Umut Taştan
İstanbul İkitelli Mahallesi’nde Eren Yılmaz isimli yurttaşı katletmeye çalışan uyuşturucu çetesi üyeleri yarın Bakırköy Adliyesi 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
Eren Yılmaz, 11 Ocak’ta çete üyesi kar maskeli kişiler tarafından silahlı saldırıya uğramıştı. Vücuduna isabet eden 12 kurşunla ağır yaralanan Yılmaz, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Uzun bir tedavi süreci geçiren Eren Yılmaz kendisine yönelik saldırı, tedavi ve yargılama sürecine ilişkin Toplumsal’a konuştu.
'SAATLERCE TAKİP ETTİLER'
Saldırının gerçekleştiği 11 Ocak günü saldırganlar tarafından 5 saat takip edildiğini kameralardan tespit ettiklerini belirten Yılmaz, ‘’Saldırının olduğu gün pandemiden de dolayı işim yoktu, dışarı çıkıp arkadaşlarımla buluştum İkitelli’de.Yanımdakilerden biri çok genç bir arkadaştı. Mahallede turladık, dükkanları, esnafı ziyaret ettik, bir kaç yere misafir olduk. Sonradan kamera kayıtlarına da baktık benim mahalleye girişim 14.15, vurulduğum saat ise 19.10’du. Bu saat aralığında beni takip etmişler. Girdiğim evde kapının önünde beklemişler, esnafa gidip oturduğumda çevrede beklemişler. Kamera kayıtlarıyla sabit bunlar, resmen beni takip etmişler bu saldırı için’’ ifadelerine yer verdi.
'28 EL ATEŞ EDİLDİ'
Uyuşturucu satmalarına karşı olduğu çete üyeleri tarafından tasarlanarak katledilmeye çalışıldığını ve olay sırasında ateşlenen 28 kurşunun 12’sinin vücuduna isabet ettiğini belirten Yılmaz şu ifadelere yer verdi:
Daha sonrasında kardeşimle buluşmaya gidecektim, biraz geç kaldığım için acele ediyordum. Yanımda Batuhan ve Görkem adında iki arkadaşım vardı. Saldırganları biz mahallenin girişinde, uzak bir noktada görmüştük. Arkadaşım ‘abi ileride takılıyorlar’ dedi. Ben de bizle ne alakası olacak, benim acilen kardeşimin yanına gitmem lazım dedim ve yürümeye devam ettik.
Bunlar, benim yukarıya çıktığım sokağın bir arka sokağından koşarak ön tarafıma geçmişler. Sokak bittiğinde sola döndüğümde bir tanesi apartmanın içerisinden, apartmana sırtını vererek, diğeri de yanda duran arabanın önüne çömelmiş ve o şekilde çapraz ateşe aldılar. Ben döner dönmez mermi yağmaya başladı üzerime. Hedef direk bendim, diğer arkadaşlara gelmedi. İyi ki de gelmedi, benim yüzümden 14-15 yaşındaki çocuk canından olabildi. 28 el ateş etmişler. Ben o an yere düşmemek için çok çabaladım. Yere düşersem daha kötü olacak, adamlar başıma çullanacaklardı o an. Bayağı durdum ama iki bacağımda kırılınca düştüm yere ve kendimi bir arabanın altına doğru çekmeye çalıştım kafama gelmesin diye çünkü o an hala ateş ediyorlardı. Üç el ateş etti sırtıma, 4’ü 5’i de sıktı ama mermisi bittiği için gelmedi doğal olarak. O an ses geliyordu çünkü mermi yoktu ‘çıt çıt’ ses geliyordu, tetik düşüyordu. Daha sonrasında ‘sen bunu hak ettin’ diyerek küfür edip kaçmaya başladılar.
