Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu, ihraç edilen 7 üyesine ilişkin basında çıkan haberlere yanıt verdiği ve üyelerin ihraç edilmesinin nedenlerini açıkladığı bir yazılı açıklama yapmıştı.

Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan açıklamada "Haklarında ihraç kararı alınan bu 7 kişinin örgütle ilişkisi, yandaş medyada ezbere söyledikleri 'Anaların yanında yer aldığımız için ihraç edildik' yalanının aksine, Eğitim-İş Disiplin ya da Genel Kurulu tarafından Diyarbakır annelerini ziyaret ettikleri gerekçesiyle üyelikten çıkarılan tek bir kişi bile yoktur. Söz konusu kişiler 'üyelikle bağdaşmayan fiiller' nedeniyle ihraç edilmiştir" ifadelerine yer verilmişti.

Bu açıklamanın ardından bir açıklama da Eğitim-İş'in kurucularından, eski Eğitim-İş Genel Başkanı olan Veli Demir'den geldi.

Demir'in, sosyal medya hesabından 'Gök kubbe yıkılsa da Eğitim-İş vesayeti kabul etmez' başlığıyla yaptığı açıklama şu şekilde:

Eğitim çalışanları "devletin,hükümetin,dinin,sermayenin,siyasal partilerin", kısacası tüm erklerin vesayetine meydan okuyarak Bolu Beyi'ne karşı Köroğlu, Hızır Paşa'ya karşı Pir Sultan, Derviş Mehmet'e karşı Kubilay, Emperyalizme karşı MUSTAFA KEMAL olmak için 17 Ekim 2005 yılında tekrar Eğitim İş'i kurdu.

Eğitim-İş, Atatürk'ün ilke ve devrimleri ile onun önderliğinde kurulan cumhuriyetimize bağlı; Kemalist devriminin bilimsel, laik, demokratik, ulusal, parasız ve halktan yana eğitim anlayışını savunmaktadır.
Kamu Çalışanlarının siyaset yapma hakkını savunmakla beraber "Siyasal partilerden, sermayeden, iktidardan bağımsız" hareket etmeyi varlık sebebi olarak gören Eğitim İş: "Bağımsız Türkiye Bağımsız Sendika" ilkesini künyesine kazımıştır.

Terörün her türlüsüne,"Irkçılığa, gericiliğe, bölücülüğe, feodalizme karşı, anti emperyalist" bir emek örgütü olan sendikamız; insan haklarını demokrasiyi, barışı, eşitliği ve özgürlüğü evrensel ilke olarak kabul etmektedir.
Ülkemizdeki tüm eğitim çalışanlarının hakları için mücadele eden Eğitim İş, yurdumuzun her yanında on binlerce üye yaparak eğitim emekçilerinin yegane örgütü olmuştur.

'IRKÇI, GEERİCİ SALDIRILAR ÖRGÜTÜMÜZÜN DİRENCİNİ YÜKSELTECEKTİR'
Eğitim İş, mücadelede cephelerin sınıflara göre tanzim edildiğini bildiği ve gördüğü için, "etnik, mezhepsel, feodal" sorunlarla değil; sınıfın sorunları ile ilgilenmektedir.
Son dönemlerde "sarayın ve sahibinin sesi", bazı gerçek ve tüzel kişiliğin Eğitim İş'e saldırması örgütümüzün doğru yolda olduğunu göstermektedir.
"Irkçılık, gericilik, bölücülük" birilerinin mezar taşı olunca ayakta kalan ve eğitim emekçilerinin yegane örgütü olan Eğitim İş'e saldırılar daha da artacaktır. Ama şu iyi bilinmelidir; ırkçı-gerici-bölücü cepheden gelen saldırılar örgütümüzün bilincini ve direncini daha da yükseltecektir.

EĞİTİM İŞ; Mustafa Kemal'den, TÖS'ten, TÖB-DER'den aldığı mücadele ruhunu "Hak verilmez; alınır" şiarı ile bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam ettirecektir.

Gökkubbe yıkılsa bile siyasal iktidarın, vekalet siyaseti yapanların ve yandaş yapıların Eğitim İş'e HİZA vermesi mümkün değildir.
Hiç kimse heveslenmesin; böyle bir durum yaşandığı gün zaten Eğitim İş'in de kapandığı gün olacaktır.