Zam anı gelmedi mi daha; ne zaman gelecek zamanı!..

Çanakkale Köprüsünü yaptık açtık. 200 lira da geçiş ücreti belirledik. Köprünün üzerinden kim bilir kaç yüz araba geçti ancak açılışın üzerinden bunca gün geçmiş olmasına karşın hala zam yapılmadı. Günlük araç garantisi 45 bin değil mi; 45 bini çarp 200’le: 9 milyon. Böl 84 milyona: kelle başı günlük 10 kuruş. Koyar mı bee…

Kastamonu’daki Tekke köyü sakinlerinin geçen Ağustos’ta oluşan sel ardından köprüleri yıkılmıştı ya… Karabük Bartın arasındaki Bahçecik köprüsü, yetmedi Kavakdibi köprüsü… Milletin her gün üzerinden belki de defalarca kez geçtikleri köprüler… Yıkıldı; yeniden yapsan da olur yapmasan da… Geçerken para mı veriyorlar sanki… Sen Çanakkale Köprüsüne bak; oraya akıyor kuruş kuruş 9 milyon.

Padişah salmış defterdarı toprakların içine, vergi toplasın diye. Bi zaman sonra huzura dönmüş ki, bir köy dışında ahalinin burnundan soluduğunu dile getirmiş.

Padişah ‘O bir köy de neyin nesi’ diye meraklanmış.

Defterdar anlatmış. ‘Devletlum, vergiyi verirken gülüp oynuyorlar. Hiç dertlenmiyorlar.’

‘Var bunda bir iş’ demiş padişah ve köye köprü yapılmasını, geçenden geçmeyenden bir akçe alınmasını buyurmuş. İmparatorluğun en usta mimarları köye gitmiş ve suyu çekilmiş 1 metre genişliğindeki kuru dere yatağının üzerine odundan tahtadan bir köprü kurmuşlar, başına da iki yeniçeri bırakıp saraya dönmüşler. Çocukların bile ‘zıp’ deyip karşı yakaya atlayabilecekleri kuru dere üzerinden geçmeyen köylüler ellerinde akçelerle göbek atarak köprünün girişinde sıra olmuşlar. Bir zaman sonra padişaha vaziyet iletildiğinde, ‘Geçişlerden tez iki akçe alına’ diye ferman çıkarmış. Padişahın bu kararını duyan köylüler, emekleyen çocuklarının avuçlarına da ikişer akçe sıkıştırarak köprüden geçip karşıda tekrar sıraya girerek hemen geri dönmeye başlamışlar ama yine güle oynaya…

Padişah bunu duyunca küplere binmiş ve ulemayı toplayarak keyfin boğduğu bu aykırı köylülerin haddini bildirmek için ululara kulak vermiş. Bastonuna dayanıp dizleri titreyerek ayağa kalkmaya çalışan ak sakallı bir ulu, ‘Padişahım, bellidir ki bu köylüler iyilikten anlamaz. Haşa huzurdan; bunları bir güzel düzsek de akılları başlarına gelse…’ deyince padişahın gözleri parlamış. ‘Tez babayiğit yeniçeriler köye gönderile, köylülerin hem akçeleri alına hem de yiğitlerim tarafından köprü girişinde düzüle…’ Meselenin halledildiğini düşünerek keyiflenen padişah neşeyle hareminin yolunu tutmuş. Yataktan kalkıp kuşağını dolarken cariyenin şükreden yüzünde ışıl ışıl parlayan gözünü görünce; ‘Eyvah!..’ demiş…

Osmangazi Köprüsü açılışının üzerinden üç ay geçmeden ağır bakıma alınmıştı hatırlayan vardır. Ama kolaylık tabi, ‘Zam anı geldi’ deyip zam kararı çıkartıldıkça köprü girişinde sirkülasyon sürdü iyi kötü. Şimdi kaç para yaptılar haberim yok ama gözler ve kulaklar Çanakkale Köprüsünde. Bakalım ilk ağır bakıma ne zaman girecek hemen ardından ‘Zam anı geldi’ deyip zam zamanını duyuracaklar mı. Çanakkale Köprüsünü açarken Cumhurbaşkanı Erdoğan sormuş;

‘200 lira pahalı mı…’

Köprüye toplu taşımayla taşınan ve belki de ömründe bir kez olsun araç sahibi olamayacaklar hep bir ağızdan yanıtlamış güle oynaya:

‘Hayıır!..’

Eyvah!..