İnsanlar başıma toplanmaya başlayınca kendime geldim, o an bilincim açıktı. Beni çevirmeye çalışanlara müdahale ettim, belki onlarca mermi yedim, hepsini hissedeyim, kimse çevirmeye çalışmasın dedim. Önce kendimi hissetmeyi bekledim, nereleri oynatabiliyorum diye bekledim. Sonrasında ayak bileklerimden ve kemerimden tutturup kendimi geri döndürmelerini söyledim. Ambulansı beklemeye gerek olmadığını düşündüm çünkü 20-25 dakikada ambulans gelecek, çok mermi yedim, orada kan kaybından da ölebilirdim. Bir araba çevirmelerini ve en yakın hastaneye götürmelerini söyledim. Bunların hepsini o sıra ben yaptırdım, kendimdeydim.
İlk gittiğimiz hastanede direk yaralara müdahale ettiler, kanamayı durdurdular. Daha sonrasında Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Orada da doktorlar beni direk karşıladılar. Benden önce bir hastayı ameliyata alıyorlarmış, benim geleceğimin anonsu gelince hastanın ailesi ile görüşmüşler ‘genç bir hasta geliyor, kurşunlanmış, durumu ağır. Onu ameliyata almamız gerekiyor, izin veriyor musunuz?’ diye sormuşlar. Aile de izin verince, beni direk kapıdan ameliyat doktorları karşıladı. Kadın arkadaşı ameliyattan çıkarıyorlar beni almak için.
'ÖLDÜĞÜ ZAMAN AİLESİNE HABER VERMEYİN'
Ameliyata alındığı sırada bilincinin yerinde olduğunu ve yoğun bakıma geçtiğinde 'öldüğü zaman ailesine haber vermeyin' şeklinde konuşmalara şahit olduğunu söyleyen Yılmaz, ''Ben oraya gittiğimde de benim bilincim yerindeydi. Hatta orada beni ameliyata alacak doktora ‘beni vuran insanlar hayatında görüp görebileceğin en karaktersiz, en haysiyetsiz, en onursuz insanlar. Kendi küçük ortamlarında bile kahraman olmalarını istemiyorum. Ölüm korkum da yok. Buradan çıktıktan sonra en basit şekilde bile ölebilirim ama ben buradan ölmeden çıkmak istiyorum’ dedim. Doktorlar da ‘elimizden geleni yapacağız, gerisi senin elinde’ dediler. Ben de fazlasıyla direndim. Yoğun bakımda başımda ‘öldü, ölecek’ diye konuşulurken, ‘öldüğü zaman ailesine haber vermeyin, olay çıksın istemiyoruz, kapının önü kalabalık’ diye konuşuluyordu ve ben bunları duyuyordum. Yoğun bakım sorumlusu sürekli gelip ‘öldü mü?’ sorusunu soruyordu'' dedi.
POLİSLER YOĞUN BAKIMDA
''Polisler ben yoğum bakımdayken oraya kadar girdiler'' diyen Yılmaz ''hemşireleri çok şaşırdı, 20’ye yakın polis bir anda girdiler içeri, entübe halindeydim, beni ayıltıp soru sormaya çalıştılar, kimse müdahale etmedi. Boğazımda hortum var ve o arada bana soru soruyur, ‘kafa salla’ diyor. Hiçbir sorularına cevap vermedim, tedavime devam etmek istiyorum şeklinde doktora işaret yaptım. Cinayet büro, TEM şube, asayiş şube de oradaydı, kimse de onlara çıkın demedi'' dedi ve şu şekilde devam etti:
Tedavi süresince polisler doktorlara baskı yapmışlar. Sanki ben sokak ortasında katledilmeye çalışılmış bir değilim de dağda çatışmanın ortasında vurulup yaralı bir şekilde getirilmişim gibi ‘o teröristin ameliyatına hangi doktorlar girdi’ şeklinde konuşulmuş. Doktorlar bu yüzden ilk başta çok çekimserdi bana karşı. Çok uzun süre orada kaldığım için muhabbetle, konuşarak, anlatarak, onları dinleyerek iletişim kurduk. Sonrasında özür bile dilediler ‘seni bize çok kötü anlatmışlardı, sen çok iyi bir insanmışsın’ dediler. Her kontrole gittiğimde sarmaş dolaş oluyoruz. Kendimizi anlatarak aslında haklı olanın biz olduğumuzu, öldürülmeye çalışılanın biz olduğumuzu ve oraya giden polislerin benim mücadele verdiğim kişileri desteklediklerini anlattık ve anladılar bizi. Çünkü ben her gözaltına alındığımda ‘öldürüleceksin. Sen basit bir adam değilsin, sadece dergi dağıtmıyorsun. Kör kurşuna gideceksin’ gibi tehdit ediliyordum sürekli.
'ÇETENİN ORTAK KARARI MI, DEVLET TALİMATI MI BİLMİYORUZ'
Saldırının gerekçesinin saldırganlara daha öncesinde 'mahallede uyuşturucu satmayın, çocukları zehirlemeyin' uyarısında bulunmalarının olduğunu belirten Eren Yılmaz ''Kimse kimseye ‘git uyuşturucu sat’ dememiştir herhalde bu zamana kadar. Herkesin kullandığı cümleyi biz de kullandık. Mahallemizde uyuşturucu satmayın, çocukları zehirlemeyin dedik. Senin sattığın kişiler bizim çocukluk arkadaşlarımız ya da ailemiz, akrabamız, senin arkadaşların...Kimseye de silah çekip vurmadık, saldırmadık. Ama herhalde bunların ailesi çok destekliyor uyuşturucu satmalarını, bizim de satmayın dememiz nasıl bir etki yarattı bilemiyoruz. Adamlar bunun üstüne nasıl bir karar aldılar, kendi çeteleri oturup ortak bir karar mı aldı, yoksa devlet ‘vursanıza, ne bekliyorsunuz’ mu dedi, yoksa bunlar kendi kafasına göre haplanıp mı geldiler bilmiyoruz. Bir şekilde gelip böyle haince bir pusu kurdular. Hiçbir şekilde kaçma, geri çekilme ihtimali bırakmadan alçakça saldırdılar ki üstümde silah tabii ki yoktu ama olsaydı da karşılık dahi veremeyeceğim anı kolladılar. Vücuduma 12 kurşun isabet etti'' dedi.
'KİMİ ZAMAN DESTEKLEYENLER KİMİ ZAMAN DA DESTEKLENENLER SALDIRIYOR'
Eren Yılmaz'ı katletmek isten üç kişi yarın ilk kez Bakırköy Adliyesi 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 10.30 hakim karşısına çıkacak. Eylemin bir çete faaliyeti olduğunu planlı ve programlı bir saldırı olduğunu belirten Yılmaz, çete üyelerinin avukatlarının ise kendisini suçladığını söyledi. İki saldırgan ve bir azmettirici olduğu düşünülen kişinin yargılanacağı davada Yılmaz, sanıkların müebbet almaları durumunda iyi hal indirimi, içerideki durumları göz önünde bulundurulup kısa süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilip, saldırılara ve uyuşturucu satmaya geri dönebileceklerini belirtti. Üç şahıs hakkında da ağırlaştırılmış müebbet talep ettiklerini belirten Yılmaz şu ifadelere yer verdi:
Dosyada 3 kişi yargılanacak. İkisi eylemi yapanlar bir tanesi de azmettirici olarak düşünü yoruz biz. Çünkü daha önceden bu azmettirici dediğimiz kişi ve diğer ikisiyle konuşmuştuk biz. Sonrasında ikisi bu eylemi yaptı, bir diğeri de dükkanımıza ateş etmişti. Burada azmettirici olma ihtimalini düşünüyoruz çünkü çete içerisinde daha ileri konumda. Onu da ilk başta gözaltına alıp salmışlar. Beni vuranlardan bir tanesi Emrah, iki gün sonra bu kişinin evinden çıkmış ve bulundukları evde de ruhsatsız silahlar bulunuyor. Silahı da bizim azmettirici dediğimiz Mustafa üstleniyor.
