Toplumsal Haber Merkezi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda (TCMB) başkan değişimiyle, zor ve yeni kazanılmaya başlanan kredibilitenin yerini soru işaretlerine bırakmasıyla TL, dolar karşısında yüzde 11'in üzerinde tarihi bir değer kaybı ile işlem görüyor.

Merkez Bankası Başkanı değişikliğinin ardından, haftaya 8.35 seviyelerinde başlayan dolar/TL, gece yarısı 8.4786 seviyelerine kadar ulaştı. Benzer hareketlerle euro/TL de 10 lirayı aştı ve 10.08'in üzerine tırmandı. Kurlar ilk tepkilerin ardından gevşedi ve sabah saatlerinde dolar/TL 8.05'ler; euro/TL 9.60'ın hemen altında dengelendi. Sterlin/TL ise, 11.7427 ile tüm zamanların zirvesini gördü.

Dün gece illikit piyasada 8.48'e kadar yükselen dolar/TL, bu sabah saatlerinde 8.05 seviyesinde işlem görüyor. TL'nin dolar karşısındaki değer kaybı dün illikit piyasada yüzde 16'yı aştıktan sonra bu sabah itibarıyla yüzde 11.5 seviyesinde. Dolar/TL, karar öncesi cuma günü son işlemlerde 7.2185 seviyesindeydi.

Bazı bankaların, pazar gecesi anlık olarak döviz ve altın işlemlerini geçici olarak durdurduğu görüldü.

2018'DEKİ DEPREMİN AYNISI
Merkez Bankası'nda Ağbal'ın görevden alınıp yerine Kavcıoğlu'nun getirilmesi sonrası sığ işlemlerde dolar, geçen hafta kapanışına göre yükselerek 8,40'a dayandı.

TL, son 20 yılda tek günde çift haneli değer kaybını iki kez yaşadı. Biri 2018 Ağustos'ta yüzde 15.1 ile gerçekleşirken biri de bugün gerçekleşiyor.

Bluebay Asset Management'tan Timothy Ash TL'nin dolar karşısındaki bugünkü çift haneli kaybını "Naci Ağbal'ın görevden alınmasının maliyeti" sözleriyle tanımladı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, görevde kaldığı beş aydan kısa sürede 875 baz puan faiz artışına giden Naci Ağbal'ı TCMB başkanlığı görevinden alırken, yerine kendisi gibi yüksek faizi eleştiren Prof.Dr. Şahap Kavcıoğlu'yu atadı. Görevden alma beklentilerin üzerinde 200 baz puanlık faiz artışından sadece iki gün sonra geldi.

Görev değişikliği cumartesi sabaha karşı sürpriz şekilde yaşanırken, düşük faiz istekliliği ile bilinen Erdoğan, böylece Temmuz 2019'dan beri üçüncü kez bir TCMB başkanını görevden de almış oldu. Ağbal'ın neden görevden alındığına dair resmi bir açıklama yapılmadı.

Ağbal'ın yerine atanan Merkez Bankası'nın yeni Başkanı Kavcıoğlu, enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak için para politikası araçlarının etkin şekilde kullanılmasına devam edileceği belirtti.

Capital Economics raporunda, "Enflasyonla mücadele dönemi bitmiş olabilir bir kez daha ödemeler dengesi krizi ile karşı karşıya kalınması gerçek bir ihtimal" denildi.

Morgan Stanley, görevden alınan Ağbal'ın sıkı bir para politikası uyguladığına dikkat çekerek, "(Sıkı) politika devam etse bile daha zayıf bir TL ve daha yüksek bir enflasyon bekliyoruz. (Politikalar) terse döndürülüse (TL'de) daha da büyük bir hareket bekleriz" dedi. Morgan Stanley rezervlerdeki düşük seviyelere dikkat çekerek TL'de geçmiş yıllarda yaşanan kamu döviz arzları gibi bir politika için TCMB'nin çok sınırlı rezervi olduğuna da dikkat çekti.

128 MİLYON DOLAR REZERV KAYBI
TCMB, Ağbal öncesi yaklaşık 2 yılda 128 milyar dolar rezerv kaybı yaşadı. TCMB'nin net rezervler son olarak 10 milyar doların hemen üzerinde.

Bank Of America notunda son dönemde rezervlerde 10 milyar doların üzerinde artış görüldüğüne dikkat çekilerek, "Yine de lokal bankalarla ve uluslararası merkez bankalarıyla yapılan swaplar düşüldüğünde TCMB'nin brüt rezervi sadece 29.4 milyar dolar, net rezervleri ise eksi 51.3 milyar dolar ile oldukça negatif bir bölgede" denildi.

Goldman Sachs raporunda Kavcıoğlu'nun Yeni Şafak gazetesindeki yazılarına dikkat çekilerek, "Gevşeme yanlısı görüşler dikkate alındığında yılın son çeyreğinde beklediğimiz faiz indirimlerinin çok daha önden yüklemeli bir şekilde yapılması riski görüyouz" ifadesine yer verdi.

Enflasyondaki yükselişin devam edeceği beklenlentisi, TL'deki değer kaybının yeni bir enflasyon yükselişi daha yaratacak olması, rezervlerin düşük seviyesi, yatırımcı güvenindeki zedelenme, ekonomi ve hukuk reformlarından söz edildiği bir dönemde HDP'ye kapatma davası açılması, İstanbul sözleşmesinden çıkılması gibi gelişmeler bankacılara göre Türkiye ekonomisini içinden çıkılması oldukça zor bir sürece götürüyor. Analist görüşlerinde öne çıkan konu güven...

Reuters'ın görüştüğü yatırımcıların neredeyse tamamı yaşananlarla birlikte yatırımcı güveninin nasıl tamir edilebileceğine yönelik iyimser bir görüş sunamıyorlar. Bazı yatırımcılar bu politikaların zaman zaman gündeme gelen ancak AKP döneminde hiç uygulanmayan sermaye kontrolü endişelerini de tetikleyebileceğini düşünüyorlar. Bu beklenti azınlıkta. Benzer görüşler geçmiş yıllarda da bir çok kez oluştu ancak defalarca reddedildi ve hiç uygulanmadı.

SEB Research'den Per Hammarlund, "Otoriteler iki seçenek arasında kalacaklar, ya faiz (artışları) ile piyasaları sakinleştirecekler ya da sermaye kontrolü uygulanacak" dedi.

Eurasia Group, "Ağbal'ın görevden alınması alışılagelmişin dışındaki politikalara dönüşle birlikte belirsizlikleri artıran, yatırımcı günevini yok eden ve son olarak sermaye kontrolerini tetikleyebilir" görüşüne yer verildi.

Piyasalarda bir kabine revizyonu olup olmayacağı da ekonomi politikalarında nasıl bir anlayış olacağını anlamak için takip edilen bir konu.