Bir zamanlar kol kola yürüyorlardı. Nasıl olsa alnı secdeye varandan kötülük gelmezdi.

Sonra aralarında iktidarı paylaşma kavgası çıktı. Ve Fethullahçılar, Terör Örgütü ilan edilip ezildiler.

İyi de bu FETÖ’cüler nasıl devlete el koyacak duruma gelmişlerdi.

İşin siyasi yanını kamuoyu az çok biliyor.

Ama gözden kaçan bu örgütün mali yapısıdır.

Bunca ekonomik gücü nasıl elde etmişti FETÖ?

İSLAMİ FİNANS SİSTEMİ DİYEREK
Türkiye’deki çağdaş düzenle savaşanlar, dinsel değerlerimizi sömürerek yol aldılar. Bu yapılanma Halidilik diye bilinen ve emperyalizme hizmet etmeyi dine hizmet diye pazarlayan bir tarikattın çıktı. Halen Türkiye’yi de Halidi siyasetçiler yönetiyor.

Çeşitli tarikatlar adı altında kümelenen ama özü bir olan bu yapılanmanın iç yüzünü ilkin biz “TARİKAT KUŞATMASINDAKİ TÜRKİYE/HALİDİ CEHENNEMİ” adlı çalışmamızla gösterdik.

Bu yapılanma, var olan düzene karşı “İslami ekonomik model”, “İslami finans sistemi”, “Faizsiz Bankacılık” gibi sloganlar altında mücadele yürüttü. Bunlar bankaları günah merkezi göstererek inançlı insanlara “Paranızı bankaya yatırmayın, bize verin… Biz onları işletelim. Size faiz değil kâr payı verelim!” diye propaganda yürüttüler.

1980’lerde başlayan bu hareket 1990’larda göklere yükseldi. Anadolu’nun birçok şehrinde bu amaçla şirketler kuruldu. Bunların en ünlüleri Yozgat’taki YİMPAŞ ile Konya’daki KOMBASSAN oldular.

Bu fırsatı kullanan Işıkçılar tarikatının holdingi İhlas Holdingde İhlasFinans adında bir şirket kurdu. Bunlar yoksul Müslümanlardan “İslami ticaret/faizsiz kazanç” yalanıyla topladıkları (550 milyon ile 750 milyon dolar arasında olduğu söyleniyor.) paraların üstüne yattılar.

Aynı dönemde Fethullah Gülen örgütü de İslami model adı altında Bank Asya’yı kurdu. Bu bankanın açılış töreninde Sayın Erdoğan ve Abdullah Gülde ön safta yer aldılar. İşte bugün terör örgütü dediğimiz FETÖ bu İslami finans sisteminin arkasına saklanarak yayıldı. Tüccarlara, işadamlarına buradan ulaşarak onları kendi kullanım alanına soktu.

İSLAM İKTİSADI NE İŞE YARADI?
Türk toplumunu İslam dini üstünden kuşatarak sömürme ve oyunu çalma operasyonu sonunda FETÖ-AKP çatışmasıyla bitti.

Gel gör ki AKP Lideri Erdoğan akıllanmamış. Halen, yitirdiği oyları yine bu bildik gerici model üstünden ele geçirmeye çabalıyor. Bugün İstanbul Havalimanı’ndaki konuşmasında bakın neler söylemiş: “İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam iktisadı, krizden çıkışın anahtarıdır. Geleceğin dünyasında faize ve sömürüye dayalı mevcut ekonomik sistemin yerini risk paylaşımının esas olduğu katılımcılığa bırakacağına inanıyorum. Nitekim gelişen teknoloji ve fintek uygulamalarının İslami finans araçlarını dünya genelinde yaygınlaştırdığını görüyoruz.

(…) Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan İstanbul'umuzu İslami finans ve ekonominin de merkezi yapmayı hedefliyoruz.”

Sayın Erdoğan’ın İslam dini ile ilgili söyledikleri, yaşayan İslam ile ve şu İslam dünyası ile hiç mi hiç uyuşmuyor. Eğer Erdoğan’ın sözünü ettiği o İslam iktisadı işe yarasaydı bugün Müslüman dünyası böyle perişan, böyle yoksul ve böyle cahil olmazdı.

Gelişmişlik ve zenginlik rakamlara bakınca dünyanın nimetini yiyen ülkelerin Hıristiyan ikliminde olduğunu görüyoruz. Bu yüzden de İslam iktisadının uygulandığı yerlerde yaşayan Müslümanlar, bu iktisadın yıkıntısından kurtulmak için kendilerini Akdeniz’e atarak Hıristiyan dininin bulunduğu ülkelere gitmeye çabalıyorlar.

Yani yaşadığımız şu dünyada İslam iktisadı veya İslami finans modeli diye işe yarayan bir model yoktur. Sayın Erdoğan ve ekibinin sözünü ettiği model, 21. Yüzyıl’da asla uygulanamayacak bir Orta Çağ yönetim biçimidir.

Erdoğan, uygulayabilirse, bu modelle yeni Fethullah Gülen’ler, yeni Enver Ören’ler imal edecektir.

Olsa olsa, bu politikacıların İslami finans sistemi, Türkiye’deki laik sisteme son darbeyi indirecek bir karşıdevrimin son adımı olabilir.

Türk milleti bunca yıllık birikimiyle buna izin vermeyecektir…