Umut Taştan

DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'na üye Baldur, Systemair HSK, Özer Elektrik fabrikası işçileri sendikal haklarının tanınması, haksız işten çıkarmalar ve gasp edilen tazminat hakları için Ankara'ya yürüyüş başlatmak istediler.

Metal emekçilerinin yürüyüşü henüz başlamadan polis müsdahalesi ile karşılaştı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı ve Adnan Serdaroğlu'nun da dahil olduğu toplam 99 kişi gözaltına alındı. 

Polis müdahalesi sırasında darp edilerek gözaltına alınanlar arasında Bağımsız Maden-İş örgütlenme uzmanları Kamil Kartal ve Başaran Aksu’nun da olduğu öğrenildi.

Bağımsız Maden-İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada “Sendika örgütlenme uzmanlarımız Kamil Kartal ve Başaran Aksu Birleşik metal İş Gebze Şubesi önünden Metal İşçileri ile birlikte gözaltına alındı. Yolu açın” ifadelerine yer verildi.

Bağımsız maden iş sendikası

Metal işçilerinin direnişine destek olmak amaçlı yürüyüşe katılan Kamil Kartal, yaşananları Toplumsal'a değerlendirdi.

Hastanede olduklarını belirten Kartal ''Bir grup arkadaşımız darba uğradı. Bu arkadaşları hastaneye getirdiler. Dğer arkadaşları da gözaltı yerine götürdüler. Darba uğramayan arkadaşlara orada işlem yapacaklarmış. Şuan da hastanedeyiz, benim boynum çok kötü, tomografi çekildi. Bazı arkadaşlarında vücutlarında bazı yaralanmalar var. 99 gözaltı var'' dedi.

Avukatlardan edindikleri bilgilere göre ifadelerin alınmasından sonra serbest bırakılacaklarını söyleyen Kartal ''Şimdi anladığım kadarıyla savcılık talimatı var, ifadesi alınanlar bırakılacak. Avukat arkadaşlarımızın bilgisi bu yönde. Eses önemli olan bundan sonra ne olacağı, bizim yaklaşımımız bu konuda belli. Serbest bırakıldıktan sonra direnişe devam etmek'' ifadelerini kullandı.

Yarın Ermenek'li maden işçilerinin de yürüyüşe başlayacağını belirten Kartal, şu ifadeleri kullandı:

'Siyasi iktidar, sermayenin bekçiliğini yapıyor'

''Bizim şuanda Ermenek’te de direnişimiz sürüyor. Yarın da bizim yürüyüşümüz başlayacak. Bugün de metal işçisi arkadaşlara desteğe gelmiştik. Bilmiyorum, sendikanın tavrının tam olarak ne olacağını ama mücadeleye devam edecekler bildiğim kadarıyla, mücadeleye devam edecekler, yapacak başka bir şeyleri yok. Ciddi bir adaletsizlik, hukuksuzluk var. Bu mevcut siyasi iktidar, sermayeyi bire bir koruyor. Patronların işçiler üzerinde uyguladığı hiçbir baskıya, tehdide, adaletsizliğe yönelik bir yaklaşım sergilemiyor. Aksine sermayenin bekçiliğini yapıyorlar. Polisi salıyor hak arayan işçilerin üzerine''

Kamil Kartal, işçilerin, emekçilerin adalet ve hak arama mücadelelerini sürdüreceklerini, ekmek kavgası verdiklerini, iktidarın 'bin lira' gibi bir rakama insanları muhtaç bırakmasının ardından, direnişten başka şansları olmadığını belirtti.

AKP'li Gebze Belediyesi'nin araçları ile gözaltına alındıklarını söyleyen Kartal ''Belediyenin araçları ile gözaltına alındık. Bildiğim kadarıyla valilik kararıyla kamu araçlarını gözaltı aracı olarak kullanıyorlar. O araçların hepsi kamu aracı'' dedi.

''Kavga etmekten başka şansımız yok'' diyen Kartal, şu açıklamada bulundu:

'Hak arama mücadelesi kaçınılmaz'

İnsanlar hırsızlık yapmıyor, arsızlık yapğmıyor, ayakta kalmaya çalışıyorlar. Hak aramaya çalışıyorlar. Ekmek derdinde millet, karnını doyurmak için mücadele ediyor. Ama öbür taraftanda sendikayta üye olduğu için işten atılıyor, pandemiyi gerekçe gösteren bu herifler, insanları ücretsiz izne çıkarıp bin liraya mahkum ediyor. Böyle bir absürt süreç var ortada. İnsanlarda kaçınılmaz olarak hak arama mücadelesine devam edecek, kaçınılmaz bir şey bu. 

'Sermayeye birikim aktaran devlet, işçileri bin liraya mahkum ediyor'

Emekçiler, ekmek mücadelesine, hak mücadelesine devam edecek. Yapacak başka bir şey kalmadı elimizde. Bu pandemi koşullarında sermaye istediği gibi insanları çalıştırıyor, eziyor. İşine geldiği zaman kısa çalışma ödeneği diyor, işine geldiği zaman ücretsiz izin diyor. 3,5 milyon insanı ayda bin liraya mahkum ettiler.  Aylardır da bu devam ediyor. Cumhurbaşkanı da bu süreyi uzatıyor. Millet ne tazminat alabiliyor, ne başka bir işe girebiliyor ama sermayenin her istediği yasaları çıkarıyorlar. Kısa çalışma ödeneğinden de, İŞKUR üzerinden de sermayeye birikim aktaran devlet, işçileri bin liraya mahkum ediyor.

Nasıl geçinecek insanlar bin lirayla? Elektirik mi ödeyecek, su mu ödeyecek, karnını mı doyuracak, çocuğun ihtiyaçlarını mı giderecek, ne yapacak bin lirayla? Hele ki bu pandemi koşullarında ne yapacak?

Pandemi yasakları deniyor, işçiler çalıştırılıyor

Hafta sonu pandemi deniliyor, sokağa çıkma yasağı konuluyor ama fabrikalarda millet çalışmaya devam ediyor. Bizde de adam mesela maden sahasına konteyner kentler kurdu, 24 saat insanları orada hapis ediyor, evine göndermiyor aylardır. Nazi kampı gibi. Zorunluyken bile ya çalışacaksın ya da ücretsiz izin diyor. İşten çıkaramadığı için ücretsiz izne yolluyor.

Buna karşı mücadele etmekten, kavga etmekten başka bir şansımız kalmadı. Direniş inşa edecek emekçiler. Bu iş büyüyecek. İnsanlar açlığa mahkum ediliyor. Nereye kadar böyle gidecek? Adamın artık kaybedecek bir şeyi yok, mücadele edecek. Bizim toplumumuz emniyete, jandarmaya karşı genelde çekingendir. Ama şimdi öyle bir şeyi görmüyor gözü, çünkü aç insanlar, bunu mu düşünecek.

Sendikaya üye oldu diye, insanlara 25/2 uyguluyor. Başka türlü işten atma şansı yok. 25/2 ne demek: İyi ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranmak…İşçi sendikaya üye oldu diye buna aykırı davranıyor ya da maşı ödenmedi, maaşını istedi diye iyi niyet ve iyi ahlak kurallarına aykırı davranıyor. Olacak şey değil bu.