ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Tayvan'ı ziyareti ABD ile Çin arasındaki Tayvan gerilimini artırdı. Çin'in 1949'da bağımsızlığını kazanmasından bu yana süren Tayvan krizinde, ABD ve Çin ilk kez karşı karşıya gelmiyor. 

Çin'den yapılan açıklamalarda, Pelosi'nin ziyaretinin ABD-Çin ilişkilerini baltalayacağı belirtilirken, Çin ordusunun gerekli adımları atacağı söylendi. ABD tarafı açıklamalarda, "tek Çin" politikasının ihlal edilmediğini yineleyerek Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret etme hakkı bulunduğu kaydedilmişti.

Güney Çin Denizi'nde iki ülkenin de savaş uçakları ve gemileri konuşlanmış durumda.

1949'tan beri devam eden Tayvan krizinin dönüm noktaları şu şekilde:

1949: Mao Zedung önderliğinde Çinli komünistler, iç savaşta Çan Kay Şek liderliğindeki Kuomintang (KMT) milliyetçilerine karşı galip gelerek Çin Devrimi'ne giden yolu açtı. Mao'nun Pekin'de iktidarı ele geçirmesinin ardından KMT hükümeti Tayvan adasına çekilerek, Çin anakarasıyla ilişkileri kesti.

1950: Kore Savaşı'nda Çin'le mücadele içinde olan ABD, Tayvan'la askeri müttefik haline geldi. ABD. Tayvan'ı anakaradan gelebilecek olası saldırılara karşı koruyacağını ilan ederek, Tayvan Boğazı'na bir filo konuşlandırdı.

1954-1955 Birinci Tayvan Boğazı Krizi: Tayvan geriliminin artması üzerine Çin, ülkenin güneydoğu kıyılarından Tayvan kontrolündeki adalara topçu saldırıları başlattı. Taipei hükümeti saldırılar sonucu bazı adaların kontrolünü kaybederken, kalan kuvvetlerini Tayvan adasına taşıdı.

1958 - İkinci Tayvan Boğazı Krizi: Pekin, Çin anakarasına yakın olan Tayvan kontrolündeki Kinmen ve Matsu adalarına saldırı başlattı. Tayvan tarafı, ABD tarafından askeri destek alarak çatışmaları sürdürdü. Çin bu saldırılar sonucunda adaların kontrolünü ele geçiremedi. Böylece uzun yıllar sürecek gerilimin temelleri daha da sağlamlaşmış oldu.

1979: ABD "Tek Çin" politikasını onayladığını açıkladı. Böylece ABD, Taipei hükümetiyle diplomatik ilişkilerini resmiyette askıya almış oldu, ancak diplomatik bağlantılar fiili olarak devam etti. Çin Devlet Başkanı Deng Şiaoping, Tayvan krizine çözüm olarak “bir ülke, iki sistem” ve “barışçıl birlik” kavramlarını ortaya attı.

1979: Pekin ile diplomatik ilişkiler kurma kararı alan ABD, Tayvan'ın geleceğinin 'barışçıl yollardan belirleneceği' iddiasıyla Tayvan İlişkileri Yasası'nı kabul etti. Böylece Washington hükümeti, Tayvan'ın kendisini savunması için gerekli araçları sağlayacağının taahhüdünü verdi. Çin her ne kadar da yasayı eleştirse de, Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelede ABD'nin saflarına katıldı.

1982: ABD Başkanı Ronald Reagan, Tayvan İlişkileri Yasası'nı değiştirmeme taahhüdü de dahil olmak üzere ABD'nin Tayvan'a Karşı Altı Güvencesi tasarısını kabul etti. ABD, arabulucu rolü olmadan Tayvan'la ilişkilerine ve Tayvan'a askeri desteğe devam etme kararı aldı.

1995: Tayvan Başkanı Lee Teng-hui, ABD'nin Cornell Üniversitesi'ni ziyaret etmesi ve burada hükümet yetkilileriyle görüşmesi üzerine gerilim tırmandı. Çin, ABD ve Tayvan'ın hareketlerini kınadığını, gerekli karşılığı verileceğini açıkladı.

