Merkez Bankası politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 200 baz puan artırarak yüzde 17'den yüzde 19 seviyesine yükseltti. Piyasaların beklentisi faizin 100 baz puan artırılması yönündeydi. Kararın ardından dolar/TL 7.32 seviyesine kadar çekildi.

Piyasaların merakla beklediği faiz kararı açıklandı. Merkez Bankası, politika faizini piyasa beklentilerinin de üzerinde 200 baz puan artırarak yüzde 17’den yüzde 19 seviyesine yükseltti.

Merkez Bankası, Naci Ağbal’ın başkanlığa getirilmesinden sonra gerçekleştirilen ilk toplantıda 475, ikinci toplantıda ise 200 baz puan olmak üzere toplamda 675 baz puan faiz artışına giderek politika faizini yüzde 10.25’ten, yüzde 17 seviyesine çekmişti. Ocak ve şubat aylarında yapılan toplantılarda ise faiz oranını değiştirmemişti.

Toplantı sonrası Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Genişleyici parasal ve mali politikalar ile aşılama sürecinde yaşanan olumlu gelişmelerin etkisiyle küresel büyüme görünümünde iyileşme ve uluslararası emtia fiyatlarında artış görülmektedir. Yükselen küresel enflasyon beklentileri, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizliklere ve küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açmaktadır.

RİSKLER ÖNEMİNİ KORUYOR

İktisadi faaliyet güçlü bir seyir izlemektedir. Salgına bağlı kısıtlamaların hafifletilmesiyle hizmetler ve bağlantılı sektörlerde iktisadi faaliyetin artması beklenmektedir. Bununla birlikte, salgının seyrine ilişkin muhtemel gelişmelere bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerindeki riskler önemini korumaktadır. Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güçlü seyreden iç talebin yanı sıra ithalat fiyatlarındaki artışlar cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte yavaşlayan kredi büyümesi son dönemde bir miktar yükseliş eğilimi sergilemiştir.

ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ OLUMSUZ ETKİLENİYOR

İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir.

Öte yandan, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır.

Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale geleceği beklentisi korunmakla birlikte, son dönemde kredi büyümesindeki yükseliş eğilimi ile ithal maliyetlerdeki artış, talep ve maliyet unsurlarında öngörülen kademeli iyileşmeyi geciktirmektedir.

Kurul, söz konusu gelişmelerin enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskleri dikkate alarak, önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.

GEREKİRSE İLAVE SIKILAŞTIRMA YAPILACAK

2021 yıl sonu tahmin hedefi dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar, sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir.

Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenmeye devam edilecektir. Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.

DENGE KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLECEK

Kalıcı fiyat istikrarı ve yüzde 5 hedefine varıncaya kadar, para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki denge, güçlü dezenflasyonist etkiyi koruyacak şekilde kararlılıkla sürdürülecektir.

Sıkı para politikası duruşunun bu şekilde sürdürülmesinin fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.

TCMB karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsemektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.