Ara tatilin hemen öncesinde Covid-19 vakaları nedeniyle 521 sınıfın karantinada olduğunu söyleyen Bakan Özer, ''okullar 22 Eylül'de sıfır vakayla eğitime başlayacak, karantinada sınıf kalmayacak" dedi.

Sabah gazetesinden Ceyda Karaaslan'ın haberinde değerlendirmelerine yer verilen Bakan Özer, 2021-2022 eğitim-öğretim yılı içinde yapılacak bu çalışmaların detaylarını anlattı.

Yüz yüze eğitimin başladığı 6 Eylül'den bu yana her fırsatta okulların açık kalacağını söyleyen Bakan Özer, bu mesajını bir kez daha yineledi. Ara tatilin hemen öncesinde Covid-19 vakaları nedeniyle 521 sınıfın karantinada olduğunu söyleyen Bakan Özer, "Onların da ara tatil sonuna kadar zaten karantina süreleri tamamlanmış olacak. Okullar 22 Eylül'de sıfır vakayla eğitime başlayacak, karantinada sınıf kalmayacak" dedi.

Özer ayrıca, "Mesleki eğitim merkezlerini daha ön plana çıkarmamız lazım. Genç işsizliği azaltmamız için en etkili yol bu. Buradan mezun olanlar, 4 yıl boyunca haftanın 4 günü işletmede eğitim alıyorlar. Bu merkezlerin kapasitesini artıracağız. OSB'ler içinde toplam 164 yeni merkez açacağız" dedi.

7, 8 ve 11 ile 12. sınıfların pandemide öğrenme kayıplarını belirlemek için kazanım değerlendirme sınavı yapıldığını hatırlatan Bakan Özer, "4.5 milyon öğrenci katıldı. Bu değerlendirmelerin sonuçlarına göre telafi programlarımız güncelledik. Yardımcı kaynaklar, destek materyalleri hazırladık. 18 milyon çocuğumuza ücretsiz ulaştırılacak. Destekleme ve yetiştirme kursları ara tatilden sonra 6 ve 10'uncu sınıflara da açılacak" diye konuştu.

"Öğretmenlerin deneyimin artması öğrencinin akademik başarısına katkısını da artıyor" diyen Özer, "20 yıllık öğretmen ile 5 yıllık öğretmen arasındaki fark Türkiye'de yüzde 50'nin üzerinde. Finlandiya'da bu oran 1.2. Bunu azaltmak için kişisel gelişimi destekleme programı hazırladık" dedi.

Özer ayrıca, şu açıklamalarda bulundu:

Öğretmenlerimize hem mesleki hem kişisel gelişim eğitimleri vereceğiz. Önceliğimiz deneyimi 5 yılın altında olanlar. Eğitimler zorunlu, 3 ay sürecek ve yüz yüze olacak.

Mesleki ve teknik liselerden farklı olarak bizim meslek eğitim merkezlerimiz var. Meslek liseleri mezunlarının kendi alanlarında istihdam edilme oranları çok düşük. Mesleki eğitim merkezlerinde ise kendi alanlarında istihdam edilme oranları yüzde 88. Şu anda meslek liselerinde 1.3 milyon, eğitim merkezlerinde ise 157 bin öğrenci var. Bu sayının tersi olsun istiyoruz. Piramit tersine dönmeli.

Şu anda 5 yaşta okul öncesi okullaşma oranı yüzde 78, 4 yaşta yüzde 33, 3 yaşta da yüzde 14. 2022'de 5 yaşta bu oranı yüzde 100'e, 4 yaşta yüzde 70'e, 3 yaşta yüzde 50'ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun için ikinci dönemde en az 8 derslikli 5 bin yeni anasınıfı açacağız. 5 bin anasınıfı demek 100 bin öğrenci demek.

2. hedefimiz de okullar arası imkân farklılıklarını azaltmak. Kütüphanesi, laboratuvarı, spor salonu olmayan okul kalmasın istiyoruz. 2 ay içinde Türkiye genelindeki tüm okullara kütüphane yapacağız. Öğrencinin okulda temas ettiği ortam ne kadar farklı olursa gelişimi o kadar iyi oluyor.

Akademik başarı, okul dışı faktörlere çok bağlı. Ailenin ekonomik seviyesi, eğitim düzeyi etkili. Hedefimiz ailenin gelir seviyesi ne olursa olsun çocuk 1'inci sınıfa geldiğinde hazır bulunuşluğu olsun. Bunun için okul öncesi eğitim çok önemli.

Türkiye'de eğitimde 2002'den itibaren çok ciddi yatırımlar oldu. O yıllardan önce ortaöğretime erişim yüzde 44'ler seviyesindeydi. Şimdi yüzde 88'i aştı. Yükseköğretimde yüzde 14 olan okullaşma oranı şu anda yüzde 44. Eğitimde kitleselleşmeyle ilgili toplum yararına son 20 yılda çok önemli işler yapıldı. Ancak kronik problemimiz, okullar arası başarı farkı. Giderek azalıyor, ancak tamamen ortadan kalkmadı.