Masonlar, ulusal kurtuluş savaşımızın kahramanı için “Masondu” yalanını çok kullanıyor. Onun mason olduğu yönünde propagandalar yapmaktan bir an bile vazgeçmiyorlardı.<br /> <br /> Oysa, Mason localarını Atatürk kapatmış, onun öldüğü günün akşamı localar gayr-i resmi olarak açılmıştı.<br /> <br /> Masonlar internet sitelerinde kendilerini şöyle tanımlandırıyorlardı;<br /> <br /> “Günümüzdeki masonluk, Rönesans ve Reform süreçlerini izleyen Aydınlanma Çağı’nda kurulmuş; akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üstyapı kurumudur...”<br /> <br /> Onların bu tanımlamalarına karşı ulusal kurtuluş savaşımızın kahramanı yüce Atatürk, Masonlar hakkındaki düşüncelerini çok açık ve net bir şekilde ortaya koyuyordu.<br /> <br /> Dönemin Van Milletvekili İbrahim Arvas hatıralarında, Atatürk’ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyordu:<br /> <br /> “Mustafa Kemal’in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler, ikincisi ise Masonlardı... Bir gün eski Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt’u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. “Bunu güzelce mütalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır” dedi.<br /> <br /> Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt, riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi:<br /> <br /> “Masonluk, kökü dışarıda bir Yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım...”<br /> <br /> Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: ”Arkadaşlar, yarından itibaren Türkiye’de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır...”Salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar “Kahrolsun Yahudi uşakları” sesleri tavanları çınlatıyordu.<br /> <br /> Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal’i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur’a gitmişlerdi. Mim Kemal, Reis-i Cumhur’a hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” demiş. Reis-i Cumhur: “Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra...<br /> <br /> “Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve metbuunuzun ismi nedir?”<br /> <br /> “Biz Cenova’ya tabiyiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır” demiş. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben:<br /> <br /> “Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin. “Yahudi uşakları!” Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi, ben sizin gibi bir çift Yahudi’ye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız takdirde, yarın teşkil edeceğim, Divan’ı Harb-i Örfi’ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan” diyerek onları kovdu…<br /> <br /> Onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana’ya bildiriler ve sabah olmadan hepsinin kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalkmayan Reis-i Cumhur’a verdiler ve derin bir nefes aldılar.<br /> <br /> Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün Mason localarını kapattı.” (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.71-72)<br /> <br /> Ne demiş; Atatürk?<br /> <br /> ““Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin. “Yahudi uşakları!”<br /> <br /> Ve sonra locaları kapatmış.<br /> <br /> İnanmayan, inanmak istemeyen, hala insanları kandırabileceklerini düşünenler, dönemin milletvekili İbrahim Arvas’ın tarihi hakikatlerinin 71 ve 72. sayfalarını tekrar tekrar okusun…