Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesi, Bakırköy meydanında “İşimizi istiyoruz” eylemi yapan öğretmenler Nursel Tanrıverdi ile Selvi Polat’a açılan davada reddi hakim talebini kabul etti.

Mahkeme, “yargılamanın sağlığı ve taraflardaki adalet duygusunun incinmemesi gerektiği gözetilerek” davadan çekilmeye karar verdiğini açıkladı. Üst mahkeme de çekilme kararını hukuka uygun buldu.

Hem tahliye hem beraat hem takipsizlik
KHK ile ihraç edildikten sonra Bakırköy’de eylem yapan öğretmenler bugüne dek aynı suçlamalarla yargılandıkları davalardan beş kez tutuklanıp beş kez tahliye edildi.

Haklarında “Kanuna aykırı gösteri yürüyüşü düzenlemek” suçlamasıyla açılan davaların 21'inden de beraat ettiler. Sadece bir davadan ceza aldılar, o dosya da şu anda istinaf mahkemesinde.

Bianet'ten Ayça Söylemez'in haberine göre; İki öğretmen hakkında son olarak, yine 2911 Sayılı Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten başlatılan soruşturma da Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 23 Ekim 2019’da takipsizlik kararı verildi.

“Mükerrer yargılamaya karşı” birleştirme istemişti
Ancak Tanrıverdi ve Polat hakkında yine aynı suçlamayla bu kez Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dava 7 duruşmada sonlanmayınca ve davaların birleştirilmesi talepleri kabul edilmeyince, avukatları Ferdi Yamar reddi hakim talebinde bulundu.

Avukat Yamar daha önce de “Sanıklar hakkında aynı suçlama ile farklı tarihler itibariyle açıldığı tespit edilecek dosyaların UYAP sisteminden belirlenerek savunma hakkının kısıtlanmaması ve mükerrer yargılama yapılmaması amacıyla aralarında suç tarihleri ve iddianame tarihleri bakımından hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığının tespitini” ve davaların birleştirilmesini istemişti.

Reddi hakim gerekçeleri arasında da “mahkemenin daha önce başka dosya nedeni ile kurulan mahkumiyet kararının istinaf sonucunun beklenmesi nedeniyle mahkemenin tarafsızlığını yitirdiği” iddiası yer aldı.

“Her ne kadar haksız ve yersiz bir şüphe olsa da…”
Talebi değerlendiren Bakırköy 19. Asliye Ceza Hakimi Mehlika Tekin, 15 Kasım tarihli kararında talep kabul edildi:

“…sanıklar ve vekilleri üzerinde mahkememizin tarafsızlığına ilişkin şüphe doğduğu ve taraflardaki bu şüphenin bu aşamadan sonra sağlıklı yargılama yapılmasına imkan vermeyeceği gözetilerek mahkememizce de taraflar üzerinde doğan bu şüphenin her ne kadar haksız ve yersiz bir şüphe olduğu kanaati oluşmasına rağmen bundan sonraki yargılamanın sağlığı ve taraflardaki adalet duygusunun incinmemesi gerektiği gözetilerek mahkememizce CMK 30/2 maddesi uyarınca davadan çekinmenin uygun olacağı kanaati ile çekinilmesine karar verildi.”

Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi de “mahkeme hakiminin dosyadan çekilmesinde bir hukuka ayrılık bulunmadığı anlaşıldığından” diyerek kararı onadı. Davanın görülmesine Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde devam edilecek.

“İşkence iddiası soyut nitelikte ve destekten yoksun”
İki öğretmenin, kendilerini darp ettiği gerekçesiyle şikayetçi oldukları polisler hakkında ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer yok [takipsizlik] kararı verildi.

Öğretmenlerin Şubat ve Mart aylarında maruz kaldıkları işkenceye dair yaptıkları suç duyurusuna, 11 Kasım’da yanıt geldi. Savcılık takipsizlik kararında, Tanrıverdi ve Polat’ın hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet suçundan soruşturma başlatıldığı da belirtildi.

Kararda öğretmenlerin polise direnç gösterdiği ileri sürüldü:

“Olay tarihinde şüpheliler hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan işlem yapıldığı, haklarında işlem başlatılan müştekilerin kendilerini karakola götürmek isteyen kolluk görevlilerine direnç gösterdikleri, kolluk görevlilerince kollarına girilerek şahısların karakola götürüldüğü, müştekilerin işkence iddialarının soyut nitelikte ve destekten yoksun olduğu, mevcut tüm deliller gözetilmekle ortada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı anlaşılmakla kolluk görevlileri hakkında yüklenen suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.”

Ne olmuştu?
7 Şubat 2017 tarihli, 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden ihraç edilen iki öğretmen, 20 Şubat 2017’den bu yana “İşimizi istiyoruz” sloganıyla Bakırköy meydanında, Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri eylem yapıyor.

Meydana çıktıkları pek çok sefer gözaltına alındılar, eylemlerinin 74. haftasında da yine gözaltına alınıp adli kontrolle serbest bırakıldılar. Ancak bu kez mahkeme kararında şöyle bir adli kontrol kısıtlaması yer aldı:

“Şüpheliler hakkında Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 109/3-L maddesi* gereğince, hakkında kamu davası açılıp savunması alınıncaya kadar Bakırköy Cumhuriyet Meydanına 200 metreden fazla yaklaşmalarının yasaklanmasına karar verildi.”

Yasağı tanımayacaklarını söyleyen öğretmenler, 13 Ağustos 2018’de Bakırköy’de basın açıklaması yapmak isteyince gözaltına alınıp bu kez hakimlikten yurtdışına çıkış yasağı ve imza verme şartıyla serbest bırakıldı.

İki öğretmen meydanda eylem yapmak istedikleri için yine gözaltına alındığında, 21 Ağustos’ta tutuklandı. Yaklaşık iki hafta sonra tahliye oldular. Daha sonra meydana yaklaşmama yasağı da mahkemece kaldırıldı. Bu soruşturma sonucunda açılan davada ise 14 Şubat’ta beraat ettiler.

Ancak 5 Şubat’ta Bakırköy 2, Sulh Ceza Hakimliği, bu kez de meydana 100 metreden fazla yaklaşmamalarına hükmetti. Eyleme başladıklarından beri beş kez tutuklanıp tahliye edilen öğretmenler, aynı suçlamayla yargılandıkları altı ayrı mahkemedeki altı davadan ise beraat etti.