Esad ile görüşen Putin'den ABD ve Türkiye'ye gönderme: Başlıca sorun, ülkenin kimi bölgelerinde yabancı silahlı güçlerin sizin onayınız olmaksızın bulunmasıdır... Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, dün akşam saatlerinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Kremlin’de ağırlandı... Kremlin’in internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre Putin konuşmasına Esad'ı Suriye devlet başkanlığı seçimlerinden ötürü kutlayarak başladı. “Bu sonuçlar, insanların size güvendiklerini gösteriyor” diyen Putin, “geçmiş yılların bütün güçlüklerine ve geçmiş yılların bütün trajedilerine rağmen normal hayatın yeniden tesisini ve buna geri dönüş sürecini gene de sizinle ilişkilendiriyorlar” diye ekledi. Esad’ın, siyasi muhalifleriyle diyalog yolunu açmak için de pek çok çaba gösterdiğini belirten Putin, bu sürecin devamını umut ettiğini vurguladı ve Suriye’nin ancak bütün güçlerin konsolidasyonuyla ayağa kalkacağını söyledi. Putin, Rusya’nın da ortak çabalarıyla Suriye’nin büyük bölümünün kurtarıldığını ifade ederek “Teröristlere çok ciddi, önemli bir darbe indirildi; Suriye hükümeti sizin önderliğinizde toprakların yüzde 90’ını kontrol ediyor.” dedi. AMERİKA VE TÜRKİYE'YE GÖNDERME: ASIL SORUN KİMİ BÖLGELERDE YABANCI SİLAHLI GÜÇLERİN SİZİN ONAYINIZ OLMADAN BULUNMASIDIR Putin, "başlıca sorunun" Suriye'nin onayı olmadan ülkede bulunan yabancı silahlı güçlerin olduğunu söylerek şöyle konuştu: “Benim görüşüme göre başlıca problem, ülkenin kimi bölgelerinde yabancı silahlı güçlerin BM kararı olmaksızın, sizin onayınız olmaksızın bulunmasıdır; bu, uluslararası hukuka kesinlikle ters düşüyor ve size de, ülkenin konsolidasyonu için ve onu, bütün topraklar meşru hükümet tarafından kontrol edilecek olsa mümkün olabilecek bir tempoyla ayağa kaldırmak yolunda ilerlemek için azami çaba gösterme imkânı vermiyor. Ne yazık ki teröristlerin direniş mevzileri varlığını halen koruyor; bunlar sadece bir takım bölgeleri kontrol etmekle kalmıyor, sivil halkı da terörize etmeye devam ediyorlar. Bununla birlikte mülteciler kurtarılan bölgelere aktif şekilde dönüyorlar. Ben, sizin davetinizle misafiriniz olarak bulunurken, insanların evlerini nasıl aktif bir şekilde yeniden işler kıldıklarını, bu kelimenin tam anlamıyla huzurlu bir hayata dönmek için nasıl aktif bir şekilde çalıştıklarını kendi gözlerimle gördüm. Ortak çabalarımız da belli bir sonuç veriyor. Sadece Rusya’nın Suriye halkına insani yardımından söz etmiyorum; ticari ve iktisadi ilişkilerin gelişmesinden de söz ediyorum. Bu yılın ilk altı ayında ticaret hacmi 3,5 kat arttı.” ESAD: SOÇİ VE ASTANA SÜRECİNİ BALTALAYAN ÜLKELER VAR YDH'nin haberine göre; Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da konuşmasına, Moskova’da bulunmaktan ve uluslararası terörizmle mücadelede ulaştıkları ortak başarılar konusunda görüşmekten onur duyduğunu belirterek başladı. “Ordularımız, Rusya ve Suriye orduları, sadece militanlar tarafından ele geçirilmiş işgal altındaki toprakların özgürleştirilmesinde, terörizmin yok edilmesinde köklü neticeler elde etmekle kalmadılar, evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalmış mültecilerin geri dönüşlerine de katkıda bulundular,” diyen Esad, uluslararası terörizmin sınır tanımadığını vurguladı. Soçi ve Astana süreçlerinin de Suriye’de hayatın normale dönmesinde yardımcı olduğunu belirten Esad, şöyle devam etti: “Ancak yürütmekte olduğumuz siyasi süreçlerin yaklaşık üç senedir durmuş olduğunu belirtmek isterim. Bunun elbette belli nedenleri var. Siyasi süreçlerin yürütülmesi imkânına her tür araçla yıkıcı bir şekilde etkide bulunan belli ülkeler var. Başka faktörler de var, ama bunları çok iyi biliyoruz ve bu güncel problemlerin çözümü için mümkün olan her şeyi yapmaya çalışıyoruz. “Kimi devletler Suriye halkına, insanlık dışı, devlet düşmanı, gayrımeşru olarak sınıflandırılabilecek ve konumlandırılabilecek yaptırımlar getirdiler. Ne var ki olay bu.” Esad daha sonra, Suriye Arap Cumhuriyeti tarafından siyasi diyaloğun sağlanmasında ve diğer süreçlerde mevcut şartlarda muhtelif tedbirlerin alındığını vurguladı. Rusya halkına, devletine ve Putin’e teşekkür eden Suriye Devlet Başkanı, Rusya dışişleri bakanlığını özellikle andı.