Türk Lirası'ndaki değer kaybı hafta ortasında da devam ediyor. Kur korumalı mevduatın açıklandığı 20 Aralık'tan beri ilk kez 15 TL'yi hafta başında aşan dolar/TL, bu sabah 15,35 sınırına yükseldi. Euro/TL de bu hafta benzer grafikleri çizerken kur 16,26'ya kadar çıktı. 

Dolar/TL, kur korumalı mevduatın açıklandığı 20 Aralık 2021 tarihinden beri ilk kez 15,50’ye kadar yükselirken, Türkiye’nin beş yıllık risk primi (CDS) 700 puanı aşarak tarihi zirvelerine yakın seyrediyor.

Bankacılar mevcut kur politikasının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) negatif rezervleri ile sürdürülebilirliğini sağlamak için TL’nin dolar karşısındaki son 4 gündür devam eden değer kaybını bir “gereklilik” olarak görüyorlar.

DEĞER KAYBININ DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR
Birçok bankacı, TL’nin önümüzdeki günlerde de değer kaybetmeye devam etmesini beklerken, kamunun değer kayıplarına izin vermemesi halinde TL’nin değerini korumak için rezervlerinden ya da ihracatçılardan elde ettiği dövizlerden çok daha yüksek miktarda kullanması gerekeceğini, bunun da sürdürülebilir bir politika olmayacağına dikkat çekiyorlar.

Piyasalarda TSİ 15.30’da açıklanacak olan ABD enflasyon verilerinin ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yüksek enflasyonla mücadele etmek için faizleri daha da agresif şekilde artırıp artırmayacağı konusunda ipucu vermesi açısından yakından izleniyor.

İç siyasi gündemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın genişletilmiş il başkanları toplantısında yapacağı konuşma takip edilecek.

KÜRESEL PİYASALARDA SATIŞ BASKISI
Son dönemde küresel piyasalarda Fed faiz artışları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali kaynaklı satış baskısı kuvvetlenmiş durumda. Her ne kadar küresel satışlar dün dursa da ABD’de S&P endeksi bu yıl yüzde 16, Nasdaq yüzde 26 değer kaybetmiş oldu.

Bankacılar yapılması gerekenin faiz artışı olduğunu ancak bunun yapılmayacağını varsayarak kalan seçenekler arasından en iyi olanın TL’yi değersizleştirmek olduğuna da dikkat çekiyorlar.

BANKALARA DÖVİZ TALİMATI
Öte yandan TCMB ve BDDK koordineli olarak bankalara kurumsal döviz işlemlerini piyasanın likit olduğu saat 10.00-16.00 saatleri arasında gerçekleştirilmesini istedi. Konuya yakın bir kaynak uygulama ile, likiditenin düşük olduğu saatlerde TL’deki oynaklığın azaltılmasının amaçlandığını kaydetti.

TL geçen haftadan beri dolar karşısında yaklaşık yüzde 4 değer kaybetti. TL’nin son bir aydaki değer kaybı ise son birkaç günde yaşanan kayba eşit. Benzer para birimlerinde ise son bir ayda yüzde 10’a ulaşan kayıplar görülüyor.

MALİYETİ ÇOK YÜKSEK OLUR
Üst düzey bir bankacı, “Bayram tatili sırasında dış piyasalarda Türkiye’yi de ilgilendiren negatif fiyatlama yaratan birçok gelişme oldu. Bunların en önemlisi küresel faizlerdeki artış. Eğer kamu belirleyici olduğu kurda dış gelişmelere aldırış etmeden sabit bir seviye belirlerse, yani TL’yi olması gereken seviyeden daha değerli tutmaya çalışırsa bunun maliyeti çok yüksek olur. Kur negatif bir rezervle sabit bir seviyede uzun süre duramaz. Bu nedenle TL’nin kademeli değer kaybetmesi oldukça doğal karşılanmalı” dedi.

Reuters’ın dolar/TL’nin hangi seviyeye yükselmesi gerektiği sorusuna ise aynı bankacı, “Bir seviye belirtmek kamunun aklından geçeni görmek çok zor. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), dolar/TL’de olması gereken seviyeyi 16.5 olarak tanımlıyor. Hangi seviye olduğunu söylemek mümkün değil ama yeni bir döviz kaynağı sağlanamıyor ise kademeli değer kaybı sağlıklı bir karar olur. Her ne kadar politikaları doğru bulmasak da TL’nin son 3-4 günlük değer kaybını mevcut politikaların sürdürülebilir olması için gereklilik olarak görüyoruz. Aksi halde kur kontrolden çıkabilirdi.”

Geçen hafta resmi tatil nedeniyle sadece iki gün işlem gören dolar/TL, 14.75 seviyesinden başlayan yükselişini gece saatlerinde 15,51’e kadar sürdürdü. Kur saat 09.23’te 15,37 seviyesindeydi. Kur yükseliş öncesinde 14.5-15 bandında iki ay yatay seyretmişti.

Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri 50 baz puanı aşan sert yükselişle dün günü 689/703 seviyesinden tamamlayarak martta gördüğü 700 baz puanın üzerindeki rekor seviyelere yeniden yaklaştı.

REZERV SATIŞI DEVAM EDİYOR
Piyasalar mevcut kur politikasını kamu kontrollü bir rejim olarak nitelendiriyor. TCMB ihracatçı döviz gelirlerinin yüzde 40’ını ve KKM uygulamasının döviz kısmını rezervlerine katsa da bankanın rezervleri aynı oranda artmıyor. Aradaki fark kurda hükümetin tanımıyla “istikrar” için kullanılıyor. TCMB resmi olarak kurdaki müdahalelerini kabul etmezken hareketleri dalgalı kur rejimi olarak yorumluyor.

Artan enerji maliyetlerinin de etkisiyle Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu döviz finansman miktarı her geçen gün artarken Türkiye’nin enerji ithalatının neredeyse tamamı TCMB’nin rezervlerinden karşılanıyor. Bankanın swap hariç eksi 47 milyar dolarlık rezervi bulunuyor.