa Çoban, on yıldır Çöpler Köyü’nde bu işletmenin olduğunu vurgulayarak ‘’Bu altın madeni tam olarak Çöpler Köyü'nde çıkıyor. Bizler de Çöpler Köyü'nün gençleriyiz. Altından dolayı köyümüzü taşıdılar. Yapılan madenin biraz daha alt tarafına taşıdılar. 10 yıl önce büyüklerimiz, atalarımız kimisi işe girdi orada gebeydiler o zamanlar köyün halkı. Büyüklerimizden alabildiklerini işe aldılar alamadıklarının da bir şeyler karşılığı topraklarını satın aldılar’’ dedi.

‘’Maden işletmesinin bizi istihdam etmesi lazım’’ diyen Çoban sözlerini şöyle sürdürdü:

‘İŞÇİ İHTİYAÇLARINI DIŞARIDAN GİDERİYORLAR’
Hukuki boyutunu tam olarak bilmiyorum ama, şimdi biz bu köyün sakinleri olarak meralarımız elimizden gitti ve biz işsiziz. İşe girmeye çalışıyoruz bizi işe alın diyoruz, girişimlerde bulunuyoruz. Kurs dayatması, eğitim dayatması yapıyorlar. Köydeki gençlerin çoğunun eğitim seviyesi düşük, kimisinin belli sıkıntıları var. Buna rağmen işçi ihtiyaçlarını dışarıdaki adamlarla gideriyorlar. Biz köyün geçleri olarak mağduruz, iş istiyoruz, olumlu sonuç alamıyoruz. Bizi ‘daha önce atalarınız sattı’ diyerek geri çeviriyorlar.

‘İŞSİZLİKTEN ÖTÜRÜ DİRENİŞE BAŞLADIK’
Siz bizim topraklarımızı aldınız, biz daha önce hayvancılık, tarım vs. bu tür işlerle uğraşıyorduk. Şimdi bunları yapmak için bize alanda bırakmadınız. İş imkanı da bize sağlamıyorsunuz. Biz de işsizlikten güvenilir bahis sitesi ötürü direnişe başladık, onun mücadelesini veriyoruz.

‘TOPRAKLARIMIZI ALDILAR, TARIM ALANI KALMADI’
İşçi ihtiyaçlarını Kütahya’dan, Diyarbakır’dan ya da diğer illerden yani dışarıdan ekiplerini oluşturarak karşılıyorlar vardiya amirleri, patronları. Bizi almamayı biraz da şu nedenle tercih etmiyorlar, dışarıdan gelen adam daha çok kontrolümüz altında olur diyorlar. Buda bize olumsuz yansıyor. Sonuçta bu yörenin insanları biziz. Topraklarımızı aldılar, hayvancılık yapamıyoruz, tarım alanı bırakmadılar, her yeri tahrip ettiler. Buraları gelip görseniz ‘burada nasıl yaşıyorsunuz’ dersiniz. İlçe zaten küçük yapılacak başka bir iş de yok. Böyle bir sorun içerisindeyiz.

‘BİZİ AŞAR DEDİLER’
Bizler şirket yönetimine çok gittik, kendimizi anlattık ama maalesef hepsi maden taraftarıydı, gençler olarak çok güçsüz kaldık. Ne yapabilirizi düşündük ve oturma eylemi kararı aldık. Buradan da sesimizi ne kadar yukarıya taşırsak, yukarıya bildirirsek bizim için o kadar iyi olur dedik. Beş gündür bu eylemi sürdürüyoruz. Tabi güçlenirsek daha da iyi bir sonuç vereceğini düşünüyorum.

Eyleme başladığımız süreçte, yılbaşı tatili nedeniyle en yetkili olanlar yokmuş, bize öyle bilgi verdiler. Daha alt statüde olanlar geldi görüşmek için ‘’böyle yapmayalım, büyük yöneticilerimiz geldiğinde otururuz, konuşuruz böyle olmaz’’ dediler. Bizim taleplerimize de ‘’bunlar bizi aşar’’ gibi cevaplar verdiler. Bizde bundan sonra bizimle konuşmaya gelen yöneticilerin ‘bizi aşar’ diyecek insanların gelmemesini, sorunumuzu çözecek kişilerin olmasını söyledik.

DİRENİRSENİZ OLACAĞI VARSA DA OLMAZ TEHDİDİ
Şantiye önünde pankartlar astık, sosyal medyada da canlandığımızı görünce bizi şunla tehdit ettiler açıkçası ‘pankartları yazmaya devam eder, eylemleri sonlandırmazsanız maden sahasına, iş sahasına girmeniz mümkün olmayacaktır. İşinizin olacağı varsa da olmaz’ dediler. Benim fikrim bizim inancımızı, direncimizi kırmak için bunu yapıyorlar. Bizde eylemimizi bitirmedik, sonuna kadar direnmeyi tercih ettik. Şu sürece kadar da direnmeye devam ettik, edeceğiz.

‘OTURUYORUZ VE OTURURKEN GÜÇLENİYORUZ’
En büyük yöneticiniz ne zaman gelecek dediğimizde ‘8-10’u arası gelecek, siz eylemi bitirin geldiğinde o sizinle görüşür’ dediler. Biz zaten bir yıldır görüşmek istediğimiz dönemlerde de görüşemedik o kişi ile randevu istedik defalarca vermedi, verdiği zaman da sürekli erteledi. Hep bir bahaneleri oldu. Bu da onlardan biri diye düşüyoruz. İster tatilde olsun, ister beş ay sonra gelsin, ister bir yıl sonra ama muhakkak gelecektir. Biz burada oturup bekliyoruz. Aslında otururken de aynı zamanda güçleniyoruz. Sesimizi yükseltebildiğimiz kadar, birileri buna dur diyene kadar biz direnişimizi devam ettireceğiz.

Gençler tarafından kamuoyuna yapılan açıklama şu şekilde: