Erdoğan'ın masasındaki casus!

Türkiye’de adaletin nasıl siyasallaştırıldığını görmek isteyenler onun davasına baksın: Osman Kavala’nın davasına…

Sivil toplum kuruluşlarıyla bağlantıları olan bir iş insanı o. Gezi protestolarına maddi yardım sağladığı gerekçesiyle 2017’de tutuklandı. Müebbet hapis cezası istendi. Ama beraatine ve tahliyesine karar verildi.

Bunun üzerine Osman Kavala hakkında apar topar askeri ve siyasi casusluktan yeni bir iddianame düzenlendi ve tahliyesi engellendi. Üç yıldır ne olduğu bilinmeyen yuvarlak suçlamalarla içeride tutuluyor. Son iddianamede de hakkında müebbet hapis cezası isteniyormuş. Yani, idam yasak olmasa Osman Kavala idam edilebilecek

Peki kim bu Osman Kavala?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danıştığı ve masasında bulundurduğu isimlerden birisi. Türkiye’ye yön vermek için Erdoğan’ın görüşüne başvurduğu işadamlarından birisiydi o.

Osman Kavala ve arkadaşları en başından beri Tayyip Erdoğan’ı desteklediler; onun projelerine omuz verdiler; hükümetinin başarılı olması için toplumu ikna edecek çalışmalar yürüttüler. Yani Erdoğan’ın bugünkü gücünü elde etmesinde rolü olan liberallerden birisi de Osman Kavala idi. Erdoğan da onu sevdiği için masasına davet etmiştir.

Bizler, AKP Lideri Erdoğan’ın siyasal dinci geçmişi ve kullandığı diline bakarak onun beklenildiği gibi bir demokrat olamayacağını yazıp söylerken Osman Kavala ile Murat Belge gibi arkadaşları bizlere Kemalist, darbeci, vesayetçi diye saldırıyorlar; Nuray Mert gibi sözde sol liberaller de Erdoğan’ı devrimci ilan edip övüyorlar, AKP’nin iktidara gelmesini “2002 devrimi!” diye kutsuyorlardı.

ZULÜMDÜR
Doğrusu ya ne Osman Kavala’yı sevdim ne Murat Belge’yi… Ama bunlar fikirleriyle sınırlı insanlardı. Zaman geçip de Erdoğan tek adamlığa yönelince ve Batı blokundan kopunca liberaller tarafından eleştirilmeye başlandı. Bu eleştiri, Batı’dan gelen olumsuz sinyallerle birlikte yükseldi.

AKP Lideri Erdoğan, kendisini iktidara taşıyan ABD’nin ve Avrupa’nın eleştirileri karşısında sessiz kalmadı. Türkiye’yi demir pençesine alacak bir sistem değişikliğine gitti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi denilen, aslında ne olduğu da tam belli olmayan; belli olmadığı için de totariterleşmeye izin veren bir iktidar biçimi kurdu. Bunda 15 Temmuz darbesini gerekçe yaptı. Sonra da karşısındaki muhalif gücü ezecek hukuki operasyonları başlattı.

Geçmişteki Osman Kavala’yı hiç sevmeyen birisiyim ama ona bugün hukuk adına uygulanan katı kuşatmayı görünce bir aydın olarak isyan ediyorum. Bu iş yargılama olmaktan çıkartılıp zulme dönüştürülmüştür. Ve beni de istemeden bile olsam Osman Kavalacı yapmıştır.

AKP’nin karşısına çıkanları ne olduğu belli olmayan suçlarla suçlayarak mahkum etmek, Türkiye’yi tek adam rejiminin esiri haline getirmek olur. Böyle bir rejimi bu büyük ülke de içinde olduğumuz çağdaş dünya da kabul etmez.

Biz, öfkesine esir olmuş siyasetçiler değil, dün sofrasında ağırladığı isimlere bugün casus demeyecek yöneticiler istiyoruz.

Yargı eliyle ezme biçimindeki bu Osman Kavala işi dönüp dolaşıp bütün dünyayı Türkiye’nin karşısına dikerse kimse şaşırmasın.

O mahkemeyi, Türkiye’yi daha kötü duruma düşürecek kararlar vermekten vazgeçmeye çağırıyorum.

Osman Kavala casus ise Türkiye’yi yönetmede Kavala’nın fikirlerine baş vurmak için onu masasında ağırlayan yönetici ne olur, hiç düşündünüz mü Sayın Savcılar?...