Covid-19 salgınının ilk günlerinde Sağlık Bakanlığı tarafından tüm sağlık çalışanlarına üç ay boyunca “tavan” göstergelerle ek ödeme yapılacağı açıklanmıştı. Maliye Bakanı Berat Albayrak da bu ödemeler için hazineden 4,5 milyar TL ayrıldığını belirtmişti.

Süreç içinde ek ödemelerde ciddi adaletsizlikler ve farklı uygulamalar olduğu ortaya çıktı. Birçok hastanede aynı branş içinde dahi farklı ödemeler yapıldı. Üniversite hastanelerine kaynak aktarılmadığı anlaşıldı. Hekimler ile hemşireler, hemşireler ile teknisyenler ve teknisyenler ile memurlar arasında farklı ödeme hesapları yapıldığı görüldü. Ayrıca sağlık çalışanı olan ve salgında en önde çalışan bazı çalışanların ise aslında sağlık çalışanı olarak kabul edilmediği ve ek ödeme kapsamı dışında bırakıldığı ortaya çıktı.

İşte bu adaletsizliği, farklı ödemeleri ve hesaplamaları protesto etmek için Türkiye'nin dört bir yanında Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Manisa, Aydın, Mersin ve Adana'da sağlık çalışanları eşitlik için ses verdi. 

İLGİLİ - Bakan Koca'nın dalga geçmeye kalktığı sağlık çalışanları yarın eylemde

'HAKLARINIZ ÖDENMEZ' DEYİP ÖDEMEDİLER
İstanbul Taksim Eğtim ve Araştırma Hastanesi İlkyardım önünde bir araya gelen sağlık emekçileri adına söz alan SES Şişli İşyeri Temsilcisi Ferdane Çakır, “Performans sisteminin kendisinden adalet çıkamayacağını yıllardır zaten dile getiriyoruz ve sonuçlarını yaşıyoruz. Ek ödeme/döner sermaye ödemeleri emekliliğe yansıtılmazken son zamanlarda artık ‘gelirler azaldı’ denilerek döner sermaye performans ödentileri ya komik rakamlarla (8 TL, 50 TL, 70 TL gibi) ödenmekte ya da hiç ödenmemekteydi” dedi.

Meslek grupları arasında farklı ödemeler olduğu gibi, aynı meslek grupları içerisinde hatta aynı riskli servislerde çalışanlar arasında dahi uçurumlar yaratıldığını söyleyen Çakır, “Döner sermaye kapsamındaki ek ödemeler sağlık emekçilerinin ekonomik kayıplarının artmasına neden olmaktadır. Nihayetinde pandemi ile mücadele kapsamında uygulanan tavandan ödeme adaletsizliği gidermemiş, aksine arttırmıştır. Yapılması gereken temel ücretlerin artırılmasıdır” dedi.

SES Bakırköy Şubesi ise İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Ek Hizmet Binası önünde salgın sürecinde sağlık emekçilerine yapılan ek ödemelerdeki adaletsizliğe karşı eylem gerçekleştirdi.

"Sağlık bir ekip işidir, bizi ayırmayın, hakkımızı ödeyin" pankartının açıldığı eylemde sağlık emekçileri "Taşeron demek ölüm demektir", "Sağlık haktır satılamaz" "Sağlık ekip işidir", "Eşit işe eşit ücret", "Performans sağlığa zarardır", "Haklarımız ödenemez dediler ödemediler", "Alkışlar balkonda nöbet ücretleri askıda" dövizleri taşıdı.

Burada basın açıklamasını okuyan SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Hatip Şengül “Salgındaki emeğimizi, aldığımız riski performans terazisi ile ölçmeye kalkanlar, alanda canla başla her türlü risk altında çalışan sağlık emekçilerini bir kez daha yıkıma uğratmıştır. Pandemi ile mücadele kapsamında uygulanan tavanda ödeme adaletsizliği gidermemiş, aksine artırmıştır. Yapılması gereken temel ücretlerin artırılmasıdır” dedi.

SES ÜYELERİ ANKARA'DA DA EYLEMDEYDİ
Ankara’da da SES üyeleri temel ücretlerinin artırılması taleplerini dile getirmek için eylemler yaptı. Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İbni Sina ve Şehir Hastanelerinde yapılan açıklama ve protestolarla sağlık emekçileri haklarını talep ederek “Sadaka değil emeğimizin karşılığını istiyoruz” dedi.

