Toplumsal Haber Merkezi

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 5 üniversitenin rektörü değişmiş ve Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne, daha önce AKP’den milletvekili adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu getirilmişti.Yapılan bu atamaya, gerek üniversite öğrencileri, gerekse üniversitenin öğretim üyelerinden tepkiler sürüyor.

Twitter’da “#KayyumRektörİstemiyoruz” etiketiyle karara tepki gösteren Boğaziçililer Bulu’yu rektör olarak istemediklerini aktarmış, Boğaziçi Dayanışması tarafından yapılan açıklamada ise “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle okulumuza Melih Bulu’nun kayyum olarak atandığını öğrendik. Boğaziçi öğrencileri olarak demokratik süreçleri tanımadan atanan yandaş rektörleri kabul etmiyoruz. Melih Bulu bizim rektörümüz değildir!” ifadeleri kullanılmıştı.

AKP'li kayyum Melih Bulu, tepkiler sonrası sessizliğini bozmuş ve bir açıklama yayınlamıştı. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan, 2015 seçimlerinde AKP'den 1.bölge milletvekili aday adayı olmasıyla tartışmaların odağındaki Prof. Dr. Melih Bulu yaptığı açıklamada, "Boğaziçi’nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi’ne zarar verir" görüşünü savunmuştu.

BİR REKTÖRE YAKIŞMAYACAK SELAMLAMA
Gazeteci Can Dündar, Boğaziçi Üniversitesi'nin kayyum Rektörü Melih Bulu'nun kaleme aldığı açıklamayı değerlendirdi. "Sayın kayyum, bu satırları üniversite rektörü yapılmış birine yazmak zor ama ne yazık ki mecburuz" diyen Dündar, Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden birine rektör olarak atanan Bulu'nun kaleme aldığı yazıdaki hatalara dikkat çekti. 

Birden fazla yazım hatasının bulunduğu bu metni Dündar şu ifadeler ile değerlendirdi:

‘Merhaba Boğaziçi’ başlıklı yazınızı okudum. Bir sayfa içinde, bir rektörün ilk selamlamasına yakışmayacak kadar çok Türkçe hatası var. Mesela ‘büyük’ yerine ‘bütük’ diye yazmışsınız, ‘ya da’ yazarken dahi anlamındaki 'da’yı ayrı yazıyoruz, siz birleştirmişsiniz. Buna karşın birleşik yazılan ‘birkaç’ sözcüğünü ayırmışsınız. Cümle içinde ‘ülkemizin’ ya da ‘üniversitelerde’ derken ‘Ü’leri küçük yazıyoruz. Aynı şekilde öğrencilerimiz derken ‘Ö’ küçük, hocalarımız derken 'H' küçük. Hocalarımı derken 'I’yı ayırmışsınız, ayrılmıyor. Buna karşın Orta Kantin’de derken, özel isim olduğundan ‘de’ ekini sizin gibi birleştirmiyor, apostrof ile ayırıyoruz. Keşke yazarken birine gösterseydiniz ya da bir Türkçe kullanma kılavuzuna baksaydınız. Gerçi metnin yarısı neredeyse yabancı sözcüklerden oluşuyor.

'SİYASET OLMADI, SARAY DA SİZİ ORAYA YOLLADI'
Dündar, AKP'de yer aldığı süre içerisinde girdiği belediye seçimleri ya da genel seçimler olsun aday adaylığından öte gidemeyen Bulu'nun başarısızlığına dikkat çekerek "Biliyoruz, siyaseti denediniz olmadı. Saray da sizi oraya yolladı. Daha ilk günden çıkan o ampullü propaganda afişleri, sonra makaleleriniz de bulunan intihal belgeleri ve nihayet Türkçenizin sefaletini ortaya koyan bu metin, ülkenin en iyi üniversitelerinden birinin başına nasıl bir felaket geldiğini göstermeye yetti" ifadelerine yer verdi.

Dündar, #ÖZGÜRÜZRadyo'nun Youtube kanalında yaptığı değerlendirmelere şu ifadelerle devam etti:

Sayın kayyum, 10 yıl önce dünyanın en iyi 200’üncü üniversitesi olan Boğaziçi’nin ilk 500’ün dışına düşmesi nedeni sizin bahsettiğiniz gibi gerileyen uluslararası yayın performansı değil, bunun da nedeni olan ihraçlar, akademisyen kıyımı, kayyum rektör uygulaması ve genelinde iktidarın bilimi değil inancı önceleyen yönetim modelidir. Siz de bu modelin ve partizanlaştırılmış eğitimin yeni bir örneğisiniz. Neden bu halde olduğumuzu mektubunuzda teşekkür ettiğiniz hocanız Ayşe Buğra’ya sorarsanız, o daha iyi izah edebilir. Hem de eşi Osman Kavala’dan haber alırsınız. İstenmediğiniz bir yerde 'parti müfettişi' olarak koltuğa oturuyorsunuz. İşiniz zor. Kolay gelsin. Hem size, hem ülkemize…