İktisatçı ve finans uzmanı Dr. Murat Kubilay, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Temmuz 2020 dönemine ilişkin yayımladığı "Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri" verilerini değerlendirdi. 

Merkez Bankası'nın yakın dönemde dünyada "swap avı"na çıktığını hatırlatan Kubilay, bu arayışa olumlu vereceği iddiasıyla birçok ülkenin adının öne çıkmasına rağmen elde sadece Katar kanalının bulunduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

Özeti şu; kesine yakın yurt içi ve yurt dışından swap ile brüt rezervleri şişik gösterme sürecini de tamamladık. BDDK'nın 'faiz lobisi'ni hizaya getiren kısıtlamalarını da kullandık. Geriye ne kaldı? Faiz ki o da bir aydır örtülü artırılıyor.

TCMB'nin piyasayı tüm kanallardan fonlama maliyetini 250 baz puan şimdiden arttırdığını belirten ve bunun bir sonraki toplantıya kadar 50 puan daha artacağı tahmininde bulunan Kubilay, "Piyasa tahvil faizleri çoktan yükseldi bile. Tabii aynı dönemde hem dolar hem avro ve neticesinde sepet kurun rekor kırdığını da ekleyelim. Yani sona yaklaşıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Kubilay, ekonomideki son gelişmeleri dokuz maddede Twitter üzerinden paylaştı:

1-Temmuz sonu TCMB rezervleri açıklandı. Ödünç olan swapları çıkardığımızda durum -31,7 milyar dolar. Görüldüğü üzere daha da fazla eksiye pek gidemiyor; çünkü bankalarda da döviz likiditesi pek kalmadı. Zorunlu karşılık ve swap yoluyla önemli çoğunluğu zaten çekildi.

2-Sürekli yeni gündemden çabuk unutuyoruz; bir ara TCMB swap avına dünyaya çıkmıştı. ABD ön ve arka kapıyı kapatmıştı. Frankfurt ve Londra'dan da olumlu yanıt gelmedi. Japonlarla hastane açıp swap müjdesi alacağız vardı; olmadı. Çin ve Rusya için şehir efsaneleriyse devam ediyor.

3-Aylar oldu tek kanal yine Katar. Özeti şu; kesine yakın yurt içi ve yurt dışından swap ile brüt rezervleri şişik gösterme sürecini de tamamladık. BDDK'nın 'faiz lobisi'ni hizaya getiren kısıtlamalarını da kullandık. Geriye ne kaldı? Faiz ki o da bir aydır örtülü artırılıyor.

4-TCMB'nin piyasayı tüm kanallardan fonlama maliyeti 250 baz puan şimdiden arttı ve bir sonraki toplantıya kadar 50 daha artacak gibi. Piyasa tahvil faizleri çoktan yükseldi bile. Tabii aynı dönemde hem dolar hem avro ve neticesinde sepet kurun rekor kırdığını da ekleyelim.

5-Yani sona yaklaşıyoruz. Yılbaşından bu yana yabancı çıkışı 13 milyar doları geçti, yerlinin yastık altı kaçışını kestiremiyoruz ama geçen ay Darphane 2015 yılı düzeyindeki kadar altın para basmak zorunda kaldı. Fiziki altın-dolar çekme komisyonu denemesini de buraya ekleyelim.

6-Özetle bu ay sonuna faiz artırımsız istikrar sağlama dönemimizi bitiriyoruz. Faiz artırımı gelir gelmez ayrı bir konu; üstelik teknik değil, politik bir mevzu. Ancak açık artırımlar bile yalnızca zaman kazandırıyor, problem çözmüyor; çözse yedi yılda 5'inci defa bu hale düşmezdik.

7-Çünkü mesele getiri değil, tahsilat. Yerli ve yabancı birçok kişinin endişesi anaparayı zamanında tam ve döviz/ altın cinsi alamamak. Böyle bir risk gerçekleşir mi sorusuna sizlere bırakıyorum. Yalnızca bu derece sistemden para çıkışının sonu sermaye kontrolüne varır.

8-Sermaye kontrolünü de çok kez anlattık; mülkiyet sizin ama kullanım hakkınızda kısıtlamalar var. Neler olabilir bunu ancak uygulandığında öğrenebiliriz. Ancak son dakika kaçışları olmaması için bu kontroller bir gece ansızın gelir, haberiniz olsun. Örnek: Arjantin

9-Buraya kadar hiç iç ve dış politikadan bahsetmedim. Doğu Akdeniz ve ABD seçimleri yok. Olası erken seçim, Covid-19'un yeniden patlaması yok. Bu faktörleri siz dilediğince ekleyebilirsiniz. Ben şimdiden notumu düşeyim istedim; kış fena geliyor. Ay sonunda detaylı yazacağım.