Çeviri: Ercan Çankaya

ABD’de 6 Şubat’ta meydana gelen mahkum isyanı, kendine ABD anaakım medyasında yer bulamadı. Mahkumların yetkililere seslenerek yazdığı açık mektup, geçtiğimiz gün ABD Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi’nin gazetesinde yayımlandı. Mahkumlar, mektuplarında kasti olarak covid-19’lu mahkumlarla temas ettirildiklerini, üşümeye ve açlığa terk edildiklerini söyleyerek “derilerimizin renginden dolayı öldürülüyoruz, soykırıma uğruyoruz” dediler.

St. Louis şehri Adalet Merkezi’ndeki mahkumlar, 6 Şubat’ta sabahın erken saatlerinde hapishane yetkililerinin şikayet ve dilekçelerine yanıt vermemesi gerekçesiyle tam yedi saat sürecek bir protesto düzenlediler. 100’den fazla mahkumun katıldığı protesto, mahkumların aylarca süren barışçıl gösterilerinin gardiyanlarca şiddetle bastırılmasının akabinde gerçekleşti.

‘COVID-19’LU MAHKUMLAR TEDAVİ EDİLMİYOR’
St. Louis Kamu Güvenliği Direktörü Jimmie Edwards, protestoyu “çok agresif ve şiddet yanlısı, kesinlikle olmaması gereken” bir eylem olarak tanımladı. Fakat aynı konuşmasında hapishanedeki covid-19’lu mahkumların tedavi edilmediğini, hatta karantinaya bile alınmadıklarını itiraf etmek zorunda kaldı. Mahkumlar, aylardır yüzlerce dilekçe ve mektup yazarak yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmeye davet etmişler; fakat herhangi bir yanıt alamamışlardı.

Mahkumların covid-19 tedavisi alamadıkları hapishanelerde, başka hastalıklara da davetiye çıkarılıyor. Zira, mahkumlara ne sıcak kış şartlarına uygun kıyafetler dağıtılıyor ne de yeterli kalori sağlayacak ve bağışıklık sistemini hastalıklardan koruyacak kumanya veriliyor.

Mahkumlar Örgütlenmesi’nin konuyla ilgili kaleme aldığı açık mektup, geçtiğimiz gün ABD Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi yayın organı Liberation News’te yayımlandı. St. Louis hapishanesinde mahkumların durumunun anlatıldığı mektupta, mahkumların taleplerine yer veriliyor.

Mektuptan bazı bölümleri Toplumsal okurlarının dikkatine sunuyoruz:

MAHKUMLARIN MEKTUBU

Yeni yıl arefesinde pandemi öncesinde 60 kişiyi barındırması beklenen hücrede 51 kişi kalıyorduk. Ancak gardiyanlar, zaten 51 kişi kaldığımız hücremize içlerinden bazılarının covid-19’lu olduğu her halinden belli olan 11 kişi daha eklemeye karar verdi.

Bu soykırımdır.

Şimdi ‘isyan’ olarak rapor edilen bu barışçıl gösteri öncesinde benim hücremde hapishane personelince covid-19’lu olduğu bildirilen 24 mahkum vardı. Ancak uygun bir şekilde karantinaya alınmak yerine hücrede tutulmaya devam edildiler. Enfekte olan mahkum sayısı, bu koşullarda sadece 48 saat içinde 50’ye çıktı. Bu mahkumların yüzde 90’ı 60 kişilik koğuşta kalmak zorunda bırakılan mahkumlardı.

‘MAHKEMEYE ÇIKMADAN 5 YILDIR BURADA TUTULANLAR VAR’
St. Louis Cezaevi mahkumları, çoğumuz henüz mahkemeye çıkmadık. Mahkemeye çıkmadan, 5 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan mahkumlar var. St. Louis Cezaevi personeli, jüriler, mahkemeler celladımıza dönüştü.

Covid-19’dan ölmek istemiyoruz. Sizin cezaevi rehabilitasyon personelinizin ellerinde ölmek istemiyoruz.

‘AÇIZ, ÜŞÜMEKTEN YORULDUK, KENDİ VATANIMIZDA SOYKIRIMA UĞRUYORUZ’
Açız. Sizden sadece sağlıklı gıdalar değil, aynı zamanda sağlıklı bir erkeğe yetecek miktarda yemek istiyoruz.

Üşümekten yorulduk. Güvenlik personeli sadece cezaevi kısmında değil, gözaltı evinde bile hapishanenin ısısını yükseltmemek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Kendimizi düşman bir bölgede, düşman bir devlete esir düşmüş savaş esirleri gibi hissediyoruz. Afrika ya da Latin Amerikalı atalarımızdan, derilerimizin renginden dolayı savaş esiri muamelesi görüyoruz. Ölüyoruz, kasıtlı bir şekilde covid-19’la enfekte ediliyoruz.

Amerika kıtasının ‘uygar ülkesi’ olan vatanımızda soykırıma uğruyoruz.