TOPLUMSAL HABER MERKEZİ

KHK ile ihraç edilen ve işlerine dönmek için Ankara Yüksel Caddesinde ve Düzce'de 1425 gündür 'işimizi geri istiyoruz' diyerek mücadele eden Acun Karadağ, Alev Şahin, Nazan Bozkurt, Mehmet Dersulu, Armağan Özbaş ve Mahmut Konuk 'yoğun eylem yapmak' gerekçesiyle 43 gündür tutuklu. Direnişler Meclisi'nin bir diğer üyesi Nuriye Gülmen ise 'kaçma şüphesi var diyerek 53 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuluyor.

Direnişler Meclis'i üyelerinden Nazan Bozkurt, HDP Milletvekili ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu'na bir mektup yazarak yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. 

Gergerlioğlu'nun sosyal medya hesabından paylaştığı mektupta Bozkurt, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nden haberleri olmadan çıkarıldıklarını ve farklı cezaevlerine gönderildiklerini belirtti.

Bozkurt mektubunda bu yaşananları ''Ülkenin dört bir yanına sürgün edildiğimiz gerçeği son ana kadar Sincan'daki gardiyanlarca bizden özenle saklandı. Ben ancak jandarma aracı Sincan dışına çıkınca jandarmaya neler olduğunu sormak suretiyle öğrendim ki Gebze'ye gidiyormuşum!'' sözleriyle ifade etti. 

Cezaevinde herhangi bir cezası veya soruşturması bulunmayan Bozkurt ''Ailemin ve avukatlarımın, tüm resmi işlemlerimin bulunduğu güzelim Ankara'mdan beni ayıran bu keyfi ve kanunsuz işleme karşı Ankara İdare Mahkemesi'ne iptal başvurusu içeren bir dilekçe yazdım.'' ifadelerine yer verdi. 

Karantina gerekçe gösterilerek hücrede tutulduğunu belirten Bozkurt mektubunda ''günde 1-2 saatliğine beni kilitli hücremden çıkarıp havalandırmaya kilitlemek suretiyle, havalandırma hakkımı lütfediyorlar. İşin aslı sadece kilitlendiğim yer değişiyor.'' sözlerine yer verdi.

Hijyenik bir ortamda kalmadığını Bir yastık için bile dilekçe yazmak zorunda kaldığını belirten Bozkurt mektubunda yaşadıklarını şöyle anlattı:

KİLİT ALTINDA İKİNCİ KEZ KİLİTLİ DURUMDAYIM
''Suyun gidecek yeri olmadığı için hücreyi yıkayamadığım, masa-sandalye olmadığı için yatağın üzerinde yemek yemek zorunda kaldığım, hemen ranza arkasında bulunan tuvalet-banyodan rüzgar esince lağım kokusu geldiği, bulaşık, el yıkama, diş fırçalamak için bir ytanecik lavabonun tahsis edildiği o lavabonun üstünde de karıncaların gezdiği, duvarları küf ve kir dolu hücreden çıkartılmam için 21 Eylül'de idareye dilekçe verdim. Henüz bir dönüş olmadı.

Hücre cezası almadığı sürece bir tutuklunun hücreye kapatılmasının yasal veya yasadığı hiçbir gerekçesi olamaz. Bu uygulama, Tüm yasal mevzuata, Anayasa ve AİHM içtihatlarına aykırıdır.SUÇTUR.

İhraç edilmemizden başlayarak bize ettikleri zulüm yetmiyor ki şimdi güneşten, hava alma hakkından da mahrumum. Kilit altında ikinci kez kilitli durumdayım. ''

İşte KHK ile ihraç edilen ve 'yoğun eylem yapmak' gerekçesi ile tutuklanan Nazan Bozkurt'un, Gergerlioğlu'na yazdığı o mektup: