Toplumsal ÖZEL

Greenpeace Akdeniz ofisi önünde bir basın açıklaması gerçekleştiren Kıymet Aram, oturma eylemine başladığını duyurdu.

Aram çalıştığı 8 yıllık çalışma sürecinin son 4 yılında yaşadıklarının kendisinde hem fiziksel hem de psikolojik rahatsızlıklar oluşturduğunu dile getirdi.

Aram konuşmasında ‘’Greenpeace'te sekiz yıl çalıştım son dört yılım ağır mobbing süreçleriyle geçti. Bu yaşadığım ağır mobbing süreçlerinde hem psikolojik hem de fiziksel rahatsızlıklar da yaşadım. Bunun en yakın tanığı biricik kızımdır. Arkadaşlarım, dostlarım ve avukatımdır. Bu dört yıllık mobbing süreçlerinin sonrasında işten çıkarılmamla birlikte açtığım haklı davalarım devam etmekte dolayısıyla orada da bir hukuksuzluk var haksızlık var. Dolayısıyla bunun psikolojik getirilerini yaşıyorum hali hazırda. Greenpeace'in üç ayrı talebimi derhal yerine getirip bu haksızlığa son vermesini istiyorum o yüzden buradayım gitmiyorum.Hergün 10.00 - 18.00 arasında burada oturacağım’’ ifadelerini kullandı.

Greenpeace Akdeniz ofisinin önüne ‘’Haksızlığa son ver Greenpeace, adalet istiyorum’’ yazılı pankartı açarak oturma eylemine başladı.

Kıymet Aram’ın yaptığı açıklama şöyle:

Basına ve Kamuoyuna

Greenpeace’de 2010 yılında çalışmaya başladım. Çalışmaya başladığım yıllarda çevre mücadelesini benimsemiş, gecesini gündüzüne katan mesai arkadaşlarımla birlikte Greenpeace’e hem bir çalışan hem bir gönüllü olarak 8 yıl emek verdim.

İklim Adaletini Savunan Greenpeace’te yıllar içinde çevre mücadelesine katkıda bulunmak yerine sadece kendisine kariyer planı yapan karar vericiler işe alındı, bu karar vericiler yani yöneticiler kurum içinde sürekli çalışan haklarından kısmak sureti ile kendilerine konfor ve menfaat alanı yarattı.

Bu yöneticiler Greenpeace’in temel değerlerine katkıda bulunan şeffaflık, hesap verilebilirlik, tarafsız işe alım politikalarını uygulamadı. Kurum içi denetimi sağlayan bu politikaların uygulanmaması kurum içinde bozulmalara, kurum gündeminin çevre mücadelesinden şirket işletilmesine doğru kaymasına neden oldu. Özellikle 2015 — 2018 yılları arasında yöneticiler kurum içi imkânları kendi çıkarları lehine şeffaf olmayan bir şekilde kullanmava başladı.

Bu durum nedeni ile rahatsızlığını dile getiren bazı çalışma arkadaşlarımız başka gerekçeler bahane edilerek işten çıkarıldı veya işten ayrılmaya zorlandı. Rahatsızlığını demokratik bir şekilde dile getirenlerden biri olarak işyerinde görevim ve aldığım ücret ile ilgili haksız uygulamalara maruz bırakıldım. İstifa etmeye zorlandım.

Gerek kurum içi mekanizmaların işletilmemesine ilişkin gerek de görevim ve aldığım ücrete dair itiraz ve şikâyetlerimi iletmek adına kurum içindeki tüm demokratik başvuru yollarını kullandım. Bu yollara başvurmam nedeni ile yöneticiler tarafından dışlandım sonunda da işten çıkarıldım.

Şahsıma karşı işletilen hukuka aykırı süreçler için İstanbul 23. İş Mahkemesi'nde işe iade davası açtım. Açtığım dava mahkemece kabul edildi ve davayı kazandım. Greenpeace işe iadeyi kabul etmedi, mahkemece hükmedilen tazminatı da eksik ödedi. Yapılan bu haksızlığa karşı yine de yöneticilerle barışçıl bir iletişim kurmak istedim ama bir muhatap dahi bulamadım.

Bulamadığım için bugün burada bu açıklamayı yapmayı görev edindim. 4 yıl boyunca bana yaşatılan ağır, haksız politikalar nedeniyle maddi manevi zarara uğratıldım. Greenpeace, temel ilkeleri gereği bunları düzeltmek ve zararı karşılamak zorundadır.

Greenpeace’in eksik ödediği mahkemenin hükkettiği işe iade tazminatının kalan tutarını 2020 yılını da baz alarak derhal ödemesini talep ediyorum. İşçilik alacakları davamda da rapor lehime gelmiştir ancak Greenpeace’in yargı kararına aynı şekilde doğru uygulamamasından endişe duyuyorum.

4 yıl boyunca hayatımı alt üst eden Greenpeace’in hala bu eziyeti sürdürmesi kabul edilemez. Yıllarca emek verdiğim,hizmet edip, uğruna bedel ödediğim Greenpeace’in artık bu haksızlığa son vermesi için buradayım.

Unutmayalım ki çevre mücadelesi, işçi haklarından kopuk bir mücadele değildir. Yaşanabilir bir çevre için mücadele ettiğini iddia eden bir kurum işçi haklarını ihlal edemez! İklim adaletini savunan, ‘Kuzey Kutbunu Kurtar’ sloganı ile hareket eden Greenpeace’e sesleniyorum işçinin hakkını ihlal eden bir kurum çevre mücadelesinde yer alamaz!

Buradayım gitmiyorum!