Yargı sürecinde ‘kasten adam öldürme suçunun teşebbüs aşamasında kalması’ denilmiş, müebbetle yargılanıyorlar aslında ama şöyle bunu tasarlamak, planlamak kamera kayıtlarına yansımış. Çete faaliyeti olduğunu biz açıkça ortaya koymak istiyoruz ve yargılamada da bunun üzerine gideceğiz. Tasarlıyorsun, planlıyorsun, iki tane silah almışsın, ağzına kadar mermileri doldurmuşsun, takip etmişsin yetmemiş önüne geçmişsin, en uygun pozisyonu yakalamışsın ve o anda işi bitirmek için basmışsın tetiğe. Ardından kaçmışsın, kaçacağın yer belli. Bildiğin tasarlama çete faaliyeti bu. ‘Tasarlayarak adam öldürme’ dediğiniz zaman bu ağırlaştırılmış müebbete giriyor. Çünkü Müebbet olursa bunun iyi halinden, giyimden kuşamından, içerideki durumunda falan 13-14 yıla düşecek. Bunun da yatarı 5-6 sene ve sonrasında çıkacak gene dışarıda uyuşturucu satmaya, insanları katletmeye devam edecek. Birileri tarafından yine ortalığa salınıp, bizim gibi insanları katletmeye çalışacaklar.
Hepimiz bu namlunun ağzındayız. Kimi zaman bunları destekleyenler tarafından kimi zamansa desteklenenler tarafından yani çeteler tarafından oluyor bu saldırılar. Bir yol yürüyoruz ve bu yolda bazen katledilebiliyoruz ya da sakat kalabiliyoruz.
'YEDİĞİM KURŞUNLARIN HEPSİ ARKADAN GELDİ'
''Karşı tarafın avukatı bizi suçlu göstermeye çalışmış. Sanki biz ‘örgüt faaliyeti’ yürütüyormuşuz, biz onları öldürmeye çalışmışız ve başarısız olmuşuz ve yargılanması, cezalandırılması gereken bizmişiz gibi karşılıklı bir çatışma olmuş gibi bir durum yaratmaya çalışıyor.'' ifadelerine yer veren Yılmaz, ''Karşı taraf mağdurmuş gibi göstermeye çalışıyor. Benim yediğim kurşunları hepsi arka taraftan geldi, kalçamdan, bacaklarımdan, sırtımdan isabet etti, vücudumdan çıkan kurşunlarda iki farklı silaha ait ve balistik raporlarında hiçbir şey yok. Yani benim silah bulundurduğuma, ateşlediğime dair hiç bulgu yok. Ağır cezada böyle senaryolar kurulabiliyor. O avukatla da ilgili işlem yapacağız. İnsanlık onuruna aykırı öyle bir dilekçe hazırlamış ki savcı gibi iddianame hazırlamış, hakim gibi yargılamış ve sonuca bağlamış. Sonuca da bağlamış, ben ‘terör örgütü’ üyesiymişim, bu netmiş ama sokaklarda geziyorum. Devlet var ve o bunu bilmiyor, avukat biliyor. Ben oraya kesinlikle bu adamları öldürmeye, gözaltına almaya gitmişim. İlk silahı ben çekmişim ama ne karşıda bir yaralanma var ne de balistik incelemesinde bir iz. Sözde çatışmadaki 12 tane mermi de bana isabet edecek.'' dedi.
HHB'DEN DURUŞMAYA ÇAĞRI: EREN İÇİN ADALET
Halkın Hukuk Bürosu da müvekkilleri Eren Yılmaz'ı katletmek isten çetelerin yargılanacağı davaya ilişkin sosyal medya hesabından meslektaşlarına çağrı yaptı. HHB'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Eren, Ocak ayında vurulmuştu. Şimdi onu vuranlar tasarlama olmadan, çete faaliyetine bakılmadan yalnızca öldürmeye teşebbüsten yargılanıyor. 10 Ağustos Salı günü saat 10:30'da Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek ilk duruşmaya meslektaşlarımızı ve halkımızı bekliyoruz.
Eren, Ocak ayında vurulmuştu. Şimdi onu vuranlar tasarlama olmadan, çete faaliyetine bakılmadan yalnızca öldürmeye teşebbüsten yargılanıyor. 10 Ağustos Salı günü saat 10:30'da Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek ilk duruşmaya meslektaşlarımızı ve halkımızı bekliyoruz. pic.twitter.com/zHmirvdcfg
— Halkın Hukuk Bürosu (@halkinhukuk_) August 8, 2021