Ankara Şehir Hastanesi önünde SES Ankara Şubesi “Çalışma Barışını Bozma! Sağlık İşi Ekip İşidir” yazılı pankart ile açıklama yaptı. Burada konuşan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, bütün uyarılarına rağmen bakanlığın önlem almamasından dolayı sağlık emekçilerinin virüse yakalanarak hayatını kaybettiğine dikkat çekti, “Bu ölümlerin ve hastalıkların sorumlusu, önlemleri almayan Bakanlıktır” dedi.

Martta 3 ay tavandan ek ödeme yapılacağının söylendiğini hatırlatan Erden, “Biz bu müjdenin ne demek olduğunu biliyorduk ve bugün bu performans sisteminde yaşananlar bizleri şaşırtmadı çünkü biz yıllardır bu performans adaletsizliğini yaşıyoruz. O balon patladı ve o balondan bir kez daha adaletsizlik eşitsizlik, ayrımcılık çıktı. Bizi birbirimize düşman eden, iş barışımızı bozan, ekip anlayışımıza zarar veren zihniyet çıktı” dedi.

İZMİR'DE SENDİKALAR DA DESTEK VERDİ
İzmir’de dün Ege Üniversitesi Hastanesi’nde buluşan sağlık çalışanları bugün de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir araya geldiler. Açıklamalara aralarında İzmir Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Birleşik Metal İş, Tez Koop İş ve Sağlık-İş’in de bulunduğu sekiz ayrı sendika ve oda katıldı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan açıklamada İzmir Tabip Odası adına konuşan yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz “bu ödemenin hekimlere bakanlık tarafından açıklandığını ve verilen sözün tutulması gerektiğini farklı uygulamalara gidilmemesi gerektiğini” belirtti. Sağlık İş adına konuşan İzmir Şube Başkanı Adem Sarıçoban “hükümete ve hastane yönetimine teşekkür ediyoruz. Teşekkür ediyoruz, çünkü ‘salgında sağlıkçının hakkını yedirmeyeceğiz’ dediler; hakikaten dedikleri gibi de hakkımızı yedirmiyorlar!” dedi. Sağlık Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası adına konuşan şube eşbaşkanı Erkan Batmaz ise sağlık çalışanlarının bölünmemesi gerektiğini, bir araya geldiklerinde güçlü olduklarını dile getirdi.  

Sağlık emekçilerinin talepleri:

  • Temel ücretin en düşüğü yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde yükseltilmeli ve yapılan/yapılacak olan tüm ek ödemeler maaşa ve emekliliğe yansıtılmalıdır. Ek ödemelerdeki haksızlıklar giderilmeli, üç ay tavan yapılacağı duyurulan ek ödemelerin tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde ve meslek grupları ve istihdam biçimleri arasında adaletsizliğe neden olmayacak şekilde ödenmelidir. Ayrıca salgının başladığı tarihten itibaren salgın dönemi boyunca ayrımsız tüm sağlık emekçilerine çift maaş ödemesi yapılmalıdır.
  • Fiili Hizmet Süresi Zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bütün emekçileri ve geçmiş çalışma sürelerini de kapsayacak şekilde, fiili çalışma süresi şartı da kaldırılarak, 5 yıla 1 yıl yıpranma payı olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca salgın döneminden kaynaklı olarak artı bir yıl yıpranma payı hakkımızın verilmelidir.
  • Sağlık alanında yeni atamaların kadrolu, güvenceli yapılmalı, 4B 4C 4D sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil vb. istihdam modelleri ile çalıştırılan bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri 4A kadrosuna geçirilmelidir. KHK ile ihraç edilen ve güvenlik soruşturmaları bahanesiyle ataması yapılmayan sağlık emekçilerinin ivedilikle işe başlatılmalıdır.
  • 657 sayılı kanunun ekli 1 sayılı cetvelde düzenlenen ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsayacak, en az 3600 ek gösterge olacak şekilde kademeli olarak yükseltilmesi şeklinde düzenlenmeli ayrıca 1 derece verilmelidir.
  • Covid-19 enfeksiyonu geçiren sağlık emekçisinin zararının tanzimi için “mesleki risklere bağlı ortaya çıkan hastalık” olarak kabul edilip, iş kazası/meslek hastalığı olduğuna dair düzenleme derhal yapılmalıdır.