Almanya'nın hayvancılıktan da sorumlu Yeşiller Partisi'nden yeni Federal Tarım ve Beslenme Bakanı Cem Özdemir, önümüzdeki dönem uygulanacak hayvancılık ve tarım politikalarını açıkladı. Buna göre gıda ürünlerinin ucuz fiyatlarla satışına engel olunacak, besi hayvanlarının sayıları da azaltılacak. Ayrıca Bakan, tarım alanlarında kenevir üretiminde de büyük bir patlama yaşanacağını müjdeledi!

soL'un haberine göre Özdemir, ucuz fiyatlarla satılan gıda ürünlerinin çiftlikleri yıkıma sürüklediğini ve besi hayvanlarının kötü koşullarda yetiştirilmesine neden olduğunu belirterek, alınacak önlemlerle hem bunların önüne geçileceğini hem de çevrenin daha iyi korunmasının yolunun açılacağını söyledi.

Pazar günleri çıkan Bild am Sonntag gazetesinin dünkü sayısında yer alan röportajda Özdemir, koalisyon protokolünde yer aldığı gibi özel tüketim için kenevir (esrar) yasağının kaldırılmasıyla, kenevir üretiminin de kısa sürede yaygınlık kazanacağını belirtti.

Bakan Özdemir, şu an tarım alanlarının yüzde 10'unda yetiştirilen organik ürünlerin, 2030'a kadar yüzde 30'a çıkartılacağını ve kamu kuruluşlarının yapacakları alımlarda organik ürünlere daha fazla yer vererek, bu alanı teşvik edeceğini duyurdu.

Besi hayvanlarının sayının azaltılmasıyla, hayvanlara daha kaliteli bir bakım sağlanacağını söyleyen Özdemir, verilen desteklerin yanı sıra cezaların da arttırılacağını ve büyük çiftliklerdeki ahırlara takılacak kameralarla hayvanların durumunun yakından izleneceğini açıkladı.

'ARABA YAĞINA VERİLEN ÖNEM YEMEK YAĞLARINA VERİLMİYOR'
Planlanan bu önlemlerin, genel olarak tarımsal ürün ve et fiyatlarında artışa neden olacağını kabul eden Özdemir, Almanların arabalarına koydukları motor yağına verdikleri önemi, yemek yağlarına vermediklerini belirterek, ''Gıdaların lüks ürün olamaması gerektiğini, ama fiyatların ekolojik gerçekleri daha güçlü bir şekilde yansıtmak zorunda olduklarını'' belirtti.

'FRANSIZ DEVRİMİ ÖLÇÜLERİNE GÖRE SOLCU' ÖZDEMİR 
Esrar kullanımının yasallaştırılması talebinin solculuk kıstası olarak yeterli görüldüğü bir ortamda bile, yanlış anlamaları önlemek için kendisinin ''Fransız Devrimi ölçülerine göre solcu'' olduğunu belirtme gereği duyan Cem Özdemir'in bakan olarak yaptığı açıklamalar, ilk bakışta ''makul'' gibi gözükseler de düzenin ihtiyaçlarına ve düzenin solu bile denemeyecek liberal muhalefetin duyarlılıklarına denk düşüyor.

Tarım ve hayvancılıkta yapılacak düzenlemeler, zaten devlet sübvansiyonlarıyla yaşayan küçük aile tarım işletmelerinin, şirketleşmiş büyük tarımsal işletmeler lehine yok olmalarına yol açacak olması, küçük çiftçilerin en büyük kaygısı. Bu tür küçük tarımsal işletmelerin işledikleri alanlar ve buralarda çalışanların sayısı düşük olduğu için, bunun büyük bir toplumsal sorun olmayacağı söylenebilir.

BEŞ ÇOCUKTAN BİRİ YOKSUL
Gıda fiyatlarının artmasıysa zengin Almanya'nın yoksullarını vuracak. Almanya'da her 6 kişiden biri yoksul olarak kabul ediliyor. Çocuklar arasındaysa her 5 çocuktan biri yoksulluk sınırında yaşıyor.

Yoksulluk sınırının altında kalan bir gelirle-sosyal yardımla yaşamaya çalışan yaşlılar, yalnız başına çocuk yetiştiren kadınlar vd.'nin oranı ise, 2006 yılından beri düzenli olarak artıyor. 2006 yılının milat olmasının nedeni, SPD-Yeşiller koalisyon hükümetinin (1998-2005) uygulamaya soktuğu sosyal yasalarını işlevsiz kılan ''Ajanda 2010'' yasalarının etkilerinin ilk görülmeye başlandığı yıl olmasıyla alakalı.

2021 yılında gıda fiyatları Almanya'da yüzde 4,5 civarında artarken, Özdemir'in duyurduğu önlemlerle gıda fiyatlarının daha da yükseleceği öngörülüyor.

Yoksullara her gün ücretsiz yemek dağıtan Tafel adlı yardım kuruluşunun sayfalarında yer alan bilgilere göre, bu merkezlerde her gün 1 milyon 650 bin insana yemek veriliyor. Son bir yılda bu kurumdan yararlanan insan sayısı yüzde 20 artarken, Tafel'e başvuran çocuk ve genç sayısında da büyük artış var.

Çoğunlukla toptancı ve marketlerin vitrine çıkartamayacakları ürünleri verdikleri bu kurumdan yararlananların arasında, Almanların sayısı hiç de az değil.

Tafel, ücretsiz yemek için başvuranların ciddi bir bölümünün düşük emekli maaşı alanlar ve uzun süreli işsizlerden oluştuğunu belirtiyor.

Hayvanları gözlemek için çiftliklere kamera taktırmak isteyen Cem Özdemir'in, Yeşillerin seçim afişlerinde kullandıkları ''Zenginlik, bütün çocukların yoksulluktan kurtulmasıdır'' sloganında vurgulanan gözünün önündeki yoksulluğu görmemeyi tercih etmesi ise dikkat çekici.

Alman solunun sesini çıkartmakta zorlandığı ve kendisiyle ''düzen solu'' arasındaki mesafeyi açamadığı durumun sürmesi halinde, yoksulluk kadar, yoksulluk korkusuyla da kitleselleşen faşist hareketin, Yeşiller ve sosyal demokratların emekçi düşmanı politikalarını, sermayeyi aklayarak sola yıkması da, ne yazık ki şaşırtıcı olmayacaktır.