Birleşik Metal İş Sendikası Bilim ve Danışma Kurulu (BDK) 18 Haziran 2022 tarihinde, “Pandemi dönemi ve bu dönemde yapılan çalışmaların değerlendirmesi”, “Savaş, pandemi, iklim krizi bağlamında ekonomik gelişmeler” ve “Siyasal durum ve yeni dönemde sendikaların mücadele araçlarının tartışılması ve politika önerileri” gündemleriyle toplandı.

Toplantıya çeşitli üniversitelerden akademisyenler, bağımsız araştırmacılar, sendika uzmanları ve merkez yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Genel Başkan Adnan Serdaroğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda metal sektörünün güncel durumu ve Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin ve BDK alt komisyonlarının faaliyetleri üzerine Doç. Dr. F. Serkan Öngel ve sendikanın Örgütlenme Dairesi Uzmanı Alpaslan Savaş kısa bir değerlendirme yaptı.

Toplantının sonuç raporunda şu talep ve öneriler dile getirildi:

  • Kurumlar vergisi kanunun 30. Maddesinin 7 bendine istinaden vergi cennetleri açıklanarak, bunlardan yüzde 30 vergi alınmalıdır.
  • Kriz nedeni ile yaşanacak olası iflaslarda, kamu kaynakları ile işyeri kurtarma yerine, bu işyerlerinde işçi denetimine geçilmelidir.
  • Kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi, kamu hizmetlerinin piyasa insafına terk edilmesi, doğal kaynakların yağmaya açılması uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, özelleştirilen kuruluşların tekrar kamuya kazandırılması, kamu hizmetlerinin yeniden toplumsal yarar adına yapılandırılması için gerekli adımlar atılmalıdır.
  • Gerek toplu sözleşme gerek asgari ücret gerekse emekliler başta olmak üzere geniş kesimlerin ücretleri ve zamlarının belirlenme sürecinde, resmi enflasyon verileri esas alınmaktadır. Enflasyon temelli artışlar ekonomik büyümeyi göz ardı etmektedir. Bu anlamda enflasyon verilerine ilave olarak ekonomik büyüme rakamları da bu artışlara ilave edilmelidir.
  • Herkesin enflasyonu aynı değildir, TÜİK farklı gelir grupları ve özellikle ücretliler için enflasyonu ayrı ayrı açıklamalı, enflasyonun doğru hesaplanması talebi emek örgütlerinin temel talebi haline gelmelidir.
  • Asgari ücret yüksek enflasyon dönemlerinde yılda dört kez belirlenmelidir.
  • Asgari ücrete paralel olarak diğer tüm ücretler ve emekli aylıkları da arttırılmalıdır. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) emeklilik hakları verilmelidir.
  • Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, temel tüketim mal ve hizmetleri vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır. Tüm fiyatları doğrudan etkileyen akaryakıt üzerindeki vergi yükü düşürülmelidir.
  • Teknolojik gelişmelerin istihdam alanında yarattığı risklere karşı, sosyal harcamaların güçlendirilmesi toplumsal gelişme açısından önemli bir fırsattır. Bakım emeğine yönelik kamusal hizmetler acilen güçlendirilmelidir.
  • Ücretlerin ve sosyal harcamalarının milli gelir içindeki payı azalmıştır. Eğitim, özellikle okul öncesi eğitim öncelikli olmak üzere, eğitim, sağlık, sosyal koruma harcamalarının payının yükseltilmesi öncelikli bir konu olarak ele alınmalıdır.
  • Gıda krizine karşı alternatif bir dayanışma ekonomisinin inşasında sendikaların kooperatifler aracılığıyla öncü bir rol alması gerekmektedir. Yine sendikalar iklim krizi karşısında daha etkin politikalar geliştirmelidir.
  • Emek örgütlerinin katılımı ile muafiyet ve istisnaların sermaye değil emek lehine şekillendirildiği dengeleyici bir ek bütçe ihtiyacı, mevcuttaki ek bütçe tasarısına karşın hala önemli bir ihtiyaçtır. Bu talep emek örgütlerinin talebi haline gelmelidir.
  • Seçimlerden sonra, olası bir iktidar değişimi ile Türkiye’ye bir miktar dış sermaye girişi ve bunun yaratacağı bir rahatlamanın yaşanması olasıdır. Ancak dış borçları ödemek için kemer sıkma politikaları gündeme gelecektir. Bu süreçte geçmişteki ekonomi politikalarda ısrar edilmesi çözüm olmayacaktır. Emekçiler lehine yegâne çıkış, kamucu, eşitlikçi politikalardır.