UMUT TAŞTAN

Mahir Kılıç, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 2017 yılında kadro davası açan işçiler arasında yer alan ve 11 yıl çalıştığı işinden çıkartıldı. Kılıç işe geri alınması talebiyle CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde açlık grevini 120 gündür sürdürüyor ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun kendisine verdiği işe iade sözünü tutmasını istiyor.

KHK ile ihraç edilen öğretmen Nazife Onay, Mahir Kılıç’a destek olmak için Şişli Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu etkinlikte ‘‘Canan Kaftancıoğlu, Mahir’e verdiğiniz sözü tutunuz’ yazılı döviz açmak istedi.

Onay, Canan Kaftancıoğlu’nun ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu ‘Komşu Masa Etkinliği’nde gerçekleştirmek istediği protesto özel güvenlik ve polisler tarafından engellendi.

Öğretmen onay, önce tuvalete daha sonra bir odaya kilitlendi. Kaftancıoğlu ve Kılıçdaroğlu gidene kadar da serbest bırakılmadı.

Nazife Onay, gerçekleştirmek istediği eylemi ve sonrasında yaşananları Toplumsal Haber’e anlattı.

Mahir Kılıç’ın açlık grevinin 120. Gününde olduğunu ve sağlığının kötüye gittiğini vurgulayan Onay ‘’Gece gündüz Şişhane’de CHP İl binası önünde oturma eylemi yapıyor, geceleri de sokakta kalıyor. Bu üçüncü açlık grevi dolayısıyla sağlığı iyice bozulmaya başladı. Canan Kaftancıoğlu her gün onun üzerinden atlayarak binasına geçiyor ve rahat bir şekilde yaşamını sürdürebiliyor. Biz de kendine ilerici diyen bir insanın bu şekilde rahatça gezmesine müsaade etmemeye kararlıyız. Gittiği her yerde karşısına halk çıkacak, bizler çıkacağız, Mahir’i yalnız zannedip veya onun direnişi küçümsemeye çalışarak aslında işin içinden çıkabileceğini zannediyor. Sorumsuz davranıyor. ‘Mahir’i muhatap almam’ diyebilecek kadar da üstenci yaklaşıyor. Halktan, emekten yana olduğunu söyleyen CHP’li bir yönetici aslında CHP’nin de halka nasıl baktığını, emekçilere nasıl baktığını da iyi anlatıyor’’ dedi.

Öğretmen Nazife Onay açıklamalarına şu şekilde devam etti:

‘CHP TABANINA GERÇEKLERİ ANLATMAK İÇİN GİTTİM’
Şişli Belediyesi’nin düzenlediği ‘Komşu Masa Etkinliği’nin olduğunu öğrendim. Mahir Kılıç’ın sesini duyurmak ve CHP’nin de tabanına gerçekleri anlatmak için oraya gittim. Elimde döviz vardı ‘Canan Kaftancıoğlu, Mahir’e verdiğiniz sözü tutunuz’ şeklinde. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da açılışa geldiği bir etkinlikti o anlamda Mahir’in sesini duyurabileceğimizi, süreci hızlandırabileceğimizi düşündüm. Fakat olağanüstü bir koruma, güvenlik tedbiri vardı. Güvenlik görevlisinden sivil polisine, resmi polisine varana kadar. Dolayısıyla çok fazla kürsüye yaklaşma şansım olmadı. En sonunda bir fırsatını bulup kürsüye çıkıp hızlıca dövizi açmaya çalıştığımda da fırsat vermeden üzerime güvenlik görevlileri ve polis çullandı. Sesimi bile halka duyuramadım o sırada.

ÖNCE TUVALETE SONRA ODAYA KAPATTILAR
Apar topar beni tuvalet çektiler. Tuvalette ne işimiz var beni buraya niye getirdiniz dediğimde de hadi çıkalım dediler. İki CHP’li yönetici geldi. Öfkeli bir ifade ile ‘ne istiyorsunuz, ne içindi bu eylem’ dediklerinde Mahir Kılıç için dediğim de hemen ‘o olayı biliyoruz, Canan Hanımla hiçbir ilgisi yok’ deyip gittiler. Sonrasında polisler alıp bir odaya kapattılar, üst araması dayattılar. Odaya kapatmaları Canan Kaftancıoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu gidene kadar dışarı bırakmayalım gibi bir tedbirdi kendilerince. Tehditlerle karşılaştım. Hatta bir tanesi ’Acun Karadağ’a sorun, Acun hocaya sorun. O beni tanır’ gibi tehditvari konuşmalar yaparak ‘üst aramasına izin vermezsen ben yaptırmasını bilirim gibi tehditler savurdu. O sırada soysal medya üzerinden paylaştım ve kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi anlamış olmalarından olacak ki tutanak tutup etkinlik bitene kadar yani Kaftancıoğlu ve Kılıçdaroğlu gidene kadar da odada kitli tuttular beni başımda bir polis ve güvenlik görevlisi ile birlikte.

‘İŞÇİNİN ÖLMESİNE İZİN VEREN İLERİCİ OLAMAZ’
Sonrasında diğer ekiplere haber vermişler. Hangi şubeden olduklarını bilmediğim sivil polisler de geldi. Biz tanıyoruz Cevahir önünde eylem yapıyordu. Bu eylemin yeri burası değil gibi akıl vermeye çalışanlardan tutalım da, CHP’lilerin beni etkinlik sonuna kadar hapsetmesine süreç böyleydi. Fakat şu açıdan iyi oldu. Orada gören duyan bina içerisinde ve dışarısında sesimi ulaştırabildiğim herkese Canan Kaftancıoğlu’nu teşhir etmeye devam edeceğim, kapısında bir işçinin ölmesine göz yuman birinin ilerici olamayacağını, Mahir Kılıç’ın büyüyen bebeğini göremediğini, tam 1 yıldır açlık grevi ile CHP’nin kapısında ölümüne direnen bir işçi bunu görmezden gelerek kurtulamayacağını, emekçilere hesap vereceğini teşhir ettim, içim rahat.