1996 Üçüncü Tayvan Boğazı Krizi: Tayvan ilk kez doğrudan başkanlık seçimini yaptı. Pekin seçimlere tepki gösterek, Tayvan karasularına füze saldırısı düzenledi. Bunun üzerine ABD bölgeye uçak gemileri gönderdi. Mart ayında yapılan seçimleri ABD yanlısı Lee Teng-hui kazandı.

2000: Tayvan'ın bağımsızlığını hedefleyen Demokratik İlerleme Partisi'nin (DPP) adayı Chen Shui-bian seçimleri kazandı ve böylece ülkedeki DPP iktidarı dönemi başladı. Pekin seçimlere tepki gösterdi.

2005: Pekin hükümeti, Tayvan'ın bağımsızlığını ilan etmesini yasa dışı kılan "ayrılma karşı yasa tasarısını" kabul etti. Ayrıca sene içerisinde Tayvan'da ana muhalefet pozisyonuna düşen KMT yetkilileriyle Çin Komünist Partisi yetkileri, 1949'tan beri ilk kez bir araya geldi.

2008: Çin ile yakın ilişkiler geliştirmeye başlayan KMT destekli Ma Ying-jeou, Mayıs ayında yapılan seçimleri kazanarak iktidara geldi. Ma'nın seçimleri kazanmasının ardından, Çin ile Tayvan arasındaki diplomatik ilişkiler yeniden başladı. Birçok alanda anlaşmalara imza atan iki ülke arasındaki siyasi anlaşmazlık, “bir ülke, iki sistem” yapısı içerisinde giderildi.

2016: DPP'den Tsai Ing-wen, Çin'e karşı adanın bağımsızlığını sağlayacağını ilan ederek Ocak ayındaki seçimleri kazandı. Çin, Haziran ayından Tayvan ile tüm resmi iletişimi askıya aldığını açıkladı.

2016: ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Aralık ayında Tsai Ing-wen ile doğrudan telefonla görüşerek on yıllardır ABD'nin diplomatik çizgisinden farklı bir adım attı. ABD başkanları direkt olarak Tayvanlı yetkililerle görüşmemişti. Trump'ın bu adımı, Çin tarafından kınanırken bölgedeki gerginlik arttı. Ayrıca Trump hükümeti, Çin'e karşı bölgesel mücadele için gerekli adımların atılacağını ilan etti.

2017: Trump yönetimi, Tayvan'a 1,4 milyar dolarlık silah satışını onaylayarak, Tayvan'a askeri desteğin devam edeceğini açıkladı. 

2018: Trump, Tayvanlı yetkililerle direkt görüşmek için Tayvan'a üst düzey diplomatik yetkililer göndermeye karar verdi. Trump'ın Mart ayında onayladığı yasa, Çin tarafından kınandı.

2018: ABD Dışişleri Bakanlığı, Tayvan'a F-16 savaş uçakları ve diğer askeri uçaklar için 330 milyon dolara kadar yedek parça satışını onayladı. Çin, Pekin ile Washington arasındaki işbirliğinin tehlikeye atıldığını belirterek, ABD'nin Tayvan'a askeri desteğini sonlandırması için uyarıda bulundu.

2022: ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping arasında Temmuz ayında gerçekleşen iki saatlik telefon görüşmesinin gündemi, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin olası Tayvan ziyareti oldu. Şi görüşmede, "Ateşle oynayan kendini yakar" diyerek Biden'ı uyardı. Biden, ABD'nin Çin politikasını değiştirmediği ve bölgedeki barış ve istikrarı baltalamaya yönelik adım atılmayacağını söyledi. Ayrıca Çin Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Çin ordusunun ziyarete göz yummayacağı belirtildi. ABD tarafı, Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret etme "hakkı" olduğunu savundu.

2 Ağustos 2022: ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Tayvan'ı ziyaret edecek. Pelosi'nin ziyareti, ABD-Çin arasında gerilimi tırmandırırken, iki ülke de bölgede savaş uçakları ve gemilerini konuşlandırdı.